23.10.2018 Salı
Önce şunu aklınızdan çıkarmayın; Amerika´nın göz ardı edilemeyeceği bir dünyada yaşadığımıza göre, her şeyin Amerika´nın âlî menfaatleri için olduğunu unutmayalım.
Bölgemizde ve dünya genelinde cereyan eden olayları izlerken bu kuralı aklınızdan çıkarmayalım. Bu bir kötümserlik ve komplo teorilerine kapılıp gitmek değil. Unutmayalım ki Amerika her şeye bu kuralı göz önünde tutarak yaklaşmaktadır. Her defasında başarılı olup olmadığı ayrı bir konudur.
Hani laf aramızda bu kuralı yeri geldiğinde kendimiz için de kullanırız; Her şey Türkiye´nin yüce menfaati ve çıkarları içindir dediğimiz olur, hem de en yetkili ağızlarımız tarafından.
Küreselleşen dünyanın süper gücü için de böyle olacağından şüpheniz olmasın.
Şu anda Cemal Kaşıkçı cinayetinin de adım adım bu kural doğrultusunda işlediğine hepimiz şahitlik ediyoruz.
Bu hatırlatmayı şunun için yapıyorum; Bakıyorum da çoğumuz Amerika´nın suçüstü yakalandığına dair sevinçli bir heyecana kapılıyor. Amerika her hâlükârda bu cinayeti kendisine akan bir musluğa çevirecektir
Bizi birinci derecede ilgilendirmesi gereken konu Amerika kâfirine akıp gitmekte olan bu servetin Ümmetin serveti, alın terinin Ümmetin alın teri olmasıdır.
Konuşurken, düşünürken en başta hata ediyoruz; Suud´un petrodolarları diyoruz ve her şeyi baştan kaybediyoruz, basit bir tabirle maça üç sıfır yenik başlıyoruz.
Madde 1; bu petrol ümmetin petrolüdür.
Mekke Medine ne kadar Ümmetin ise bu petrol de Ümmetin petrolüdür.
Unutmayın, her petrol kuyusunun başına bir aşiret, bir petrol şeyhi dikip, uydurma bir devletçik kurarak Müslüman halkları etrafından uzaklaştıran başta Amerika olmak üzere Batı emperyalizmidir.
Bu gerçek karşısında her Müslümanın içi yanmalı ve ona göre siyaset geliştirmelidir.
Eğer bunun yerine sadece akıtılan bu muslukların başındaki görevlileri kast ederek ?enayi, aptal?? diyerek kendimizi avutursak işte asıl o zaman kaybetmişizdir.
Şu anda olanca hızıyla akıp giden petroller ve petrodolarlar hain kralların ve prenslerin değil İslam Ümmetinindir. Hemen petrol kuyuların birazcık ötesinde açlıktan kıvranan, yokluktan kıvranan ve emperyalistlerin bombaları altında can veren ümmetindir bu petrol ve petrodolarlar.
Eğer ümmetin siyasetinin kalkış noktası burası olmazsa işi baştan kaybettiğimizi kabullenmekten başka çaremiz yoktur.
Bir daha tekrar edelim; Mekke ne kadar bizimse, Medine ne kadar bizimse, İslam ne kadar bizimse, İslam´ın Kitab´ı ve Rasûlü ne kadar bizimse, bunların hayatta yaşadığı topraklar ne kadar bu ümmete aitse buraların altındaki zenginlikler de bizimdir, bu ümmetindir vesselam.