Libya’da işler darbeci General Halife Hafter aleyhine, BM’nin tanıdığı, bizim de desteklediğimiz Fayaz al Serrac hükümeti lehine ilerliyor. İlerliyor ama vekalet savaşının diğer oyuncuları Rusya, Suudi Arabistan ve Mısır yeni formüllerle iç savaşı tırmandırmaya çalışıyor.
Vekiller Hafter’in savaşçılarını silahlandırıyor. Bir Rus savaş uçağı bölgeye yollandı bile. Rusya Libya’yı Hafter’e teslim etmekten vazgeçti. Yeni plan ülkeyi ikiye bölmek.
Asıl soru şu: Türkiye, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’dan oluşan pakt ile doğrudan karşı karşıya gelir mi?
“Savaş Lordu” olarak adlandırılan Hafter’in sözde Hava Kuvvetleri Komutanı Sakr el Caruşi 21 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, “Gelecek saatlerde Libya’nın tarihindeki en ağır hava saldırılarını göreceksiniz" dedi.
Henüz Türkiye’nin bölgeye gönderdiği İHA ve SİHA’lar Hafter taraftarlarına göz açtırmadı ama görünen o ki Hafter Rusya’dan aldığı güçle sesini çıkarmaya hazırlanıyor. El Caruşi'nin bu açıklamaları Libya’da iç savaşın tırmanacağına işaret ediyor.
El Caruşi muhtemelen Fransa, İngiltere, ABD ve diğer NATO ülkelerinin 2011 yılında gerçekleştirdiği bombardımanları unuttu. Zira Rusya’nın bölgede kendilerine vereceği desteğin sınırlı olacağını okuyamamış olsa gerek
Ayrıca bir NATO ülkesi olan Türkiye’nin geçtiğimiz hafta Serrac’a bağlı birliklerin Hafter güçlerinin elinden aldığı Vatiyye Hava Üssü’nde Türk İHA’ları ve F-16 jetlerini konuşlandırmak için hazırlıkların yapıldığı Trablus kulislerinde ifade ediliyor. Libya ile yapılan anlaşma uyarınca bu mümkün.
Türkiye’nin Serrac’dan taraf olarak Libya savaşında durumu değiştirmesi elbette NATO’yu da göreve çağırıyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, La Stampa gazetesine verdiği demeçte gelecekte Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne destek vereceklerini açıklamıştı.
Bu bağlamda Hafter’in tarafında savaşan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Rusya ile Trablus’taki Ulusal Mutabakat Hükümetini (UMH) destekleyen Türkiye karşı karşıya gelebilir. El Caruşi ayrıca Libya’daki Türk mevzilerinin meşru hedefler olarak kabul edildiğini söyledi.
Trablus hükümeti bu tehdidi ciddiye alıyor. Hükümetin elde ettiği bilgiye göre Hafter’e altı adet Rus yapımı MiG-29 ve iki avcı Suchoi-24 uçağı Suriye’deki Rus hava üssünden Libya’ya gönderildi. Söylentilere göre bu uçakların sevkine modern Suchoi-35 tipi uçaklar eşlik etti.
Ankara’nın genel düşüncesi ise, Rusya Wagner üzerinden sahaya paralı askerler gönderdiği ve Suriye krizinin çıkardığı ağır maliyet nedeniyle, Türkiye üzerinden NATO ile bir krize girmeyeceği yönünde.
Zira Rusya’nın Libya’ya gönderdiği uçakları Mısırlı pilotların kullanacağı ifade ediliyor. Tabii ki bu durum işi daha da karmaşık bir hale getirebilir.
Ankara her ne pahasına olursa olsun bölgeden çekilmek gibi bir düşüncede değil. Bu nedenle olası saldırı hamlesine karşı yakında Vatiyye’de kurulacak askeri koordinasyon merkezinden karşılık verecek bir kapasiteyi oluşturmaya çalışıyor. Bu konuda İtalya, ABD ve NATO’nun genel tavrı Türkiye’nin yanında.
Batılı ülkelerin diplomatları ise Hafter’e uçak gönderildiği haberini doğruluyor ve gönderilen savaş uçağı sayısının daha fazla olduğunu belirtiyorlar.
Rusya, Türkiye ile direkt karşı karşıya gelmekten imtina edecek olsa da Türkiye tarafından desteklenen Serrac hükümetine bağlı güçlerin son dönemde elde ettiği askeri başarılar, Rus uçakları aracılığıyla sıfırlanabilir.
Bu matematik üzerinde Türkiye geçtiğimiz hafta Libya’ya Hawk tipi hava savunma füze sistemi ve frekans karıştırıcı yolladı. Bu adım BAE’nin İHA’larını etkisiz hale getirmeye yeterli oldu. Bunun dışında Türkiye’nin kendi ürettiği Bayraktar TB2 savaş İHA’ları Hafter’in ikmal güzergahlarındaki operasyonlarda oldukça etkili oldu.
Rus savaş uçaklarının Libya’ya gelmesi, Hafter ittifakını korumaya yönelik kısa vadede bir etki sağlayabilir. Ancak zaman uzadıkça maliyetler Rusya için de artacaktır.
Türkiye’nin Libya’da konuşlandırdığı füze savunma sistemleri Rus savaş uçaklarının ilk hedeflerinden biri olması beklenebilir. Bu nedenle Rusya ile Türkiye arasında kararlaştırılmış olan ateşkes, yeniden müzakere edilmeye başlanabilir. Her iki ülke de birçok konuda anlaşma yoluna gitmeyi tercih eder.
Perşembe günü tam da bu bağlamda bir gelişme yaşandı ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile gerçekleştirdiği görüşmeden sonra Libya’daki çatışmaların derhal durdurulması ve BM gözetimindeki siyasi sürecin yeniden başlatılması gerektiğini ifade etti.
Ancak Rusya’nın Hafter yönetimi ile Libya’nın doğusunda kalan bölgelerde petrol çıkarma izni alması Rusya’nın bölgede kalıcı olmayı hedeflediğini ortaya koyuyor. Bu nedene Rusya’nın ülkenin batısına yönelik bir hareketliliği teşvik etmek yerine Hafter’in mevcut konumunu korumaya yönelik bir pozisyonda kalacağı görülüyor.
Rusya Hafter’e Libya’yı teslim etmek istemiyor. Bölünmüş bir Libya istiyor.
Haber Türk