Gazeteci Yazar Fehmi Koru Analiz Etti...
MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’den gelen İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener’e “Yuvaya dönün” çağrısının ve ardından o çağrıyı AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sahiplenmesinin medyamızda değerlendirilmesi hep aynı doğrultuda: “2023’te veya daha erken yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1’e ihtiyacı olan Cumhur İttifakı, bunu İYİ Parti’yi yanına çekmekle sağlayabilir; davet bunu sağlama amaçlı.”
Olabilir tabii…
Eş zamanlı olarak CHP’nin son cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin önce parti kurma niyeti olarak yorumlanan, sonradan kendi açıklamasıyla bir sonraki seçimde yeniden cumhurbaşkanı adayı olmayı hedefleyen bir hareket yapısı oluşturacağının anlaşıldığı çıkışı da önemli. İnce’nin çıkışı CHP’nin aday belirlemede hareket alanını daraltma amaçlı olarak da değerlendirilebilir.
Biri olmazsa diğeri, bu iki siyasi çıkışın varlığı, Cumhur İttifakı cephesini, gelecek seçimle ilgili olarak şimdiden rahatlatmıştır.
Matematik ne söylüyor?
İYİ Parti’ye çıkarılan davet sonuç alırsa ve İYİ Parti’ye oy vermiş insanlar bu yeni çatıdan rahatsızlık duymaz, oylarını da esirgemezlerse, Cumhur İttifakı, büyük ihtimalle, kendi cumhurbaşkanı adayını seçtirmeyi başaracaktır.
Matematik bunu söylüyor.
Aynı durum Muharrem İnce’nin planının gerçekleşmesi durumunda da söz konusu. Millet İttifakı içerisinde yer alan partilerin her kesimden oy alabilecek birini ‘ortak aday’ olarak çıkarması yerine, CHP yine Muharrem İnce’yle seçime katıldığı takdirde, oylar aynen son cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi bölünecek ve sandıktan -ilk turda olmasa bile ikinci turda- Cumhur İttifakı’nın adayı muzaffer çıkacaktır.
Bunu da yine matematik söylüyor.
Galiba bu gerçeği, bir tek, liselerde fizik dersi vermiş, matematiğe de yakınlığı olması gereken Muharrem İnce fark etmemiş görünüyor.
CHP kendi içinden birini aday gösterdiğinde onun alabileceği oy, son seçimdeki adayının aldığı yüzde 30.4 oranından daha fazla olamayacaktır.
Bildiğim kadarıyla, bugünkü sistemde, yüzde 30.4 ile cumhurbaşkanı seçilmek mümkün değil.
Tablo ortada: Böyle gidilen seçim, muhtemelen ilk turda Millet İttifakı’nın yeni bir yenilgisiyle sonuçlanır. İkinci tura kalması halinde de, ortak adaya pekala gidebilecek oyların İnce’ye yönelmesini beklemek boş bir hayaldir.
‘Ortak aday’ hesabını son seçimde Meral Akşener “Ben de adayım ve kazanacağım” diyerek bozmuştu; aldığı oyun partisinin eş-zamanlı yapılan genel seçimde aldığı oyun bile altında kaldığını biliyoruz. Şimdiden yaptığı “Ben yine adayım” çıkışıyla, bu çıkışı CHP kararı haline dönüştürmeyi de başarırsa, Muharrem İnce’nin bundan sonra yapılacak ilk seçimi önceki seçimin (2018) tekrarı haline getirmesi kaçınılmaz.
İsimler önemli midir, evet önemlidir. Bir kişi ‘ortak akıl’ dışına çıkıp kendi aklını öne sürünce, siyasetin dengeleri onun içinde bulunduğu -bulunması gereken- ortaklığın hesaplarını bozmaya yeter.
Meral Akşener’in son seçimdeki tavrı bunu yapmıştı; Muharrem İnce’nin zorladığı tavır da bir sonraki seçimi aynı şekilde etkileyecek.
6 milyon oy kime gider?
Gelecek cumhurbaşkanlığı seçiminde anahtar rolü HDP’nin oynayacağını Cumhur İttifakı cephesinde yer alan partiler görüyor ve bunu boşa çıkaracak tedbirleri şimdiden almaya çalışıyorlar. Parti kapatmayı zorlaştıran anayasa değişikliği yapılmamış olsaydı, HDP’nin kapısına kilit vurulması bile söz konusu olabilirdi.
Böyle bir yol gidilmesi de HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘anahtar parti’ olma özelliğini ortadan kaldırmaz. HDP daha önceki kapatılmış bir dizi partinin son halkası olduğu gibi, onun kapatılması durumunda, aynı tabanın farklı bir ad taşıyacak yeni bir partiyle yola devam etmesi beklenir.
HDP’ye oy veren 6 milyona yakın seçmenin de oy verebileceği birini aday olarak çıkartabilirse, ancak o durumda, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı seçiminde başarılı olması mümkündür.
Demokratik siyaset sonunda kimin/hangi partinin kaç oy aldığıyla ilgilidir ve ‘Cumhurbaşkanı hükümet sistemi’ ile birlikte başarıyı getiren oy oranı ‘yüzde 50+1’ olarak belirlenmiştir. Bu orana kavuşmayı getirecek sayıda seçmeni şu anda mevcut iki ittifaktan hangisi sandığa yönlendirebilirse, zafer onun ve adayının olabilir.
İYİ Parti Millet İttifakı’ndan çıkıp karşı ittifaka geçerse veya ittifak partileri bulundukları çatılar altında kalmaya devam eder, fakat ‘ortak akıl’ ve onun eriştireceği ‘ortak aday’ yerine HDP’ye verilen 6 milyon oyu alamayacak biriyle veya her parti kendi adayıyla seçime girerse…
Öyle gidilecek bir seçimin sonucunu şimdiden ilan edebiliriz.
Yoksa o günü beklemeyip hemen ilan edelim mi?