Gelecek Partisi lideri Davutoğlu'nun kurucusu olduğu Bilim ve Sanat Vakfı'na bağlı İstanbul Şehir Üniversitesi'nin tüm varlıklarına tedbir konulduğu sırada Abdullah Gül'ün, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin detayları ortaya çıktı. Gül, Erdoğan'a "Vakıf Üniversitelerini denetleyen YÖK’ün raporlarında en ufak bir sıkıntı yok" dediğini açıkladı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu Bilim ve Sanat Vakfı'na bağlı İstanbul Şehir Üniversitesi'nin tüm varlıklarına Halkbank tarafından tedbir konulurken, üniversitenin açılışını Davutoğlu ile birlikte yapan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yaşanan süreç ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı aradığı ortaya çıkmıştı.
Halk Bankası ile İstanbul Şehir Üniversitesi arasında yaşanan hukuki tartışma istinaf mahkemesine taşınırken, konuyu köşesine taşıyan Karar Gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, Abdullah Gül'ün de duruma sessiz kalmadığını ve kendisini arayarak, "Perşembe günü cumhurbaşkanını telefonla aradım, Şehir Üniversitesi’ni birlikte açtık, sıkıntıları malum bu konuda müdahil olursanız, bir çözüm yolu bulabilirsiniz dedim. Umarım bir yol bulunur ve bu güzide üniversitemiz kaliteli eğitimde yoluna devam eder" dediğini aktarmıştı.
GÖRÜŞMENİN DETAYLARI ORTAYA ÇIKTI
Erdoğan ile Gül arasında gerçekleştirilen Şehir Üniversitesi telefonunun detaylarını ise ocakmedya.com yazarı Mehmet Tekelioğlu dünkü köşe yazısında paylaştı.
Erdoğan'ın Abdullah Gül’ün Şehir Üniversitesi ile ilgili olarak kendisini aradığını söylerken, "Tabii bizi halef selef olduğumuz Cumhurbaşkanı aradı. Dedi işte ‘Siz bu işi arzu ederseniz halledersiniz.’ Kendisine dedim ki ‘Temenni ederdim ki siz benim yerimde olun. Biz geçmişte bankaların nasıl iflas ettiğini biliyoruz. Hamdolsun 17 yıldır bizim dönemimizde, bizim bankalarımızın hiçbirisi kasaları boşaltmadı. Biz de kasayı boşaltamayız" ifadelerini kullanmasının üzerine, Gül'e konuşmanın detaylarını anlatmasını rica ettiğini kaydeden Tekelioğlu'nun yazısına göre Gül şu sözleri kaydetti:
"Ben tartışmaya dâhil olmayı çok istemedim ancak ortada güzel bir Üniversite var, saygınlığı yüksek, kontenjanlarındaki doluluk oranı vakıf üniversitelerinin ortalamasının üstünde… Ülkemizin en seçkin Hocaları burada görev yapıyor. Açılışını Tayyip Beyle beraber yaptığımız, Mütevelli Heyet Başkanı olarak hepimizin yakından tanıdığı Ömer Dinçer’in görev yaptığı güzide bir Üniversite… Vakıf Üniversitelerini denetleyen YÖK’ün raporlarında en ufak bir sıkıntı yok.
Bana sürekli olarak bu konuda bir şeyler söylemem için ısrar edenler oldu. Onlara ben telefonla gerekli teması yaptım demek zorunda kaldım, basının bu şekilde haberi oldu, yoksa bu telefon irtibatını duyurmak bile istememiştim.
Düşüncelerimi başka bir mecrada açıklayabilirdim ama maksat üzüm yemek olsun dedim ve Tayyip Beyi aradım. Kendisine de “siz bir çözüm yolu bulabilirsiniz, devir işlemini yanlış bulmakta haklı olabilirsiniz, ama hukuk içinde bir çözüm üretilebilir, mesela şartları olgunlaştırılmış yeniden tahsis düşünülebilir” dedim. Sonra da: “Üniversite kendi gelirleriyle borcunu ödeyebileceğini söylüyor, bunu Ömer Dinçer de teyit ediyor, Halk Bankasıyla üniversite daha önce anlaşmıştı, kaldı ki teminatlar da yeterli, bu kolaylık başka işletmelere gösteriliyorsa bir üniversite bunu haydi haydi hak eder, bu çerçevede bir çözüm bulunabilir” diye ilave ettim. Hukuk dışı bir yol önermek aklımdan bile geçmez."