Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


ALTAN TAN


İmamoğlu'nun tutuklanması

Altan Tan'ın "yeni" yazısı...


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, çok sayıda belediye görevlisi ve belediye ile iş ilişkisi içerisinde olan bazı şahıslar, ilk operasyonla gözaltına alındılar ve ardından da tutuklandılar.

Bu operasyonda iki iddia öne çıktı:

Birincisi, belediyelerdeki yolsuzluk, rüşvet, kayırma iddiaları.

İkincisi ise, DEM Parti ile, daha eskiden HDP ile kurulan kent uzlaşısı çerçevesinde, terör örgütü ile bağlantılı kişilerin işe alınması, görevlendirilmesi ve bunlarla yapılan iş ilişkileri.

Yani, özetle, bir "rüşvet operasyonu" diyebiliriz.

İkincisi de "terörle bağlantılı ilişkiler" diyebiliriz.
 

 


Bunların ne kadar doğru, ne kadar yanlış ya da ne kadar üretilmiş suçlar olup olmadığını, bu mahkeme sürecinde göreceğiz.

Ben bu konuda bir kanaat belirtmek istemiyorum. Çünkü dediğim gibi, yargıya iletilen bir şey, o dosya içeriğinde olan deliller, evraklar, şahitler, gizli şahitler, itirafçılarla değerlendirilir ve sonunda da bir şey ya çıkar ya da çıkmaz. Çoğu zaman da bu iddiaların altı boş olur.

Benim kendi hayatımda da var; yargılandığım 9-10'a yakın dava var. Bunların bir kısmından hüküm yedim, bir kısmı henüz Yargıtay'da, bir kısmından beraat ettim. En son müebbet hapisle yargılandığım davada beraat ettim.

Onun için, bu iddiaların hepsi doğrudur, hepsinin altı doludur, hepsi incelenip sık dokunmuştur diyemeyiz.

Çünkü dünyanın hiçbir hukuk sisteminde, tam olarak işlediği bir ülkede, müebbetle cezalandırılması için dosya hazırlayan bir savcının iddianamesinden beraat çıkmaz.

Çıkarsa, savcıya dönerler ve derler ki, "Kardeşim, sen nasıl bir dosya hazırladın?"

Yani, 1 yıl, 2 yıl, 3 yıl değil, müebbet hapis istemişsin, ömür boyu hapis istemişsin, bu eski idam cezası.Yani, adama idam istemişsin, adam beraat etmiş. Peki, senin bu delillerin, soruşturman, dosyaya koyduğun evraklar demek ki hepsi sahte, hepsi palavra.

Onun için ben bu iddialardan ne çıkar, şu an için çıkar veya çıkmaz bir şey deme durumunda değilim.

Ama benim bugün üzerinde en fazla durmak istediğim konu, belediyelerdeki yolsuzluk, hırsızlık, adam kayırma meselesi.

Maalesef bu, Türkiye'nin en önemli gerçeği. Tabii en önemli derken, en acı gerçeği.

Türkiye'de eskiden biri birdenbire zengin olmuşsa, işte bu mafya, eroin, esrar kaçakçısı, silah kaçakçısı, sigara, içki kaçakçısı, vurguncu, gümrüklerde yolsuzluklar yapan diye yaftalanırdı. Birdenbire bir zenginlik varsa, ani, yani izah edilen bir yer, akla bunlar gelirdi.

Ama inanın edin, bugün özellikle son 20-25 yıldır, Türkiye'deki zenginliğin, birden zenginliğin en önemli kaynağı belediyelerde dönen rant. Ve maalesef bunun bir partisi yok.

Hani çok klasik bir laftır, "Paranın dini, imanı yok" derler, rüşvetin, rantın da partisi yok.

CHP'li, AK Partili, MHP'li, İYİ Partili, HDP'li, DEM Partili, aklınıza ne geliyorsa, ne kadar parti varsa, bu partilerin yönettikleri belediyelerde maalesef hiçbir şey dönmüyor, burası tertemiz diyemiyoruz.

Özellikle imar değişikliği.

Yani şimdi hırsızlık, yolsuzluk derken insanın aklına hep ihaleler gelir.

500 milyonluk veya 500 trilyonluk eski tabirle bir ihalede bir kişi normal işte meşhur kazancı diyelim ki yüzde 20 ise, 100 milyon, 100 trilyon kâr eder.

Hadi yolsuzluk yapmışsa 200 trilyon, 200 milyon kâr eder, 250 eder... Yarı yarıya kâr eder.

Veya kâr da demeyelim, bunun işte fazla kısmına hırsızlık yapar.

Ama inanın edin, imar düzenlemelerinde, imar değişikliklerinde öyle bir rantı var ki, değeri 200 milyon, 300 milyon, 500 milyon TL, dolar rantlar olur.

İstanbul'da bir örnek vereyim:

Zorlu Center'in imar değişikliğine bakın, verilen imara bakın.

Esenyurt'a bakın, yani böyle bütün İstanbul'a bakın diyeceğim de hani böyle tek tek bildiğiniz yerleri söylüyorum.

Ankara'daki imara açılan yerlere bakın, İzmir'e bakın, Adana'ya bakın, Mersin'e bakın, Trabzon'a bakın, Hakkari'ye bakın, Diyarbakır'a bakın.

Sadece Diyarbakır'da, işte HDP döneminde 170 imar değişikliği dosyası var.

Öyle dosyalar var ki... Ben geçenlerde örnek verdim yine:

Diyarbakır-Urfa yolunda bir arsayı bazı şahıslar aldılar, devletin arsasını ikiye böldüler; yarısını Merkez Bankası'na verdiler, diğer yarısı ise kendilerinde kaldı.

Merkez Bankası'na 1,4 emsal verilirken, diğer yarıya 2,4 verildi.

Yani kabaca izah edeyim, çok kabaca herkesin anlayacağı şekilde: Birine 140 daire yapılıyorsa, öbürüne 240 daire izni veriliyor.

Böyle bir para yok eroin de, esnarda da, silahta da, içkide de, silah kaçakçılığında da, gümrükteki oyunlarda da yok böyle bir para.

Kağıt üzerinde, kağıt üzerinde belediye meclisi el kaldırıyor.

Şimdi mesela İstanbul'da bu kadar yolsuzluk oldu.

Cumhurbaşkanı "İstanbul'a ihanet ettik" dedi.

Bülent Arınç, "Melih Gökçek döneminde Ankara parsel parsel satıldı" dedi.

Bunu söyleyen en üst kişiler.

Ve bu belediyelerde, farklı farklı şehirlerde farklı farklı partilerden belediyeler var.

Mesela İstanbul'da CHP'li belediyeler de var, MHP'li de var, AK Partili de var.

Ankara'da yine öyle.

Ve daha ilginci, en ilginci bu şimdi söyleyeceğim;

Diyelim ki İstanbul Büyükşehir CHP'nin elinde.

Ümraniye Belediyesi de AK Partililerin elinde.

Ümraniye Belediyesi'nde bir imar değişikliği varsa, bunun Büyükşehir'den de geçmesi lazım.

Veya tersi; CHP'li bir belediye bir imar değişikliği yaptı, bir rant döndü orada, büyük para.

Bunun AK Partili Büyükşehir Meclisi'nden geçmesi lazım.

Yani tek başına bunu yapabilmesi mümkün değil.

Ve bakıyorsunuz bu tip uygulamaların hiçbirinde bir şikâyet yok.

İşte Maslak bir dönem Büyükşehir AK Parti'deydi.

Maslak, CHP'deydi, SHP'deydi, Mustafa Sarıgül döneminde.

Dev binalar yapıldı Maslak'ta.

Yine aynı şekilde Kadıköy Belediyesi CHP'deydi, büyükşehir AK Parti'deydi.

Bir bakıyorsunuz, paranın döndüğü yerde ilginç bir şekilde Beşiktaş'ta, Etiler'de, Ulus'ta, CHP, AK Parti, MHP...

İşte kim ne yapıyorsa burada bir düzen işliyor.


Gelelim tekrar bu İmamoğlu meselesine.

Bana göre bu mesele çok büyütüldü.

Meselenin bu noktaya gelmesine bence gerek yoktu.

Tutuklamaya veya daha ileri seviyede, çok sayıda insanın terörle ilişkilendirilmesine, ortamın bu kadar gerilmesine bana göre gerek yoktu.

Ama tekrar söylüyorum, gerek vardı, yoktu.

Suç varsa gereği var.

Eğer bu mesele rantla alakalıysa, bu mesele rüşvetle alakalıysa ki, ben büyük oranda şahısları suçlayarak değil, bilgimle bunların olduğuna inanıyorum.

Genel olarak inanıyorum.

Çünkü 44 yıllık inşaat mühendisiyim.

26 yaşında Ankara'da Keçiören Belediyesi'nde 1984'te, 41 yıl evvel Melih Gökçek'in başkan yardımcılığını yaptım.

7,5 ay sonra ellerim kelepçeli hücreye gittim siyasi sebeplerden dolayı.

Allah'a şükür rüşvet, para, bir şey yok.

41 sene evvel, 26 yaşında.

Belediyelerin ne olduğunu biliyorum.

Ömrüm belediyelerin içinde geçti.

İnşaat mühendisi olmama hasabıyla, inşaat işleri yapmama hasabıyla Diyarbakır'dan, Midyat'tan, Mardin'den, İstanbul'dan, Ankara'dan aklınıza neresi geliyorsa onlarca belediye ile çalıştım.

Ve maalesef paranın dönmediği bir yer görmedim.

Bir soru daha sormak lazım:

Peki, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Bursa Belediye Başkanı, Ankara'da Melih Gökçek, Balıkesir Belediye Başkanı, Sayın Erdoğan tarafından niye istifaya mecbur edildiler?

Ne suçları vardı, tırnak içinde varsa, durup dururken niye istifa ettirildiler?

Yani, buradan onları da suçlamıyorum.

Ama sebebini araştırıyorum.

Bugün de İstanbul belediyelerinde de bu gayri ahlaki ilişkilerin olduğunu duyuyorum.

Bazılarına şahit oluyorum.

Eşim, dostum, ahbabım, arkadaşım, belediyelerle iş yapıyor ve "Şuna şu kadar verdim, buna bu kadar verdim, şöyle yaptım" diyor.

Ama bunun tek bir noktada değil, bütün ülkede olması lazım.

Bütün ülkede bir temizlik harekâtı olması lazım.

Onun ötesi maalesef siyasi algıya girer.

O da doğru olmaz.

Ve işlerin bu kadar gerilimli bir noktaya gelmesini de tekrar söylüyorum, gereksiz görüyorum.

Yani bu soruşturmalar yapılır, bilgiler, belgeler, evraklar hangi belediye olursa olsun ortaya konulur, suçlular cezalandırılır.

Ama "Benim hırsızım iyi, seninki kötü" derseniz adaletin terazisi şaşar.

 

Kaynak: Independent Türkçe

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR