Türkiye´nin birinci sıradaki sosyo-ekonomik sorunu, kadının ekonomik, sosyal ve aile hayatındaki yerinin çağdaş dünya ile bağdaşmayan bir düzeyde olması. Kadının ekonomi ve çalışma hayatının esas olarak dışında olması, onun toplumdaki ve ailedeki gücünü zayıflatarak büyük bir eşitsizlik ve adaletsizlik yaratıyor.
Sorun bununla da sınırlı değil. Çünkü kadının ekonomik ve sosyal hayattaki mevcut durumu, ülkenin üretim, rekabet gücü, cari açık, enflasyon, refah, ortalama gelir, gelir dağılımı ve yoksulluk gibi en ağır sorunlarının çözümünü engelliyor, hatta mevcut olumsuzlukları besliyor.
Oysa ülkenin kaderi ancak bu temel sorunların düzelmesiyle değişebilir. Bu yüzden kadınların ekonomi, toplum ve aile içindeki yeri değişmedikçe ülkenin kaderinin de değişmesi mümkün değil.
Bu hayati soruna kadınların toplamdaki yerine çalışma hayatı penceresinden baktığımızda öne çıkan noktaları şöyle sıralayabiliriz:
* Bizim hesapladığımız 2017 yılı ortalama rakamlarıyla 15 yaş ve üstündeki her bin kadının sadece 289´u çalışıyor. Bunun da 75´i ücretsiz aile işçisi, yani cebine doğrudan bir para girmiyor. Her bin kadının sadece 214´ünün doğrudan para kazandığı bir işi var. Buna karşın eğitim, sağlık, emeklilik ve mevsimlik iş gibi geçerli nedenler dışında evde oturan kadınların sayısı bin kişide 464.
* Toplam istihdamda kadının payı yüzde 31 düzeyinde. Kayıtdışı çalışanlar içinde kadının payı yüzde 40.6´ya çıkıyor. Tarımda kayıtdışı çalışanlar içinde kadınların payı yüzde 51´i aşıyor.
* Çalışan kadınların çoğu tarım ve hizmetlerde istihdam ediliyor. Bir işte çalışan her bin kadından 561´i hizmetlerde, 283´ü tarımda çalışıyor.
* Kadınların çoğunluğu çalışma süreleri uzun, statü olarak aşağılarda ve düşük ücretli işlerde çalıştırılıyor. Çalışan her bir kadından 207´si nitelik gerektirmeyen işlerde, 181´i nitelikli tarım işlerinde, 201´i hizmet ve satış elemanı olarak çalışıyor. Buna karşın çalışan her bin kadından sadece 24´ü yönetici pozisyonunda bulunuyor.
* Çalışan her bin kadının 634´ü ücretli veya yevmiyeli, 259´u ücretsiz aile işçisi, 94´ü kendi hesabına, 13´ü de işveren olarak çalışıyor. Bu oranlar ücretsiz aile işçiliği dışında tüm sınıflarda erkeklerde daha yüksek.
* Kadınlarda kayıtdışı çalışma oranı erkeklerin 1.5 katı. Erkeklerin yüzde 29.23´ü kayıtdışı çalışırken, kadınlarda bu oran yüzde 44.55´i buluyor.
* Üstelik gelişmeler de pek umut verici değil. ?İstihdam seferberliği?ne rağmen 2017´de kadın işsiz sayısı 106 bin kişi ve yüzde 7.97 arttı. Kadın işsizlik oranı da 0.37 puan artarak yüzde 14.07´ye çıktı.
* Yeni mezun yüksek öğrenimli kadınlar bile eve kapanmak zorunda kaldı. 25 yaş altı yüksek öğrenim mezunu kadınlarda ne eğitimde ne işte olanların oranı 3.80 puan birden artarak yüzde 40.74´e çıktı.
Yüzümüzü kızartan bu tablonun farkında olarak tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü´nü kutluyorum.