İktidar Partisi’nin Afyon Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’e göre, ülkemiz petrol denizinin üzerindeymiş ama Lozan’ın gizli maddelerinde yer altı kaynaklarımızı aramamız yasakmış!.. Yapılan 5-6 sondajda bulunan çok zengin petrol rezervleri, her bir kuyuya 25 ton beton dökülerek kapatılmış falan…
“Tüm dünyanın çırpınışı 2023’ü bu ülkeye, bu ülkeyi seven insanlara yaşatmayalım tek mücadeleleri bu. Yoksa Tayyip başta kalmış, AK Parti iktidar kalmış onların umrunda değil” diyor!
Nasıl ki, Ak Parti Esenyurt Belediye seçimlerini kaybederse “Kudüs’ü, İslam’ı, Mekke’ye kayberiz” idi! (2 Nisan 2018)
Şimdi de “Lozan 2023’te sona eriyor” safsatası mı?..
FUTBOL LOZAN KOMPLOSU!
Petrol sondajları yapılmış, tonlarca beton dökülmüş de Ak Partili Cumhurbaşkanı’nın, MİT’in, Afyon Emniyetinin haberi olmamış mı?
1923’ten beri bütün hükümetler ve yirmi yıldır da Erdoğan hükümeti “gizli maddeler”i kölece bir itaatle uyguluyor olabilir mi?!
Zihinlerdeki önyargı betonlarını görüyor musunuz, bu basit soru bile akla gelmiyor.
Tek Parti rejiminin Van Mebusu İbrahim Arvas “Tarihi Hakikatler” adlı hatıralarında yazmıştı. İsmet Paşa Lozan’da Lord Curzon’la gizlice anlaşmış, sadece inkılapları değil, “kadınların memur, mebus ve avukat olması ve aile idaresinin erkeklerden alınıp kadına verilmesi, her içkinin ve fuhşun serbest bırakılması ve futbolun zararlı şekilde yaygınlaştırılması gibi daha nice değişiklikleri” kabul etmiş!..
Curzon Avam Kamarası’nda “Evet misterler, onlara istiklal verdim, fakat buna karşılık, tüm maneviyatı ellerinden aldım” diye konuşmuş imiş!
Zırvanın böylesi!..
ULUSLARARASI ANTLAŞMA
Curzon, Lordlar Kamarası’da Lozan hakkında 12 ve 20 Şubat 1924 günlerinde iki konuşma yaptı. Bırakın Arvas’ın ürettiği sözleri, aksine, Türk heyetinin Lozan’da nasıl çetin bir mücadele verdiğini görürsünüz; linkini veriyorum:
https://api.parliament.uk/historic-hansard/lords/1924/feb/
Muhafazakarlarımız, Lozan sürecinde Türkiye’nin Başvekili olan muhalif Rauf (Orbay) Bey’in Meclis konuşmalarını bari okusunlar.
Lozan süresiz olduğu gibi uluslararası antlaşmalar ancak Meclis’çe onaylanırsa geçerli olur, bu bakımdan gizli maddeler olamaz zaten.
Lozan elbette tarihçilik metotlarıyla tartışılabilir fakat siyaset konusu yapılmamalıdır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adaları Lozan’da verdiğimizi tarihi belgelerle ortaya koyan bir dosya hazırlatmakta olduğunu söylemişti. (27 Ocak 2018)
Üç yıl oldu, ortada yok… Çünkü adaları 1911 ve ardından 1912 Balkan harbinde kaybetmiştik.
‘İLK VE SON BARIŞ’
Bu vesileyle Lozan konusunda hem akademik hem belgesel yeni bir eserden bahsetmek isterim. Bülent Özükan’ın editörlüğünde yayınlanan “İlk ve Son Barış, 100. Yılında Lozan” adlı büyük boy 310 sayfa; muhteşem bir prestij baskısı.
Bilsay Kuruç, Baskın Oran, İlber Ortaylı, Zafer Toprak, Doğan Kuban, Ahmet Demirel, Kemal Arı gibi akademisyen tarihçilerin ve diğer araştırmacıların belgeli, kaynakçalı makalelerinden oluşuyor.
Özellikle Büyükelçi Süha Umar’ın, Kanal İstanbul problemini de irdeleyen “Lozan’dan Montröye” makalesi son derece uyarıcı nitelikte; keşke iktidar sahipleri okusa.
Doç. Dr. Esra Özsüer’in Yunanca kaynaklara dayalı makalesi, Lozan’ın orada nasıl gözüktüğünü anlatan orijinal bir araştırma.
Kitapta benim de Lozan’a isnat edilen suçlama ve yakıştırmaları eleştiren bir makalem var.
Muhteva zenginliğinin yanında, belgeler ve haritaların tıpkıbasımları ve fotoğraflarla da değerli bir başvuru eseri…
Boyut yayınlarını ve kitabın editörü Bülent Özükan’ı kutluyorum.
Kaynak: Farklı Bakış