Başbakan Binali Yıldırım, haftalık ?To Vima? gazetesine demeç verdi. Türk-Yunan ilişkilerindeki gerginliğin başlıca kaynağının, Yunanistan´ın Ege´yi tümüyle Yunan denizi sayıp Türkiye´nin yasal hak ve çıkarlarını görmezden gelen anlayışının olduğunu vurgulayan Yıldırım, ?Gerginliğin giderilmesi sadece Türkiye´nin çabaları ile sağlanamaz. Ortak çıkar, durumların sakin olmasıdır. Medya dahil Yunan tarafından sorumlu ve olgun bir tavır takınmasını bekliyoruz? dedi.
Sürekli bir diyaloğun da gerginliğin yumuşamasına katkıda bulunacağını belirten Başbakan Yıldırım, ?Başbakan Aleksis Çipras ile yakın çalışma ilişkimiz var. Halklar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, önyargıların aşılmasına katkıda bulunacaktır. Bizi ayıran değil, turizm ve ulaştırma gibi ortak ilgimizin bulunduğu konulara odaklanmalıyız? diye konuştu.
´TEKERLEĞİ KEŞFETMEYE GEREK YOK´
Başbakan Binali Yıldırım, Ege anlaşmazlıklarına değinirken bunların birbirleri ile bağlantılı meseleler olduklarını kaydetti. Türkiye´nin uluslararası anlaşmalarla Yunanistan´a verilen adalar üzerindeki Yunan egemenliğinden şüphe etmediğini, buna karşı Ege´de açık ve şüphe kaldırmaz bir şekilde Yunanistan´a verilmemiş coğrafi formasyonlar da bulunduğunu ve bunların anlaşmazlıklar listesinde yer aldığını söyledi.
?Bu meselelerin çözümü için tekerleği keşfetmeye gerek yok. İki ülke yıllardır diyalog yoluyla uluslararası hukuka uygun bir mevzuat oluşturmuştur? dedi.
´DÜŞ KIRIKLIĞINA UĞRADIK´
Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişimden 1 gün sonra askeri helikopter ile Dedeağaç (Aleksandurpolis) şehrine kaçan FETÖ´cü 8 asker hakkında şunları ise şöyle konuştu:
?Darbecilerin iadesini birkaç kez reddeden Yunan adaletinin kararlarından derin düş kırıklığına uğradık. Bu kişiler, masum insanların hayatlarını kaybetmelerine pek çok insanın yaralanmalarına yol açan darbe teşebbüsünde fiilen yer aldılar. TBMM´yi bombaladılar. Seçilmiş Cumhurbaşkanı´nı hedef aldılar. Demokratik şekilde seçilmiş hükümeti devirmeyi başaramadıklarını anladıklarında da, bu 8 kişi helikopterle yasadışı bir şekilde kaçtılar. Yunan adaleti, uluslararası hukuk ilkelerine aykırı bir şekilde bunları cezasız bıraktığı gibi kurbanların da haklarını çiğnemiştir. Yunan İltica Komisyonu´nun 2 darbeci kaçağa iltica hakkı tanınması kararı ise başka bir düş kırıklığı kaynağı olmuştur. Buna karşı, Yunan hükümetinin bu karara itiraz etmesini olumlu karşılıyoruz.?
´İMTİYAZ BEKLEMEYİN´
Başbakan Binali Yıldırım, geçen 1 Mart´ta Meriç´te Türk devriyeleri tarafından yakalanan ve tutuklanan 2 Yunan askeri hakkında ise şunları söyledi:
?Yunan askerler, Meriç Nehri´nde, Türk askeri bölgesinde yakalandılar. Türk tarafına yasadışı giriş yaptılar. Onlara uygulanan adli işlemler, Türk yasalarını çiğneyen herhangi bir kimse ile aynıdır. Bu askerlere imtiyazlı davranılmasını beklemek mantıklı değildir. İlgili birimler, askerlerin üzerlerinde bulunan 3 telefondan, kriptolu olan askeri telefonu inceliyorlar. Tutukluluk sürelerinde, kendilerinde adil davranılıyor? .
MÜLTECİ SORUNU
Başbakan Yıldırım, mülteci sorunuyla ilgili Türkiye-AB Anlaşması sorulduğunda da şu cevabı verdi:
?2015 Ekim´inde günde 7 bin kişi Yunanistan´a yasadışı giriş yapıyordu. Türkiye´nin kararlılığı sonucu bu sayı bir günde 100 kişiye düştü. Mülteciler, geri gönderileceklerini düşünerek bu tehlikeli yolculuğu yapmaya değmeyeceği psikolojisine girdiler. Eğer bu caydırma psikolojsi kaybedilirse, Türkiye engellemek için ne yaparsa yapsın dere kısa sürede ırmağa dönüşecektir. Yunanistan´dan Türkiye´ye geri dönüşler ağır ilerliyor. Yunan makamları bu işlemleri geciktiriyor. Bu, Yunanistan´daki adli sistemden mi, yoksa Türkiye´yi ?güvenli 3. ülke? saymak istemediğinden mi kaynaklanıyor? Bilmiyorum. Mülteciler adalarda uzun süre bekliyor. Şikâyetleri var. Sorunlar da yaratıyorlar. Anahtar Yunanistan´ın elinde. Türkiye, AB´ye anlaşma önermeseydi 2016´dan bu yana 1.5 milyon mülteci AB ülkelerine ulaşmış olacaktı. Türkiye tüm yükümlülüklerini yerine getirdi. Bu ağır yükü üstlendik. AB´nin de yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz.
´RUMLAR EŞİTLİĞİ HAZMEDEMİYOR´
Kıbrıs´ta Rumların hâlâ Türklerle siyasi eşitliği hazmedemediklerini vurgulayan Başbakan Yıldırım ?İşte bu nedenle, 1968´den bu yana her çözüm gayreti başarısız oldu. Hidrokarbonlar konusu da Rumların dar görüşlü yaklaşımlarının bir başka örneği. Tüm ada onlarınmış gibi hareket etmeyi sürdürüyorlar. Kıbrıslı Türklerin haklarını görmezlikten geliyorlar. Türkiye, hem Kıbrıslı Türklerin hem de Doğu Akdeniz´de kendi haklarının korumaya devam edecektir? dedi.
24 HAZİRAN SEÇİMLERİ
Başbakan Yıldırım, 24 Haziran seçimleri hakkında ise şunları söyledi:
?15 yıldan fazla bir süredir iktidardayız. Bu sürede Türkiye´yi başarılı bir demokrasi ve ekonomik kalkınma örneğine dönüştürdük. Daha da iyisini istiyoruz. Halk karar verecek. OHAL´in tek hedefi, Türkiye´nin yasal düzenini tehdit eden teröristlerin faaliyetleridir. Başka ülkelerde de OHAL varken seçim yapılmıştır. Türkiye´nin, FETÖ´ye karşı, bir terör örgütüne karşı mücadele vermesi hak ve hürriyetlerin korunması için şarttır. OHAL?in seçimlerle ilgisi yoktur.?