GAZZELİLER AMBARGO NEDENİYLE TEDAVİ İMKANI BULAMIYOR
İsrail´in Gazze´de 2 binden fazla kişinin ölümüne ve bölgede büyük tahribata yol açan son operasyonunun üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, saldırıların açtığı yaralar hala kanamaya devam ediyor. Binlerce Gazzeli, geçen bir yıl zarfında artık kronik hale gelen sağlık sorunlarıyla baş etmeye çalışırken, saldırılar sırasında şarapnel isabeti veya başka nedenlerle uzuvlarını kaybedenler ise ambargo nedeniyle tedavi imkanı bulamıyor.
Saldırıların hayatında kalıcı etki bıraktığı Gazzelilerden Rami Cündiyye (22), bölgenin geçen sene maruz kaldığı bombardıman sırasında vücuduna isabet eden şarapnelin, kesilen ayağıyla birlikte sporculuk hayallerini de ortadan kaldırdığını söyledi. "Sporcuydum, ne suçum vardı da ayağımı kaybettim?" diyen ve yaşadıklarına bir anlam veremediğini ifade eden Cündiyye olay gününü şöyle anlattı:
"Saldırılar sırasında yaralanan küçük bir çocuğa ilk müdahaleyi yapmak için yaklaşmıştım. O sırada düşen bir roketin parçası vücuduma isabet etti. Sağ ayağım dizimden itibaren kesildi. Sol bacağıma da şarapnel isabet etti. Yürüyemez hale geldim" dedi. Protez bacak takılma şansının olmadığını dile getiren Cündiyye, "Gazze´de fizyoterapiye devam ediyorum. Ancak ameliyat olmam gerekiyor. Bu ameliyat Gazze´de yapılamıyor. Gazze dışındaki ameliyatın masraflarını karşılayacak gücüm yok" diye konuştu. Cündiyye, bombanın sadece futbolculuk hayallerini yok etmediğini vurgulayarak, şunları ifade etti:
"Babam hasta olduğu için çeşitli işlerde çalışarak ailemin geçimini sağlıyordum. Ancak bu halde çalışma imkanım yok. En büyük isteğim abluka ve fakirliğin gölgesindeki kardeşlerimin iyi bir hayat yaşamaları." Son defa koştuğu anın dün gibi hatırında olduğunu kaydeden Cündiyye, "Zaman, son koştuğum anda dursa ve keşke eski hayatıma dönebilsem" dedi.
Savaş, yıkım ve ambargonun, beraberinde birçok sağlık sorununu da getirdiği Gazze´de tedavi imkanı da bulunamıyor.
Saldırılarda yüzünün yarısı yanan ve omuriliğindeki hasar nedeniyle belinden aşağısı tutmayan Gazzeli Feda Ahmed (25) ise tedavi imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle bölge dışına çıkması gerektiğini ancak bunu da yapamadığını kaydetti. Ahmed, durumunu "Evimde eşim ve iki bebeğimle güven içinde yaşıyordum. Şimdi ise ne evliliğim ne çocuklarım ne de kendi hayatım devam ediyor, hepsi durdu. Ailenin tamamı harap oldu. İsrail, mutlu aile hayalimi öldürdü" sözleriyle ifade etti.