Demokratların başkan adayı ve şu anda yapılan anketlerde yüzde 8 ila 15 arasında önde olduğu iddia edilen Joseph Robinette Biden Jr.’un Türkiye iç siyaseti ile ilgili geçtiğimiz 19 Ocak’ta New York Times gazetesinin The Weekly (25. bölüm, The Endorsement) adlı televizyon programına yaptığı değerlendirme gündeme bomba gibi düştü. Özellikle iktidar kanadından kimi isimler Joe Biden’ın açıklamalarından büyük bir memnuniyet duymuş gibi bir hava içine girdiler. Aslında bu ifadeler iktidarıyla-muhalefetiyle Türkiye gibi bir ülke için utanç sebebidir. Bununla birlikte illa da bir fayda-zarar analizi yapacaksak, muhalefeti itham eden bu açıklamaların kime yarayacağı da şüpheye yer kalmayacak derecede açıktır.
Peki, Biden’ın bu konuşması neden bu zamana kadar ortaya çıkmadı, çıkarılmadı? Bakanlık, Elçilik, İletişim Başkanlığı, Kamu Diplomasisi, Anadolu Ajansı vesaire devlet kurumları ne iş yaparlar? Herhangi bir ekstra istihbarat faaliyetine gerek kalmadan, kamuya açık (programın transkripti için bkz. https://www.nytimes.com/interactive/2020/01/17/opinion/joe-biden-nytimes-interview.html) yapılan bir konuşma neden bu kadar gecikmeli olarak gündeme geldi? Burada gerçekten bir zafiyet mi var, yoksa planlı bir geciktirme mi söz konusu? Bütün bu sorular tartışılıyor, bundan sonra da tartışılmaya devam edecek.
Bunun yanında Joe Biden’ın Aralık 2019’da gazetenin editörler kurulunda yaptığı ve Ocak ayında FX on Hulu televizyon kanalında yayınlanan konuşmanın bugün gündeme düşmesi/düşürülmesi kanaatimce başka bir önemli tartışma konusudur. Kabul edilemez müdahaleci içeriği bir yana, zamanlama konusunun ayrıca değerlendirilmesi gerekir. İşin içinde farklı bir hesap olup-olmadığı da mutlaka masaya yatırılmalıdır. Bu konuşma herhangi bir siyaset mühendisliği sonucu bugün gündeme alındıysa, emin olunuz bu kurguyu yapanlar bu oyunun altında kalırlar. Ancak Biden sıradan birisi de değildir. Bu ifadeler etkisiz, yetkisiz eski bir avukatın sözleri olarak da değerlendirilemez. Evet, sözler hadsizliktir ama Biden alelade bir siyasi kişilik de değildir. Bir önceki dönemin başkan yardımcısı ve şimdinin kazanma ihtimali olan bir başkan adayıdır. Ne zaman söylemiş olursa olsun, hâlâ aktif siyasetin içinde olduğuna göre bu ifadeler zaman aşımına uğramaz, uğratılmamalıdır. Bu doğrultuda muhalefet kanadından yapılan açıklamalar değerli ve önemlidir. Yani bu sözlerin reddedilmesi, Türkiye iç siyasetine dönük böylesine pervasız ve fütursuzca dile getirilen ifadelere muhalefetin gösterdiği tepkiler anlamlıdır. İktidar kanadından ortaya konulan, ülkenin hukukunu korumaya yönelik makul tepkiler de bu noktada doğru ve değerlidir. Ancak mankurtlaştırılan trollerce yazılıp-çizilenlerin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Rüzgârgülü gibi rüzgârın estiği her tarafa dönenlerin tepkilerini, sözlerini, çıkarcılığın, tetikçiliğin gündeme özel yansımaları olarak görmek gerekir. Bununla birlikte hatırlanacağı gibi Amerika Başkanı Donald Trump’ın geçen yıl, Kasım ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yazdığı, burada içeriğini yazamayacağım, ülkem adına kahrolduğum mektubuna güzellemeler yapan bu trollerin, bugün Biden üzerinden ülke onuru vurgusu yapmaları samimiyetten fersah fersah uzaktır.
Şurası çok açıktır ki, gelinen durum itibariyle ABD başkan adayları Trump ve Biden dış politikayı, önceki dönemlere kıyasla olması gerekenden çok daha fazla iç siyasete malzeme yapmaktadırlar. Bizde nasıl ki geçmişte Hollanda’da yolu kesilen bakan üzerinden, dış politika iç kamuoyuna mesaj gönderme aracına dönüştürüldüyse, Biden da bu büyük hataya düşmüş ve ne diplomaside, ne de devletlerin geleneğinde olmaması gereken bir söylemde bulunmuştur. Hoş, sonuçta kendi gücüne tapınan bir Amerika’dan bahsediyoruz. Darbelerde, ayak oyunlarında ustalığı tescil edilmiş bir ülkeyi konuşuyoruz. Bütün bunları aslında bir açıdan normal de sayabiliriz ama kim ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin, biz ne yaptık veya yapıyoruz sorusuna cevap vermeden konuyu sağlıklı bir zemine taşımamız kesinlikle mümkün olmayacak.
Sonuç olarak iktidara bir çağrıda bulunmak istiyorum. Uzun zamandır yeni bir hikâye yazamadığınız ortada. Onun sancılarını çekiyorsunuz. Böylesi zorlama senaryolardan medet umuyorsanız, bence iş çoktan bitmiş, kendinizi muhalefete hazırlayınız. Bugün için sorumluluk sizde ve bu ülkedeki herkesin hukukunu korumak muhalefetten önce size düşer. Şimdi muhalefette başkaları var, yarın siz olabilirsiniz. Ancak bu ülke ve bu millet kıyamete kadar varlığını sürdürecek. Kendinizi bir muhalefet partisi olarak düşünün ve tepkinizi ona göre verin. Algılara oynamayı bırakın. İnsanlar da insanların algıları da yoruldu artık. Bu ülke üzerinde söz söylemek isteyen yabancı bir siyasetçinin, her bir cümlesinde kılı kırk yardığını gösterecek işler yapın ki, kimse her aklına geleni söyleyemesin. Siz de bugünkü sıkıntılarımızın ana sebebi olan, dış politikayı uluorta iç siyasete malzeme yapma huyunuzdan lütfen vazgeçin.