İngiltere'de bugün 2015'ten bu yana üçüncü kez genel seçim yapılıyor. Oy verme işlemleri TSİ 10.00'da başladı ve TSİ 01.00'e kadar sürecek. Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma (Brexit) süreciyle ilgili belirsizliği çözmesi umulan seçim öncesi yapılan tüm kamuoyu yoklamaları, iktidardaki Muhafazakar Parti'yi önde göstermişti. Ancak gerek 2016'daki Brexit referandumunun gerekse de 2017'deki son genel seçimin, araştırma şirketlerinin öngörülerinden farklı sonuçlanması nedeniyle yeni parlamento aritmetiği ile ilgili olarak kimse iddialı tahmin yapamıyor. "Taktik oy" ve "yeni seçmen" faktörleri de tabloyu daha da öngörülemez kılıyor.
2016'daki referandum sonrası göreve gelen ve 2017'deki seçimde Avam Kamarası'ndaki çoğunluğunu kaybeden dönemin başbakanı ve Muhafazakar Parti lideri Theresa May, Brexit Anlaşması'nı Parlamento'dan geçiremedi. May'in istifası sonrası Temmuz ayında parti lideri seçilen ve başbakan olan Boris Johnson da, AB'yle yeni bir anlaşmaya varmasına karşın, tıpkı May gibi anlaşmayı Parlamento'dan geçirmekte başarısız oldu.
Johnson erken seçimle Parlamento'da çoğunluğu elde etmek ve 31 Ocak'ta Brexit'i gerçekleştirmek istiyor. İşçi Partisi'nin lideri Jeremy Corbyn ise AB'yle 3 ay içinde "yumuşak Brexit" öngören yeni bir anlaşmaya varacağını, 6 ay içinde anlaşmayı referanduma sunacağını söylüyor. İkinci referandumdan "Hayır" sonucu çıkması halinde İngiltere AB'de kalacak.
Telif hakkıAFP
Image captionAB yanlılarının İngiltere Parlamentosu önünde dalgalandırdıkları bayraklar
İngiltere'de bugünkü seçimin sonucunun ülkede özellikle başta gelecek nesiller olmak üzere toplumun tüm kesimleri üzerinde önemli etkileri olacak. Bunun iki nedeni var. Birincisi Muhafazakar Parti'yle ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin Brexit sürecine yönelik yaklaşımlarının çok farklı olması. İkincisiyse iki partinin, özellikle de Boris Johnson ve Jeremy Corbyn'nin liderliğinde, seçmene bambaşka sosyal ve ekonomik vizyonlar vadetmeleri.Ülkede dar bölge seçim sistemi uygulanıyor. Yani 650 seçim bölgesinde oy oranı ne olursa olsun en fazla oyu alan aday milletvekili seçiliyor. İngiltere'de siyaset son dönemde önemli ölçüde Brexit yanlıları ve karşıtları ekseninde şekilendiği için birçok seçim bölgesinde seçmenler Brexit tercihlerine göre "taktik oy" kullanabilir.
2016'daki referandumu Brexit yanlıları yaklaşık yüzde 52 oyla kazanmışlardı. Ancak seçmenler nezdinde Brexit'e destek verenlerin oranının yaşla doğru orantılı şekilde arttığı biliniyor. Genç nesil Brexit'e büyük oranda karşı ve bugün ilk kez oy kullanacak yüz binlerce seçmen var. Kamuoyu araştırmalarının tüm bu faktörleri ne kadar doğru yansıttığı da şüpheli.
Savanta ComRes adlı kamuoyu şirketinin Daily Telegraph gazetesi için yaptığı son kamuoyu araştırmasında ise Muhafazakar Parti'yle İşçi Partisi arasındaki puan farkı 5'e düştü (Yüzde 41'e yüzde 36) ve bu Ekim ayı ortasından beri görülen en düşük fark.
TSİ 01:00'de BBC dahil tüm televizyonlar ortak sandık çıkış anketinin sonuçlarını duyuracak. Nihai tablonun ise sabaha karşı netleşmesi bekleniyor. Bu tarihi seçim öncesi İngiltere'nin önündeki senaryolar ise şöyle:
Muhafazakar Parti'nin tek başına iktidara gelmesi
Brexit Partisi lideri Nigel Farage, Muhafazakar Parti'nin 2017'de milletvekili çıkardığı 317 seçim bölgesinde aday göstermedi. Farage'ın bu adımı iktidar partisinin ülke genelinde oy oranını artırmasına yardımcı olacak.
Muhafazakar Parti'nin 650 üyeli Avam Kamarası'nda 2015'te 331 olan milletvekili sayısı 2017'de 317'ye, bu yıl ise Brexit Anlaşması'na karşı çıkan bazı milletvekillerinin ihracı sonrası 298'e indi. Parti iki yıldır ülkeyi azınlık hükümetiyle yönetiyor.
Hükümete dışardan destek veren Kuzey İrlanda'nın muhafazakar Demokratik Birlik Partisi (DUP) ise hem May'in hem de Johnson'ın Brexit Anlaşması'na onay vermemişti. DUP, Brexit sonrası Kuzey İrlanda'yı Birleşik Krallık'ın kalanından (İngiltere, İskoçya, Galler) ayıracak her tür gümrük düzenlemesine ve "İrlanda Denizi'nde sınır oluşturulmasına" (Kuzey İrlanda'ya komşu İrlanda Cumhuriyeti AB üyesi) karşı çıkıyor. Zira İrlanda adasındaki çatışmalara son veren 1998 tarihli Hayırlı Cuma (Good Friday) Anlaşması ile İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer alması sağlanmıştı.