Sait Alioğlu yazdı;
Teferrüc, TDK sözlükte "Arapça eski bir kelime olup şu anlamlarda kullanılmaktadır:" 1. Açılma, ferahlama. 2. Gezinti"
D. Mehmet Doğan'a ait "Büyük Türkçe Sözlükte ise, yukarıda belirttiğimiz anlamlara havi olarak "teferrücgah" şeklinde, 'gezinti yeri' anlamı ile mekânlaşlığına vurgu yapılmaktadır.
Konuyu, elimizde tuttuğumuz dergiyle ilişkilendirirsek, o zaman, dergimizin, insanları, en azından ona ilgi duyanları bir açılıma sevk ettiği, ferahlattığı ve onları güzel bir gezintiye çıkardığı söylenebilirdi.
Hem de, başlıkta da belirtildiği üzere, insanları dilde,edebiyatta ve kültürde bu anlamlarla gönendirmesi,dilin ve kültürün kendisine edebi alanda yer bulması anlamına da gelirdi.
Derginin editöryel kısmında, konu ile ilgili şu ifadeler, derginin misyonunu da belirtmekte; "...bu yolda bizleri ayakta tutan ve meşalemizin sürekli yanmasını sağlayan birbirimize karşı olan edebiyat bağı, nu bağın oluşmasına da vesile olan "Teferrüc" ağıdır. İşte bu ağda "Hamdım, piştim, yandım" düsturuna tabi bir yolda, mütevazı olmak her ne kadar edebimizden gelse de iddialı olmak da kalemimizin gücünden gelmektedir." (S. 1)
Teferrüc dergisi "Dil-Edebiyat ve Kültür" mottsuyla dönemlik olarak üç ayda bir yayımlanmaktadır.
Hemen her edebi ürünlerin yayımlandığı aynı türden dergilerde olduğu üzere Teferrüc'de de birbirinden nitelikli -hatta kendine has niceliğe sahip- kaliteli, seviyesi yüksek edebi ürünler bulunmaktadır.
Estetiğimize doğru yol almak, yönelmek...
Derginin bu sayısında Prof. Dr. Recep Duymaz imzalı "Estetiğimize Doğru" adlı bir makalesi bulunmaktadır. Duymaz makalesinde estetik mevzuunda önemli şeyler söylemekte ve estetiğimizi nasıl ve hangi şekilde, insanların özellikle de gençlerin önüne serme konusunda şu ifadeleri kullanmakta; "Başta şiir olmak üzere edebiyat, resim, müzik ve mimarlık gibi sanat dallarımızda güzelliklerle dolu eserlerimizi öncelikle sanat sever gençlerin gözleri önüne sereceğiz.... Bir köşeden onlara uzanmaya, dokunmaya, hatta onlardaki güzellikleri kendimize katmaya çalışacağız.... çünkü estetik okumak güzelleştirir..." (S.2)
Beylerbeyi'nde Bir Şair: Nurettin Durman
Derginin bu sayısında Mücahit Akıncı imzalı şair ve yazar Nurettin Durman'la ilgili "Beylerbeyi'nde Bir Şair: Nurettin Durman" başlıklı bir yazı bulunmaktadır.
Akıncı yazısında Nurettin Durman ile ilgili değerlendirmede bulunduktan sonra, -işin hakkını vermek için diyelim- yazının son paragrafında şu ifadelere yer vermekte; "İskender Pala'nın "Beylerbeyi seninle anılacak" sözü dua yerine geçiyor. Bugün bir Beylerbeyi deyince akla bir masmavi denizi, bir de güler yüzü ile şair Nurettin Durman geliyor..." (S.51)
Çobanlar da sürüye dahil midir?
Çobanlarda sürüye dahil olursa; Ömür Yaşar Kondel, adeta bir komutanın, komuta ettiği askeri birliğe dahil olması kabilinden çobanları da, güttüğü sürünün aslî bir parçası olarak gördüğünü düşündürüresine yazısına şu başlığı koymuş "Çobanlar Da Sürüye dahildir"
"Çobanların da sürüye dahil olduğunu fark ettiysek şayet hayatımızı anlamlı kılmaktan daha anlamlı bir amacımız kalmıyor geriye." (S.58) tespitinde bulunuyor, Kondel.
Edebiyat ve İnsan
Genel anlamda "güzel söz ve yazı sanatı" olarak tanımlana gelen edebiyat, hayatın öznesi olan insanla değer bulmakta ve içerisinde taşıdığı, uhdesinde bulundurduğu güzellik/ler yoluyla insanla bütünleşmektedir.
Mustafa Işık'ta konuya dair "Edebiyat ve İnsan" başlıklı yazısında, edebiyat insan ilişkisine vurgu yapmakta; "Ehli kalem bilir ki hikayesi anlatılan insanlar var olur bu hayatta ve her şey gelecek nesillere bırakılacak hikayelerde yer aldığı kadarıyla anlam kazanır.". (S. 59)
***
Derginin bu sayısında, yukarıda haklarında, bir iki cümlecik de olsa, kelamda bulunduğumuz ürünler dışında, yukarıda da belirttiğimiz üzere bir birinden güzel, nitelikli ve kaliteli "makale, yazı, röportaj, hikaye ve şiir" çalışmaları, kendilerine yer bulmuş...
Böyle bir derginin çıkmasını düşünen, onu hayal aşamasından hayata aktaran,emek veren ve emeği geçen tüm gönül erlerini kutlar, insanı insan yapan insani/İslami değerlere bağlılıklarının devamını dileriz...
Müslüman her sözü dinler, sözün en güzeline uyardı.
(*)Teferrüc "Dil-Edebiyat ve Kültür" Sayı 13