Dr. Fadi Zatari, Siyonistlerin propagandasına karşı Filistinlilerin topraklarını terk etmeme mücadelesinin neden önemli olduğunu tarihi örneklerle ve istatistiksel verilerle inceliyor.
Taha Akyol, Türkiye’nin İsrail’i kınamakla birlikte, Hamas’a yönelik ilgisinin belli bir seviyede kalması gerektiğini belirtiyor.
Alper Görmüş, çözüm sürecinin ve PKK’ya silah bıraktırmanın konuşulduğu bir ortamda, müstafi müstafi amiral Cihat Yaycı’nın, ‘devlet PKK’ya silah bıraktırırsa, Suriye’de eli zayıflar” anlamına gelecek görüşlerine vurgu yapıyor.
Yıldıray Oğur Yazdı;
Orhan Gökdemir, haber.sol.org.tr’de “Bizim Sevgili Hastalığımız” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Ahmet Taşgetiren, önceleri, devlet’in (CHP) çeşitli toplumsal kesimlerle “iç barış”a dair var olan sorunlu durumun, bugün AK Parti’de; bürokrasi ile “parti arasında” göründüğünü ve bunun “iç cephe” ile ilişkisine vurgu yapıyor.
Yıldıray Oğur, karar.com’daki yazısında Ankara Sosyal Bilimler Vakfı’nın hazırlamış olduğu “Türkiye’de Kimlikler: Din, Ekonomi, Siyaset” başlıklı 2024 değerler araştırmasını değerlendiriyor.
Vahap Coşkun, AK Parti’ye ve MHP’ye yakın duran bazı kalemlerin iddialarının aksine, Bahçeli ile Erdoğan’ın, Kürt sorununun çözümüne yönelik olarak, uyum içerisinde ve birlikte hareket ettiklerini belirtiyor.
Serbestiyet.com’dan KaanGöktaş, geçenlerle vefat eden Muazzez İlmiye Çığ’ın, Hititolog olup Sümerolog olmadığını, müzelerde memurluk yaptığını;iddia ettiği alana dair bir çevirisinin ve müstakil bir eserinin olmadığını belirtiyor.
Bekir Berat Özipek, başkasının evine barkına çöken insanların ya da kibar ifadesiyle “yerleşimciler”in, temelinde çocuk cesetleri olan evlerde, bahçelerde oturmaktan utanıp sıkılmadığı, hatta bunu kendinde hak gördüğünü belirtiyor
Yalım Eralp ile Dünya Dönüyor’da bu hafta: Suriye ile ilişkilerde artık iyice talepkâr bir hale geldik. Esad’dan bir beyanat yok. Bizden ise iki günde bir, "Efendim, bekliyoruz," diye açıklamalar geliyor
Artı Gerçek'ten, Doğan Özgüden'in yazısı;
Serbestiyet'in haberi; Tevhid ve Sünnet Cemaati Lideri, Selefi Halis Bayancuk ve İsmailağa Cemaati’ne bağlı, Nakşi yazar Ömer Faruk Korkmaz’ın “Allah nerededir?” konulu münazarası yayınlandı.
Muhtâr, Kûfe halkına karşı kendisini "Mehdî" tarafından görevlendirilen bir emir gibi göstermek istemiş, bunu da bazı icraatlarında yansıtmıştır.
12 Eylül ve tüm darbelere dair muhasebe yapmak ve halen var olan darbe düşüncesini ıskartaya çıkaracak yeni bir dil, yeni bir söylem, yeni bir anlayış ve kavrayış artık kendini apaçık bir şekilde hissettirmektedir.
Gerard Vissering’in hazırladığı rapor ve tüzük ile kurulan Merkez Bankası, İsmet İnönü ve Celal Bayar çekişmesine sahne olmuş.
Hamid Dabashi, mepanews.com’da “Gazze Avrupa Felsefesinin Ahlaki İflasını Gözler Önüne Serdi” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Mustafa Çağrıcı'nın yazısı;
kitaphaber’den Faik Öcal, sosyal ve siyasal alanlarda meydana gelen olayları anlamak adına, nesnel davranabilmenin, aynı zamanda 15 Temmuzun anlaşılması içinde geçerli olduğunun altını çiziyor.
karar.com yazarı Osman Sert, analizinde, ortaya çıkan normalleşme durunu açısından, Türkiye-Suriye ilişkilerinin seyrinin, Türkiye’nin görünen çabalarına rağmen, düşünülenin aksine pek de kolay olmayacağını belirtiyor.
Gazeteci yazar Bülent Şahih Erdeğer'in, konu ile ilgili analiz yazısı...
Kamil Ergenç Yazdı;
Yusuf Tosun Independent Türkçe için yazdı;
Mutafa Çağrıcı; "Kuşkusuz Kur’an’ı anlamada onun lafızları göz ardı edilemez. Fakat Kur’an’ın lafız olarak dediğinin arkasında bir de mutlaka demek istediği var." diyerek Kur'an'ı anlama ve ona yaklaşma durumuna değiniyor.
Yıldıray Oğur; CHP ve İmamoğlu için yaptığı araştırmalar ve hazırladığı raporlarla bilinen Reform Enstitüsü “3 Ay sonra: 31 Mart tablosu kalıcı mı?” başlıklı araştırmasını dün İstanbul’da tanıttı.
Mücahit Sağman Yazdı;
Bizim tarihimizde ve kültürümüzde bugün yüklendiği sembolik anlamıyla kurt motifinin yaygınlık kazanması 20. yüzyılın başlarındadır.
Yazarımız Sait Alioğlu’nun, kitaphaber.com.tr’de konu ile ilgili olarak yayınlanan yazısı…
Pezeşkiyan, Muhafazakâr değil, reformcu olup, seçildikten sonra yapmış olduğu konuşmasında reforma değinmiş ve ağırlığını o konuya ayırmıştı.
Toplumu, en alt ve önemine binaen başta aile, yakın akraba, sülale, kabile, “aşiret” kavim, ulus/millet, ümmet ve salt inançtan sadır olan dinleri ve mezhepleri kapsayan gruplar oluştura gelmiştir.