Afrika Uzmanı Huriye Yıldırım Çinar, komuyu, Milat Gazetesi'nden Rabia Aykut'a değerlendirdi.
İlk olarak geçtiğimiz günlerde Alman basınına sızan ve Almanya Dışişleri Bakanlığına ait 'çok gizli' ibareli bir rapora dayandırılan, Rusya’nın 2015’ten beri 21 Afrika ülkesiyle askeri iş birliği anlaşmaları yaptığı haberine değinen Çinar, ‘Süper güç olmayı hedefleyen Rusya Federasyonun, son yıllarda uluslararası alanda önemi gittikçe artan Afrika kıtasına yönelik politikalarını geliştirmeye önem veriyor. Dünyadaki askeri üs sayısı bakımından ABD’nin çok gerisinde olan Rusya bu alandaki eksikliğini kapatmayı amaçlıyor’ dedi.
Moskova’nın bu bölgede askeri üsler için çabaları yeni olmadığını vurgulayan Afrika Uzmanı Huriye Yıldırım Çinar, Angola iç savaş sırasında Rusların MPLA’ya destek teklifinin ardında Luanda’daki bir askeri üsse erişim amacı olduğunu hatırlatıyor.
‘Rusya Afrika madenlerini ucuza ithal etmenin yollarını arıyor’
Rusya’nın son dönemdeki Afrika’ya yönelik politikalarını 4 perspektiften değerlendiren Afrika Uzmanı Huriye Yıldırım Çinar, bunların enerji, ekonomi, güvenlik ve insani yardım konuları olduğunu belirtti. Çinar ‘Bu konulardan özellikle enerji maddesi Rusya’nın Afrika politikalarının şekillenmesinde oldukça etkili bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır’ dedi.
Rusya’nın Rus halkının refahı için Afrika madenleri, petrol ve doğal gazıyla ilgilenmeye başladığını vurgulayan Çinar, ‘Esasında Rusya’nın kendi topraklarında da petrol ve doğal gazın yanında önemli maden rezervleri bulunuyor. Ancak bazı maden ve mineral rezervlerin bulunduğu yerlerin coğrafik ve iklimsel koşulları bunların çıkarılıp işlenme maliyetlerini arttırıyor. Bu kapsamda Rusya, Afrika’nın henüz keşfedilen maden zenginliklerini ucuza ithal etmenin yollarını arıyor. Birçok Rus maden ve enerji şirketi devlet desteğini de alarak Afrika pazarında yatırımlar yapmaya başladı’ ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Afrika politikasında silah satışı
Rusya’nın toplam silah ihracatının %49’unun Afrika ülkelerine gittiğine dikkat çeken Çinar, ‘Rusya’nın savunma sanayi gelirlerinin %39’u silah ticaretinden geliyor. Hal böyle olunca silah satışının Rusya’nın Afrika politikasında oldukça hayati bir konuma sahip’ dedi.
Çinar Afrika ülkelerine silah satışı Rusya’ya doğrudan gelir getirmenin yanında askeri ve siyasi konularda önemli avantajlar sunduğunu söyledi.
Rus silahlarının Afrika’daki en büyük tedarikçileri listesinde Mısır, Sudan ve Angola’nın başta geldiğini belirten Çinar, ‘Sadece 2017-2018 yıllarında Angola, Nijerya, Sudan, Mali, Burkina Faso ve Ekvator Ginesi gibi doğal kaynaklar açısından zengin ya da stratejik öneme haiz ülkelerle silah satışı pazarlıkları yapılmış’ ifadelerini kullandı.
Silah satışında en önemli noktanın Afrika ülkelerinin borçları olduğunu söyleyen Çinar, Rusya, 1996 yılında Soğuk Savaş döneminde önemli bir müttefiki olan Angola’nın 5 milyar dolarlık borcunun %70’ini silerek karşılığında önemli silah ve askeri ekipman satış sözleşmelerinin imzalanmasını sağlandı’ dedi.
Afrika uzmanı Huriye Yıldırım Çinar Rusya’nın buna benzer hamlelerinden örnekler sıraladı;
2006’de Angola’nın yaklaşık 6-7 milyar dolarlık borcunun tamamını silip karşılığında 7,5 milyar dolar tutarında silah satış anlaşması yapılmıştır.
Silah satışı konusunda diğer bir önemli örnek de Zimbabwe’dir. Mugabe döneminde muhaliflere yönelik yoğun şiddet ve öldürme eylemleri nedeniyle Batı tarafından yaptırım ve silah ambargosu uygulanan ülkeye yardım eli Moskova’dan gelmiştir. Bu dönemde Rusya Zimbabwe’ye hammadde ve çeşitli ürünler göndermiş karşılığında da altın ve elmas madenlerinin işletme ruhsatı gibi önemli fırsatlar elde etmiştir.
Yine demokrasi ve insan hakları hususunda büyük krizlerin yaşandığı Nijerya ve Mısır gibi ülkelerle de Rusya’nın askeri ve güvenlik alanında anlaşmalar yapıp, silah tedariği sağlaması da Moskova’ya Batılı ülkeler karşısında manevra alanı sağlamaktadır. Bilhassa antidemokratik ve otokratik Afrikalı liderler bu gerçeği göz önünde bulundurarak insan hakları ve demokrasi konusunda dayatmaları olmayan Rusya ile ilişkilerini geliştirmeye önem vermektedir.
Putin’in gizli ordusu: Wagner Grup
Moskova yönetimi siyasi ve ekonomik çıkarları kapsamında Rus Ceza Kanunun 359 maddesinde yasak olmasına karşın dünyanın farklı bölgelerine paralı askerler gönderiyor.
Huriye Yıldırım Çinar Rus paralı askerlerinin Afrika’daki faaliyetlerini anlatıyor;
Eylül 2019’da Rus paralı askerleri ve çeşitli askeri ekipmanlar jihadist teröristlerle mücadele etmek amacıyla Mozambik’eulaşmıştır. Mücadele edileceği belirtilen terör unsurlarının önemli gaz rezervine sahip olan Mozambik’in kuzeyinde Cabo Delgado bölgesinde aktif olduğu bilinmektedir. Rusya’nın Rosneft şirketinin de bu gaz rezervlerine çıkarılıp işlenmesine yönelik niyeti de zaman zaman medyaya yansımaktadır.
Diğer bir örnek ise Sudan’dır. Daha önce Ömer el Beşir’in şahsi korumaları olarak da görev alan Rus paralı askeri aynı zamanda Yevgeny Prigozhin bağlantılı altın madeninin güvenliğini sağlamakla da sorumluydu. Libya, Mozambik, Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti dışında emekli General Leonid Ivashov’un açıklamaları doğrultusunda Brundi gibi ülkelerde de Rus paralı askerlerinin konuşlandığı belirtilmektedir. Ancak bu konuda yapılan iddialar Rus yetkililer tarafından zaman zaman reddedilmekte, bu konuda araştırma yapan medya mensubu ve araştırmacıları susturmaya yönelik girişimlerde de bulunulmaktadır. Örneğin 2018 yazında Orta Afrika Cumhuyetinde Wagner Grup faaliyetlerini araştırmak üzere ülkeye gelen 3 bağımsız Rus gazetecinin bir çatışmada öldüğü açıklanmıştır. Gazetecilerin ölümüne yönelik şüpheler bugün hala giderilmiş değildir.
Askeri ve siyasi danışmanlar
Moskova hükümeti Afrika’daki çıkarlarını güvenceye alabilmek için kıta ülkelerinin kendileriyle uyumlu politikalar gütmesini arzuladığını belirten Çinar Rusya’nın bu amaçla Sahraaltı Afrika’da Rusya’dan gönderilen siyasi ve askeri danışmanlar Moskova güdümünde çalışmalar gerçekleştirdiğini söyledi.
Bunlardan en çok göz önünde olanı Orta Afrika Cumhuriyeti olduğuna dikkat çeken Çİnar, ‘Asi gruplara karşı hükümetin desteklemesi adına burada askeri eğitmenler dışında başkana ulusal güvenlik konusunda danışmanlık hizmeti veren bir Rus bulunduğu biliniyor. Rusya’nın bu desteği karşısında Orta Afrika Cumhuriyeti bazı altın ve elmas madenlerinin ruhsatlarını Ruslara vereceğinin, ayrıca Rus silahlarını satın alacağının sözünü verdi’ dedi.
Zimbabwe’deki 2018 seçimlerinde de danıçmanların etkisi olduğunu belirten Çınar, ‘2018 Zimbabwe seçimleri Afrika’da Rus siyasi danışmanları tarafından yürütülen 20 kampanyadan birisidir. Emmerson Mnangagwa’nın iktidara geldiği bu seçimde, muhalefet seçimlere Rusların müdahalesi olduğu iddialarında da bulundu’ ifadelerini kullandı.
Rusya’nın Afrika politikalarından uluslararası kamuoyu rahatsız
Rusya’nın ayrıca Afrika’da nükleer enerji santralleri kurmak için de girişimlerde bulunduğuna dikkat çeken Çinar, ‘Nükleer enerji sektöründe önemli bir hammadde olan uranyum zengini olan Güney Afrika, Namibya ve Nijerya gibi ülkeler Rusya’nın ilgi odağına girdi. Öyle ki 2009 yılında Medvedev Namibya’ya düzenlediği seyahati süresince 1 milyar dolarlık uranyum işleme yatırımı taahhüdünde bulundu’ diye konuştu.
Çinar, Rusya’nın Afrika’da nükleer enerjiye yönelik projeleri uluslararası kamuoyunda yoğun eleştirilere maruz kaldığını söyledi. Hali hazırda etnik ve dini çatışmalar, radikalizm ve terörizm gibi güvenlik sorunları bulunan Afrika ülkeleri için nükleer enerji santralleri büyük bir tehdit unsuru olabileceğinin üzerinde duran Çinar, ‘Rusya enerji alanındaki bu çıkarlarını sağlamak için çoğu zaman askeri ve güvenlik alanındaki girişimlerle kıta ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeyi planlıyor’ dedi.