Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


İsmail Hakkı Güleç


BİR DOST

İsmail Hakkı Güleç'in yeni yazısı


 

         Dostluk; bizim için, bu coğrafyanın ve bu dinin en önemli ve de en kıymetli insani vasıf, özellik, güzellik, nitelik ve hasletlerinden birisidir...

         Dost ve dostluk, insanın içini açan, gönlüne ferahlık ve sürur veren, insana umut olan, ufuk açan, fıtri, doğal insani bir güzelliktir...

            Dostluk, tanışma ile başlayan, yolda devam eden, kökleşip, kuvvetlenip, gelişip, pekişen, ilerleyen ve zamanla öyle bir hal alır ki, dost dediğiniz insan, sizi kendisinden, eşinden, işinden, ailesinden, menfaatinden dahi daha önce, daha önde, daha üstün, daha önemli, kıymetli ve değerli, daha çok düşünen bir insan halini de alabilir...

          Dostluğun karşıtı ise, düşmanlık, bencillik, bireysellik, menfaat ve çıkar sahibi olma, vefasızlık, vurdumduymazlık, umursamazlık, sahtelik, sanallık vb. şeyler olarak tanımlanabilir...

              Dostluklar gerçek, samimi  ve sade olabildiği gibi sanal, sahte, çıkar ve menfaate dayalı anlık, günübirlik, konjonktürel de olabilmektedir...

             Gerçek bir dostlukta olması gereken şeyler, sade, sahici, samimi, içten, doğal, dengeli ve hasbi olmasıdır...

             Kaybolan, tüm eski(eskimez, orjinal) değer, haslet, özellik, güzellik, vasıf, nitelik, kalite vb. Her şey için kullandığımız "nerede o eski insanlar, arkadaş ahbap ve dostlar" dediğimiz şeylerden birisi de dostluktur...

             Arzulanan, özlenen, istenen, beklenen dostluklar...İnsana yük olan değil, yük alan, insanın her türlü sorun, sıkıntı, problem, çile ve yüküne ortak olan sizinle gülen, sizinle ağlayan, acınıza, hissiyatınıza, ağıtınıza, gülmenize, iyi ve kötü gününüze şahitlik eden ve seyirci değil, sahip çıkan, omuz veren, umut ve ufuk olan, ruh veren, taşın altına elini koyan, ehli hissiyat olan, dost ya da dostluklar...

           İnsan, sevgi, muhabbet ve aşk ile yoğrulmuş bir varlıktır... Dostluğun da ana omurgasını, özünü, ruhunu, kalıcılığını, samimiliğini, sadeliğini ve gerçekliğini oluşturan şey ise, sevgi ve muhabbet üzere oluşmasıdır...

             Dostluğun ruhu, sevgidir... Sevgi, muhabbet, diğerkâmlık var ise, dostluklar yapıcı ve kalıcıdır...

            Şayet, bir dostlukta sevgi, saygı ve diğerkâmlık yok ise, o dostluk sanal, sahte ve konjonktürledir. Kalıcı değildir, görecedir, geçicidir...

Hayatımızda, öyle dostlar olmalıdır ki, her şeyinizle kendi sorun, sıkıntı, problem ve imtihanınızı paylaşabilesiniz...

           Sizi, tüm öz, özel ve özetinizi bildiği, sizin için ben bir dost olarak ne yapabilirim, hangi hususta size yardımcı "ensar olabilirim", sizin hangi yükünüze omuz verebilir, hangi sıkıntı ve sorununuza çözüm üretebilirim diye koşturup, bu hususta adeta kendisini pareleyip, parçalayan dost'dur" O"...

              Gerçek dostluklar, pazara kadar değil.! mezara kadar.! kalıcı, sürdürülebilir, sürekli olan bir dostluklardır...

               Hz. Peygamberin (as) de buyurduğu gibi, şayet hayatınızda iyi bir eşiniz, iyi bir eviniz, iyi bir bineğiniz, bir de iyi dostunuz varise, siz dünya'nın en zengin insanısınız demektir...

          Dost, insanın yüz akı, yüzünü ağartan, kalbini ferahlatan, ruhuna ilaç olan, yürüyüşünde yol arkadaşı, davasında dava arkadaşı, dert arkadaşı, sırdaşı olan insandır...

            Dostlukta, sen ben yoktur... Biz vardır... Senin sorunun, benim sorunum, senin imtihanın, benim imtihanım, senin ailen, benim ailem değil, hep "biz kelimesi" esastır...

           Çünkü dostlukta, bedenen, fiziksel ve kemiyet olarak ayrı olsanız bile, inanç, ilgi, duygu, düşünce, yol ve yöntem açısından siz tek bir vücut gibisinizdir demektir...

              Dostluklar, bir Mü'minin her şeyinde olması gerektiği gibi, Allah için, inancımızdan dolayı, akide dostluğu, ahlak dostluğu, insaniyet dostluğu vasfında olmalıdır...

             Ne yazık ki, her şeyde olduğu gibi dostlarımızı unutur, onları ihmal eder, onlara ihanet eder, hatta onları satar olduk...

             Dostlarımızla aramıza, nifak girdi, şikak girdi, nefis, şeytan ve menfaat girdi... Dostluklar zamanla, yerini düşmanlığa bıraktı, dostluk hastalandı, zemini çürüdü ve dostluklar yıkıldı, yok oldu...

             Dostluklar, bir toplumu ayakta tutan, sağlıklı olmasını sağlayan,  topluma ruh veren, kan veren, can veren, toplumu normal, dengeli, yaşanılabilir kılan, en güzel hasretler iken, toplum ne yazık ki, hasbiliği, harbiliği hakiki olanı kaybetti, sanal ve sahte olanı tercih etti... dostlukları kaybeden  insanlar, mutsuz, huzursuz, tedirgin, terkedilmiş, tekil bir duruma düştüler...

           Günümüzde insanlar, krizden, bunalımdan, çaresiz ve çözümsüzlükten, psikolojik sorun, sıkıntı ve de depresyonlardan kurtulamaz oldu...

            Dost, efkar dağıtan, bir araya geldiğinizde, sizinle her türlü sorun ve sıkıntınızı paylaşan, konuşan, çözüm arayan insan demektir...

          Dost, kendisi ile ölüme kadar, ölümüne mücadele edilebilen, güvenilen, dayanılan, adeta yüce bir dağ gibi, insanın sırtını yasladığı kimse demektir...

          Dost, yük olan değil, yük alan demektir...

          Dost çare ve çözüm üreten demektir...

          Dost, duyarlı, hassasiyet ehli demektir...

          Dost, sevgi, hoşgörü, ilgi, alaka ve muhabbet demektir...

          İşte böylesi güzel, nadide, nadir ve özel dostlar, benim çileli hayatımın bir çok boyutunda var olmuştur...

          İnsan mal, mülk, para, servet, saray ve şöhret biriktireceğine, güzel hasletli, dürüst, güvenilir sağlam, kalıcı, yapıcı ve vefalı dostlar biriktirse idi, kendisi için çok daha iyi olurdu ki, hem dünya'da hem de ahiret'te…

          Bazen hayatınızda öyle bir dostunuz vardır ki, sizin ile yaklaşık yarım asırdır, her şeyinizi paylaşmış, tüm imtihan, süreç, bedel, badire, sıkıntı ve zorluk zamanlarınızda sizin yanınızda olmuş, sizin her türlü gerek bireysel, ailevi ve gerekse  maddi, manevi sorun, sıkıntı ve imtihanınız da yanınızda olmuş, bir çok hususta size abi, kardeş, sırdaş, yoldaş olup, size omuz verip, umut ve ufuk olmuş, yine size her hususta yol ve yöntem göstermiş, sadece yükünüzün teorisi ile ilgilenip, işin kolayına kaçmamış, bunlara pratik somut çözümler üretmiş, üretmeye gayret etmiş, sizi kendisinden bir parça, bir dost, bir kardeş bilmiş, gerçek bir insan "O"...

          İşte, yaklaşık otuz beş yıla yakındır, kendisi ile sürdürmeye çalıştığımız yürüyüşümüzde, davet ve davamızda ki, bu süreçte birçok dost, kardeş, ahbap ve arkadaşımızı yolda kaybederken ya da birçok kardeşimiz, dostumuz, arkadaşımız yolun ahlakını, ruhunu, sorumluluk, görev  ve misyonunu yitirmişken, kendisi hiç değişip, aksatıp, ihmal etmeden, bu dostluğu sürdüren vefa ehli, ender" dostlardan birisidir "O"...

            "O" hiçbir zaman, insani ve İslami ilke, inanç, değer, düşünce, kimlik, kişilik, vicdan, ahlaki duruş, değer ve de davranışından taviz vermeden, elinden gelen her şeyin en iyisini yapmaya çalışan bir dost...

            O mümtaz, mümeyyiz ve müstesna dost ile, otuz beş yıla yakındır tanışıp, kendisinden istifade ettiğimiz, her defasında sizi mütebessim bir çehre ile karşılayan, her telefon edişinizde telefonu ikinci kez çaldırmayan, açtığı zaman da, buyur kardeşim.! diyen, sizi diliyle, gönlüyle sarmalayan, gerçek bir dost "O"...

           Kimin nerede, ne zaman herhangi bir sorun, sıkıntı ve problemi olsa oraya koşan, kimin bir cenazesi, düğünü, bayramı hüznü ya da sevinci olsa, onların o ortamını paylaşıp iştirak eden, bu hususta hiçbir şeyi mazeret ve bahane olarak öne sürmeyip, tüm zorluklara ve imkansızlıklara rağmen orada bulunmaya gayret eden bir dost" O"

           Böylesi dostlukları ya da dostları yargılayıp, yadırgayanlar, inanç, kültür, tarih ve kimliklerini değiştirip, o insani ve İslami vasıflarını ki.!(rahmet, şefkat ve merhamet, ahlak, adalet, erdem, vb.) duygularını yitirenler, bu tür dostlukların çok da önemli, gerekli ve anlamlı olmadığı kanaatine varanlar, dünyevi çıkar ve menfaatleri uğruna güzel dostlukları ya da dostluk vazifelerini ihmal edenler, savsaklayanlar öteleyip, erteleyenler, bu tür güzide, güzel,  göze hoş gelen, gönülden neşet eden, doğru ve kalıcı, karşılıksız dostlukları gördükleri vakit onları kınamakta, günümüzdeki şartlara uymamakla, hatta bu güzel dostluk, ahbaplık ve komşuluk ilişkilerini tarihte olduğu gibi yaşatıp sürdürmek isteyen kimseleri saflık ve enayilikle.! değerlendirebilme hadsizliğini gösterebilmekte her hangi bir beis görmemektedirler..

            Kendilerini, kapitalizmin, materyalizmin ve modern cahiliyye'nin her türlü hastalıklı ortamlarına atanlar elbette ki, bu tür gönülden, yürekten yapılan söz, davranış, amel, insanlık ve dostlukları gereğince idrak edip anlayamazlar...

              Çünkü, dostluk gönül demektir... Yürek demektir... Sevgi ve muhabbet demektir... Özleme, beklemek, hasret empati ve emek, demektir... Diğergamlık demektir...

             Gönlünde büyük bir insaniyet sevgisi, muhabbeti ve özlemi duymayan, bu duygu ve güzelliklerden nasibi olmayanlar gerçek, kalıcı ve de sahici dostluklar kuramazlar, kursalar da bu dostluklar uzun süreli ve kalıcı olamaz...

           Dünyadaki, en değerli şeylerden birisi olan dostluk, mutlaka korunmalı, gözetilmeli, yaşatılmalı, itina ve özen  gösterilmelidir...

          Çünkü, dostluklar uzun yıllar sonucu oluşan gelişen ve olgunlaşan çok değerli bir hazine iken, onu yıkıp yok etmek ise, bir anlık bir sorumsuzca söylenen kırıcı bir söze bağlıdır...

              Çağdaş.! modern.! batı uygarlığı, her şeyi yıkıp, yok ettiği gibi, bize ait olan kalbi, imani, insani, irfani, ahlaki tüm değerlerimizi, adet ve geleneğimizi kökünden söktü attı ve kuruttu...

            Şu anda, buna karşı direnmek neredeyse imkansız..! Ancak her şeye rağmen bizler, özümüze, gönlümüze, kültür, kimlik ve geleneğimize sımsıkı sarılmalı ve de bunların yaşaması için elimizden gelen tüm gayreti ortaya koymamız gerekir...

            Çünkü, bir toplum ancak bu kadim değer ve gelenek, inanç, tarih ve kültürüne bağlı kaldığı oranda yaşayabilir doğal, mutlu ve huzurlu olabilir...

             Dostluklarımızın samimi, sahici, kalıcı, köklü olması ve dostlarımızın çoğalması ümitle temennisi ile...

            SELAM VE DUA İLE...

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR