Geçen yıl Ekim ayında İstanbul´da yaptığımız dörtlü zirvenin ikinci toplantısının yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde Türkiye´de yapılması konusunda da muhataplarla mutabık kalındı G20 zirvesinde. Dolayısıyla burada da Türkiye, Rusya, Almanya, Fransa liderlerinin katılımıyla muhtemelen Ağustos ayının sonunda ya da Eylül ayının başında yani BM Genel Kurulu´na gitmeden önce bir dörtlü zirvenin yapılması planlanıyor. Burada da Suriye başta olmak üzere bölgedeki genel güvenlik konuları etraflı şekilde ele alınacak.
Döviz kurundaki iyileşme sevindirici bir haber. Sayın Cumhurbaşkanımızın G20´de yaptığı temaslar ve sonrasında oluşan olumlu hava çerçevesinde yaşanan olumlu gelişmeyi de devam edeceği yönünde değerlendiriyoruz.
S-400 sistemi, NATO sistemi içerisinde yer alan güvenlik sistemimize bir tehdit ya da tehlike oluşturacak bir savunma sistemi değildir.
GÜNLER İÇERİSİNDE GETİRİLECEK
S-400´ler çok yakın bir tarihte getirilecek. Günler içerisinde bu sistem Türkiye´ye gelecek ve aktif bir şekilde kullanılacak. Bazı senaryolar ortaya atılıyor. "Getirilecek ama kullanılmayacak, kutusunda duracak" gibi şeyler ortaya atılıyor. Bunlar doğru değildir.
NEREYE KONUŞLANDIRILACAK?
Nereye konuşlandırılacağı konusunda çalışmaları Milli Savunma Bakanlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığımız ve kuvvet komutanlıklarımız birlikte yürütüyorlar. Nihayete erdiği zaman bunu da kamuoyuyla paylaşırız.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ
Yeni ihtiyaçlar, yeni sınamalar ortaya çıktıkça sistemin güncellenmesi, yeni adımların atılması normaldir.
Yüksek İstişare Kurulu ilk toplantısını yaptı fakat çalışma esas ve usulleriyle ilgili çalışma devam ediyor. Tamamlandığında Cumhurbaşkanımıza arz edilecek, onaylandığında Resmi Gazete´de yayımlanacaktır.
Bütün kurumlarımız düzenli bir şekilde toplanıyor. Toplantılarında ilgili kurumlmardan bilgi, belge, brifing almak suretiyle büyük fotoğrafın içinde yeni politikalar nasıl oluşturulur bunu yapıyor. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın başkanlığında da toplantılar yapılıyor. Politika kurullarına verilen görevler politikaların değerlendirilmesinde makro perspektiften bakılıp, teklifler geliştiriliyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi´nin hedefleri açısından bakılrdığından büyük bir gayret, çaba ve başarının olduğunu görüyoruz. İhtiyaçlara göre belli değerlendirmeler, revizyonlar, güncellemeler yapılması normaldir. Cumhurbaşkanımız da bizzat icranın başı olarak ve baş komutan sıfatıyla bütün süreçleri takip etmektedir. Bu sistemin nihai amacı millete hizmeti en etkin, kolay ve kaliteli bir şekilde ulaştırmaktadır.
"YİK´İN RAPORLARI KAMUOYUYLA PAYLAŞILABİLİR"
Yüksek İstişare Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi´ne geçiş sürecinde gündeme gelmişti. Devlete hizmet etmiş kişilerin, ki bunlar ağırlıklı olarak eski Meclis Başkanlarımızdan oluşuyor. Bu kurulun şu anda üyeleri atanmış durumda. Cumhurbaşkanımızın tasarrufunda olduğu için buraya ilaveler olabilir. Sayın Bülent Arınç, Sayın İsmail Kahraman, Sayın Mehmet Ali Şahin, Sayın Köksal Toptan, Sayın Yıldırım Akbulut´tur. Adı üstünde bir istişare kuruludur, bir icra kuruludur. Bu eski Meclis başkanlarımızın tecrübelerinin bugün güncellenerek ihtiyaçları cevap vermesi hedeflenmektedir. Yüksek İstişare Kurulu ilk çalışmasını yaptı. Belli periyodlarla toplanacak. Yüksek İstişare Kurulu da uzmanlardan, birimlerden brifingler alabilecek. Raporlar hazırlayıp sayın Cumhurbaşkanımıza arzedilecek. Belki bunların bir kısmı kamuoyuyla paylaşılabilir.
"KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ CUMHURBAŞKANIMIZIN UHDESİNDEDİR"
Sayın Cumhurbaşkanımızın sayın Ali Babacan´la bir görüşmesi olmuştur. İçeriğiyle ilgili birtakım iddialar var.Benim şu anda size bilgi vermem uygun olmaz.Bunu uygun gördüğünde sayın Cumhurbaşkanı ne oldu ise onu paylaşırlar. Kabine değişikliği konusunda geçen hafta sayın Cumhurbaşkanımız gayet güzel, net bir cevap verdi. Bu kendi tasarrufunda ve uhdesinde olan konudur. Cumhurbaşkanımız toplumun nabzını en iyi tutan bir siyasi olarak bunun ne zaman ne şekilde yapılacağını kendisi değerlendirilir. Cumhurbaşkanımız siyasi hayatında istişarelere önem veren bir liderdir ama bunun kendi tabiriyle sipariş üzerine, kampanyalarla ve birtakım baskılarla olmayacağı aşikar olsa gerektir. Ama bugün itibarıyla böyle bir şey gündemimizde yok. Ama kendisi farklı mülahazalar neticesinde birtakım tasarruflarda bulunabilir. Bakanlar sayın Cumhurbaşkanımızın yakın mesai arkadaşlarıdır. Devletin ve millete hizmet için farklı görevleri üstlenmiş kurumlarımızdır. Bu liste yayınlandı, şu liste yayınlandı gibi şeylere itibar edilmemesi isabetli olur.
"TÜRK VATANDAŞLARINA HERHANGİ BİR SALDIRI KARŞILIĞINI BULUR"
Libya´da yaşanan hadiselerden büyük endişe duyuyoruz. Hafter ve ona yakın kuvvetlerin dün bir mülteci kampını bombalaması ve 50´nin üzerinde insanın hayatını kaybetmesi büyük bir faciadır ve kınıyoruz. Bu bir savaş suçudur. Dışişleri Bakanlığımız ve ilgili kurumlarımız gerekli girişimleri yapmaktadırlar. Genel olarak Libya´daki tabloya baktığımızda uluslararası toplumun ve BM´nin tanıdığı Sarraç´la Hafter arasında anlaşma vardı. Çatışmalarda 500´e yakın insan hayatını kaybetti. İlgili bütün birimlerle sayın Cumhurbaşkanımız Amerika, Rusya, İtalya, Fransa gibi ülkelerle yoğun diplomasi yürüterek çatışmaların derhal sonlanması gerektiği konusunda bir kamuoyu oluşturdu. Hafter´in saldıraları Trablus ve civarında püskürtülmüş durumda ama yeterli değil. Sayın Sarraç yakın bir zamanda yeni bir ulusal uzlaşı süreci başlatacağını ilan etti. Biz Türkiye olarak bunu destek verdiğimizi ifade ettik. Hafter ve taraftarlarının yürüttüğü yasa dışı operasyonlar bir sorun olmaya devam ediyor. Hafter ve adamlarının Türk firmalarına yönelik tehditleri bizim kararlılığımızı perçinledi. O gün yaptığımız açıklamada Türk vatandaşlarına, Türk unsurlarına bu gemiler, havayolu, uçaklar, Türk firmalar olur, bunlara yönelik herhangi bir saldırı sözkonusu olduğunda Hafter hedeflerinin meşru bir hedef haline geldiğini belirttik. Şu anda sakinlik bir durum olduğunu vatandaşlarımız açısından ifade edebiliriz. Genel gerilim devam ediyor,bunun derhal sonlandırılması gerekiyor.