KONDA Araştırma ve Danışmanlık Şirketi tarafından hazırlanan 'Türkiye 100 Kişi Olsaydı' isimli rapor, 11 yıl boyunca, Türkiye genelinde yapılan 125 araştırmaya ve 2008-2018 arasında 3 kez tekrarlanmış KONDA Hayat Tarzları Araştırması'nın verilerine dayanmaktadır. 18 yaş üstü nüfusu temsil eden raporda, cinsiyet ve yaş dağılımı, eğitim seviyesi, medeni durum, etnik kimlik dağılımı, din ve mezhep dağılımı, sosyal medya kullanımı gibi çeşitli başlıklara dair verilere, 10 yıl öncesiyle karşılaştırmalı olarak yer verildi.
CİNSİYET VE YAŞ DAĞILIMI NEREDEYSE EŞİT
Raporda, 2021 itibarıyla 18 yaş üzeri nüfusu temsil eden 62 milyon 378 bin kişiyi 100 kişi kabul ediyor. Yani KONDA’nın gösterimindeki her bir figür yaklaşık 620 bin kişiye tekabül ediyor. Çalışmaya göre eğer Türkiye demografisi 100 kişiye indirgenseydi bunlardan 50'si kadın 50'si erkek olacaktı. 33 kişi 18-32 yaş arası, 34 kişi 33-48 yaş arası ve 33 kişi de 49 yaş üstü olarak belirlenecekti. Yani cinsiyet ve yaş dağılımında neredeyse eşit bir demografi söz konusu.
Gösterimde yer alan başlıklar sırasıyla şöyle:
Cinsiyet dağılımı, yaş grup dağılımı, eğitim seviyesi grupları, kadınlarda eğitim seviyesi grupları, medeni durum, evlilik kararı, büyünülen kent, yaşanılan yerleşim tipi, göç durumu, hane nüfusu, oturulan ev tipi, çalışma durumu, ev-araba sahipliği, etnik kimlik dağılımı, din/mezhep dağılımı, dindarlık seviyesi, sosyal medya kullanımı, alkol-sigara kullanımı, hayat tarzı.
Cinsiyet dağılımı ile başlayan rapora göre, Türkiye nüfusunda erkek ve kadın oranı 50 erkek ve 50 kadın olarak her zaman birbirine eşit.
DİNİ İNANÇ BENİMSEMEYENLERİN SAYISINDA ARTIŞ
Din-mezhep dağılımında her 100 kişinin 94’ü bir dini inancı olduğunu belirtiyor. Bunların 88'i Sünni Müslüman, 5'i ise Alevi Müslüman. Dikkat çeken verilerden biri ise 'Dini inancı yok' seçeneğindeki artış. 2011’de dini inancı olmayanların oranı yüzde 2 olurken, 2021’e gelindiğinde bu oran yüzde 6'ya yükselmiş durumda.
2011'DEN 2021'E DAHA YAŞLI BİR TOPLUM
Türk toplumu geçen on seneye göre daha yaşlanmış bir görüntü ortaya koyuyor. 18-32 yaş arası nüfus oranı 2011’de yüzde 39 iken, 2021’e gelindiğinde bu oran yüzde 33’e düşmüş durumda.
Toplumun dindarlık seviyesinde özel bir değişiklik göze çarpmasa da kendini 'inançsız/ateist' olarak tanımlayanların oranında belirgin bir artış var. 2011'de yüzde 2 olan inançsız/ateist oranı, 2021'de yüzde 7'ye yükselmiş durumda.
'EV KADINIYIM' DİYENLERİN SAYISINDA AZALMA
Kadınların yüzde 56'sı kendisini 'ev kadını' olarak tanımlıyor. 2011'de kendini 'ev kadını' olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 68. Bir diğer veri ise işçi-esnaf kadınların oranındaki artış. 2011 yılında kendini 'işçi-esnaf' olarak tanımlayan kadınların oranı yüzde 8 iken, 2021'e geldiğimizde bu oran karşımıza yüzde 16 olarak çıkıyor.
100 YETİŞKİNDEN 31'İNİN YAŞAM TARZI 'MODERN'
Her 100 yetişkinden 31'i hayat tarzını tanımlarken 'modern' cevabını veriyor. Bu oran 2012 yılında yüzde 27. Kendisini 'dindar muhafazakar' olarak tanımlayanların oranında ise azalma görülüyor. 2012’de yüzde 27 olan oran, 2021 yılında, yüzde 24'e düşmüş durumda.
Türk toplumunun genel eğitim seviyesi son on senede görünür biçimde artsa da her 100 kişiden 7'sinin hala herhangi bir örgün eğitim almadığı görünüyor.
Toplumun üçte ikisi evli veya evlenmek üzere. Bekarların oranı son on yıl içinde artarak yüzde 20'den yüzde 29'a çıkmış durumda.
HEM EV HEM ARABA SAHİPLİĞİ ORANI YARIDAN AZ
Toplum, küçülen birimler halinde yaşamaya başlıyor. Hane nüfusuna 2011 yılında 9 ve daha fazla kişi diyenlerin oranı yüzde 3 iken, 2021'de bu oran yüzde 1'e düşmüş durumda.
Toplumun televizyon izleme oranında ciddi bir düşüş gözlemleniyor. 2012 yılında televizyondan haber izlemediğini belirtenlerin oranı yüzde 4 iken, 2021'de yüzde 28'e kadar yükselmiş.
Son on yıldır gazete okuma oranı sürekli olarak azalıyor. Her dört yetişkinden üçü gazete okumadığını belirtiyor. 2014'te yüzde 30 olan gazete okuru oranı, 2020'de yüzde 25'e düşmüş durumda.
Hem ev hem de araba sahipliği oranı yarıdan az. Toplumun yaklaşık beşte birinin ne ev kendisinin ne de arabası var.
BULUNDUĞU YERDEN GÖÇENLERİN ORANI YARIYA YAKIN
Kişilerin halen yaşadıkları yer, doğdukları yer ve babalarının doğum yeri kullanılarak yapılan hesaplar sonucunda edinilen bulguya göre, 'toplumun yarıya yakını hayatının bir noktasında bulunduğu yerden göçmüş kişilerden oluşuyor'.
Konda, söz konusu araştırma hakkında şu bilgileri aktardı:
"Gösterimde yer alan oranların büyük bir kısmı o yıl gerçekleştirilen, aynı örneklem yönteminin uygulandığı on bir farklı araştırmanın toplu verileriyle hesaplandı. Bazı dağılımlar ise o sene içinde gerçekleştirilmiş tek bir araştırmanın verisine dayandığı gibi, birden fazla araştırmanın bileşik verisini de sunabiliyor. Gösterimde yer alan oranların her biri en az 2700, en fazla da 33 bin kişilik verilerden faydalanarak hesaplandı."