Suudi Arabistan'ın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el-Cubeyr ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed el Nahyan'ın dün gerçekleştirdiği Pakistan ziyareti, dikkatleri iki ülkenin son bir yılda yükselen Pakistan ilgisine çekti.
İki bakanın birlikte gerçekleştirdiği ziyaret, Hindistan'ın Cammu Keşmir'in özel statüsünü kaldırma kararına Suudi Arabistan ve BAE'nin sessiz kalmasına, hatta Hindistan'ı destekler nitelikte açıklamalar yapmasına Pakistan'da tepkilerin yükseldiği dönemde gerçekleşti.
Ziyarete ilişkin Pakistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Bu önemli dönemde Pakistan ve Keşmir halkı Müslüman dünyasından güçlü destek bekliyor. Bu bağlamda Keşmir halkına açık ve kesin biçimde destek ve dayanışma göstermek çok önemli." ifadesi yer aldı.
Açıklamada, görüşmelerin ana gündeminin Keşmir ve stratejik konular olduğu ifade edilse de ismini vermeyen Pakistanlı yetkililer, ülkenin önde gelen gazetelerinden The Express Tribune'e ziyaretin amacının "Pakistan-Hindistan gerilimini düşürmek için destek ve Pakistan halkında Keşmir nedeniyle Arap ülkelerine karşı oluşan kızgınlığı gidermek" olduğunu belirtti.
Pakistan'da Arap ülkelerinin Keşmir konusundaki tutumu "sessiz tepki" olarak adlandırılıyor.
BAE'nin Yeni Delhi Büyükelçisi Ahmad Al Banna'nın Hindistan'ın Cammu Keşmir kararını olumlu karşılayan "Keşmir Hindistan'ın iç meselesidir" açıklaması ile bu dönemde Hint Başbakanı Narendra Modi'ye üst düzey devlet nişanı vermesi de Pakistan'da tepkiyle karşılanıyor.
Pakistan'a son bir yıl içinde el-Cubeyr ikinci kez ziyarette bulunurken, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan ve Dışişleri Bakanı el Nahyan ise birer kere geldi. Özellikle Veliaht Prens Selman'ın Pakistan ziyareti, kendisinin bir organizasyon kapsamında olmayan ilk resmi yurt dışı ziyareti olma özelliği taşıyordu.
Bu ziyaretlerde Suudi Arabistan'ın Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) projesine katılımı, Suudi Arabistan'ın en büyük petrol rafinerisinin Pakistan'a kurulması ile BAE ve Suudi Arabistan'ın Pakistan'a toplamda 12 milyar doları aşan yardım anlaşmaları imzalandı.
Bu anlaşmaların yanında iki ülke şirketlerine Pakistan'ın yeraltı kaynaklarının çıkarılması, işlenmesi gibi hakların yanında kraliyet ailelerine Pakistan'da yasak olan hayvanları avlama ve yakalama hakları da verildi.
"İki ülke de bölgede ABD çıkarlarının savunucusu"
İslamabad Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (ISSI) uzmanı Muhammed Abbas, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, iki ülkenin de Müslüman dünyasına "Pakistan'ın yanındayız" mesajı vermek istediğini belirterek, "İki ülke de Keşmir konusundaki tutumları nedeniyle hem Pakistan'da hem de Müslüman dünyasında çok eleştirildi. Şimdi Pakistan'a desteklediklerini göstermek istiyorlar ve Pakistan'ı destekleyenlerle aynı fotoğrafın içinde yer almak istiyorlar ama geç kaldılar." dedi.
Pakistan'ın İran, Çin ve Rusya'ya yakınlaşmasının da iki ülkeyi endişelendirdiğini söyleyen Abbas, "ABD, Afganistan'dan çekildiğinde bölge ABD dışındaki ülkelerin etkilerine açık olacak. ABD burada boşalttığı yerin Suudi Arabistan ve BAE tarafından doldurulmasını ve bu ülkelerin bölgeye yön vermesini istiyor. İki ülke de bölgede Çin, Rusya ve İran'a karşı ABD çıkarlarının koruyucusu konumunda. İkisi de hem Taliban'ı tanıyor hem de geçmişte ABD'nin çıkarlarına hizmet etti." diye konuştu.
Bu nedenle her iki ülkenin Pakistan'ı bölgesel güçlerin etkisi altında olmaktan çıkarmak istediğini ifade eden Abbas, şunları dile getirdi:
"Suudi Arabistan ve BAE, Çin, İran, Türkiye, Rusya ve Orta Asya ülkelerini çember içine alan Altın Daire (Golden Ring) fikrinin dışında kalmak istemiyor. Hatta bu bölgedeki ülkeleri yönlendiren ve etkileyen ülke olmak istiyor ancak İran ve Türkiye'yle iyi ilişkileri olmadığı için onların olmadığı bir Altın Daire istiyor. Bu yüzden Keşmir nedeniyle Pakistan'da tepki çektikleri bu dönemde Pakistan'ın yanında görünerek ilişkilerini sağlama almak istiyorlar."
"Suudi Arabistan ve BAE ordusunda görev alan Pakistanlı askerler istifa edebilir"
Abbas, Pakistan halkının tepkisinin sadece ekonomik ve siyasi etki alanına değil Suudi Arabistan ve BAE'nin güvenliğine de sıçrama tehlikesi bulunduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İki ülkenin de ordularında binlerce Pakistanlı asker bulunuyor. Bu ülkelerin yeterince askeri olmadığı için Pakistan gibi Müslüman ülke vatandaşlarından asker alıyorlar. Bu askerler iki ülkenin de ilk savunma hattında bulunuyor. Pakistan halkının tepkisini çekecek bir olayda bu askerlerin istifa etmesi ya da emirleri yerine getirmemesi söz konusu olabilir. Bu yüzden Pakistan'la iş birliği onlar için de önemli."
Kaynak: dünyabülteni.Net