31 Mart akşamı, sandıklar kapandıktan kısa bir süre sonra, saat 18 sularında Habertürk TV´de yayına başladık. Sevgili Didem bana söz verdi. Ben de ilk olarak ?Gecenin ve önümüzdeki günlerin başlığını şimdiden atmam istenirse İstanbul meydan muharebesi manşetini atarım? dedim.
Şüphesiz çok iddialı bir sözdü ancak yaptığım tüm analizlerde İstanbul seçiminin kafa kafaya geldiği sonucu çıkıyordu. Elbette taşlı sopalı bir kavgayı kast etmiyordum ama çok büyük bir siyasal çekişme ve gerilim yaşanacağı bana göre açıktı.
Bir haftadır devam eden İstanbul Meydan Muharebesi
Bu manşetim o gece çok tepki aldı. Herkes her şeyin gayet sakin gideceğini, söylediğimin yanlış olduğunu ve sonucun net şekilde 31 Mart gecesi ortaya çıkacağını ifade etti. Oysa ben, ?Önümüzdeki hafta hava yağmurlu olacak? diyen bir meteoroloji uzmanı gibiydim.
Maalesef ülkemiz son 1 haftadır siyasi anlamda İstanbul meydan muharebesini yaşamaya devam ediyor. Çok gerilimli bir seçim gecesinin sonunda, geçen hafta bu sabah İmamoğlu lehine fark 30 bin kadardı.
Şu an sayı 16 bin civarında hatta Ali İhsan Yavuz´a göre 14 bin kadar. Hâlâ iki parti örgütü arasında kıyasıya mücadele yaşanıyor. Yeniden sayımlar sürüyor.
Düğüm nasıl çözülecek?
Bu hafta sonu iki gün yazı yazmadım ve hem AK Parti hem CHP tarafının önemli yetkilileriyle görüşerek tezlerini dinledim. YSK´ya yakın kaynaklarla da konuştum. İçinde olduğumuz İstanbul çıkmazını ya da düğümünü çözümlemeye çalıştım.
Benim gördüğüm gidişata göre, Yüksek Seçim Kurulunun kararı doğrultusunda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri 2 Haziran 2019 tarihinde yenilenebilir.