Uluslararası Çernobil-Fukuşima Birliği Başkanı Valeriy Makarenko, Çernobil'deki patlamayla ilgili gerçeklerin başta saklandığını belirterek, "Kazanın boyutu gizlenmeseydi sonuç çok farklı olurdu, hasta olan ve ölen kesinlikle daha az olurdu." dedi.
Çernobil Nükleer Santrali'ndeki patlamanın üzerinden 34 yıl geçti.
O dönem Sovyetler Birliği'ne bağlı olan Ukrayna'nın başkenti Kiev'e 110 kilometre uzaklıktaki santralde 26 Nisan 1986’da meydana gelen kazanın sonuçları günümüzde de hissediliyor.
Patlamanın meydana geldiği 4'üncü reaktör binasının radyasyon yayma riski hala devam ediyor. Santralin 2065 yılına kadar devam eden çalışmalarla tamamen ortadan kaldırılması bekleniyor.
Tanıklar konuştu
Çernobil trajedisinin tanıkları, kazayla ilgili anılarını anlattı.
Trajedinin meydana geldiği dönemde gazeteci olarak çalışan Uluslararası Çernobil-Fukuşima Birliği Başkanı Makarenko, gazetecilerin konuyla ilgili resmi açıklamalar dışında haber yapmasının yasaklandığını anlattı.
Makarenko, patlamanın ardından bölgeye girişlerin kapatıldığını belirterek "Gazetecilerin bölgeye girmesine izin verilmiyordu. Buna cesaret eden de yoktu. Çünkü KGB (SSCB Devlet Güvenlik Komitesi) başımıza bela olabilirdi. İşimizi yapamıyorduk." dedi.
Helikopterle olay yerine ulaşmayı başardığını söyleyen Makarenko, "Tanıdıklar aracılığıyla helikopterle kaza yerine ulaştım. Yetkili birisiyle ilk röportajımı yaptım. Böylelikle bilgi akışı sağlandı. Yoksa halk, Batı radyo kanallarından bilgi almaya çalışıyordu. Çok aşağılayıcı bir durum." şeklinde konuştu.
Makarenko, SSCB yönetiminin kazayla ilgili gerçekleri saklamaya çalıştığına dikkati çekerek "Sovyetler'de her şey ideal olarak gösteriliyordu. Çernobil Nükleer Santrali’nin de çok güvenli olduğu anlatılıyordu. Fakat sonradan bunun böyle olmadığını gördük." ifadelerini kullandı.
"Kazanın boyutu gizlenmeseydi sonuç çok farklı olurdu, hasta olan ve ölen kesinlikle daha az olurdu." yorumunda bulunan Makarenko, kazadan hemen sonra 1 Mayıs Bayramı etkinliklerinin ve Barış Bisiklet Yarışı'nın düzenlendiğini hatırlattı.
Uzmanlar santralin inşa edilmesine karşı çıkmıştı
Santralin inşasına 1970 yılında başlandığını ve ilk reaktör ünitesinin 1977 yılında faaliyete girdiğini anımsatan Makarenko, nükleer santralinin tasarımında hataların olduğuna işaret etti.
Makarenko, "SSCB’deki uzmanların birçoğu santralin bu bölgede inşa edilmesine karşı çıkmıştı. Dönemin SSCB Bilimler Akademisi Başkanının da santralin inşasına izin veren belgeye imza atmamıştı. Bunlar sonradan öğrenildi." dedi.
Yaklaşık 2 milyon 600 bin kişinin kazadan etkilendiğinin kayıtlara geçtiğini belirten Makarenko, "Hasta olan ve ölen çok insan var. Fakat birçoğunun ölüm nedeni kalp krizi olarak kayıtlara geçiyordu. Bütün bunlar SSCB'nin dağılmasıyla ortaya çıktı." diye konuştu.
"Olay yerinde kargaşa vardı"
Çernobil Nükleer Santrali'nde 1986'da mühendis olarak çalışan Boris Katyuşin de "Kaza yerine geldiğimizde durumun çok ciddi olduğunu anladık. Fakat olay yerinde bir kargaşa vardı ve kimse ne yapacağını bilmiyordu." ifadesini kullandı.
Katyuşin, patlamanın 4'üncü reaktör binasında meydana geldiğini hatırlatarak "Geriye kalan 3 blokun kurtarılması gerekiyordu. Herkes bunun üzerine çalışıyordu. Eğer tüm bloklar aynı anda patlasaydı, çok vahim durumla karşı karşıya kalırdık." dedi.
Kaynak: haksozhaber.net