Tam koyun can derdinde, kasap et derdinde durumu?
Türkiye Afrin´e yürüdü yürüyecek. Ülke bir çelişki yumağının içinden çıkıyor, başka bir çelişki yumağının içine dalıyor. Kendisini bölüp teslim almak isteyenlerin oyunlarını bozmak için yırtınıyor. İktidar, neredeyse tüm zamanların en zor diplomatik karmaşa süreçlerinin içinden ülkeyi geçirmeye çalışıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu ve partisi ise hâlâ tutturmuşlar bir 20 Temmuz darbesi? Oradan yürüyorlar... Pennsylvania´daki FETÖ başı, kalkıp gelseymiş buralara politik ekseni ancak bu kadar saptırmayı başarabilirmiş herhalde.
Türkiye´de mal ve can güvenliği bulunmadığını, yasal düzenin çöktüğünü sürekli dile getirerek Türkiye´nin itibarını düşürmeye, ülkeye turist gelmesini engellemeye çalışan Kılıçdaroğlu, Afrin konusunda da hatalı bulduğu ?eski politikalar´ meselesini durmadan pişirip pişirip masaya sürmeyi tercih ediyor. Hem de toplumun moralinin yükseltilmesine, milletin birbirine kenetlenmesine çok ihtiyaç duyulduğu dönemde? Ancak Dolar onun ve danışmanlarının beklediği gibi fırlayıp gitmiyor bir yerlere? Bir yıl öncesine göre neredeyse artış yok sayılır. Ekonomik göstergeler bir türlü Kılıçdaroğlu ve çevresindekilerin arzuladığını yansıtmıyor. Ülke batmıyor bir türlü?
Ancak değişmeyen bir şey daha var!.. O da CHP´nin oy oranları. Başka gazetede yayınlansa öküz altında buzağı aradıklarını düşünebilirsiniz. Ama hayır. Sözcü gazetesinde Can Ataklı köşesinde 5 anketin sonuçlarını bir araya getirmiş. Beş araştırmada CHP oyları için şu sonuç alınmış: 25,9; 25,3; 22,5; 25,2; 23,7?
Yani onca senedir gıdım ilerleme yok. Aynı siyasi mücadele tavrını sürdürüp farklı sonuç almaya çalışan ve başında olduğu partiyi girdiği tüm seçimlerde kaybettirip, sonra da başarısızlığı için sürekli bahaneler uydurmakla malûl olan, partiye istikrarlı bir şekilde yerinde saydıran ancak buna rağmen sandalyesini korumayı başaran bir ?fenomen´le karşı karşıyayız.
AK Parti´yi %46 ve üzerinde, MHP´nin oylarının da %11-12 arasında çıktığını gören Ataklı teşhisi hemen koymuş: ?Bu anketler büyük oranda halkı yönlendirmeye yönelik!? Can Ataklı´yı uzun yıllar öncesinden tanırım. Aynı lisedeniz. Dünya görüşü olarak tabii ki farklı düşünürüz, ancak dürüstlüğüne ve erdemlerine kimse bir laf söyleyemez. O nedenle yönlendirme kokusu alsa bile yayınlamış araştırmaları?
Yani tutumlarından anlayacağınız, yine Kemal bey ve partisinde bir stratejik hata yok. Doğru yoldalar? Devam ettirsinler başarısızlığı ve ülkeye en ufak olumlu bir katkı getirmemeyi hedefleyen çemkirik tavırlarını? Bakalım ne olacak?
- Yalnızlığın ilacı: Bakanlık !..
- Haber BBC´de yayınlanmış: İngiltere´de ?yalnızlıktan sorumlu´ bir bakanlık kuruluyormuş?
- Olaya iki açıdan da bakılabilir aslında:
- 1. Adamlara bak amma medenîler. İnsanların yalnızlığına bile çözüm arıyorlar. Hem de bakanlık düzeyinde. Helal olsun. ?Onlar gider aya biz kalırız yaya? sözü burada da geçerli. Bizden bir cacık olmaz?
- 2. İleri kapitalizm ve tüketim ekonomisi, azgın rekabetçi ortam bir toplumu işte bu hale getirir. Kuzey Avrupa ülkelerinde intihar olayları da alıp başını gitmiş. Genç evliler, çocuklarını bırakacak bir aile büyüğü bulamazlar. 18 yaşından sonra çekirdek aile falan kalmaz. Batı maneviyatını da kaybediyor zaten?
- Muhafazakâr Parti´den milletvekili Tracey Crouch yalnızlık bakanı olarak atanacakmış.
- Başbakan Theresa May, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, 2016 yılında aşırı sağcı bir kişi tarafından öldürülen İşçi Parti milletvekili Jo Cox´a gönderme yaparak ?Jo Cox, ülkedeki yalnızlığın ne seviyede olduğunu anlamış ve kendini bu durumdan mustarip olanlara yardım etmeye adamıştı? demiş.
- Göreve atanan ve sivil toplum örgütleriyle birlikte çalışması planlanan bakan Crouch ise ?Bu konu Jo´nun tutkuyla ilgilendiği bir meseleydi, biz de anısına sahip çıkmak ve İngiltere´de yalnızlıktan ötürü acı çeken milyonlarca kişiye yardım etmek için elimizden geleni yapacağız? demiş.
- Ulusal İstatistik Ofisi´nin yalnızlığın doğru ölçümü için bir yöntem geliştireceği de aktarılmış.
- Işığın Doğu´dan yükseldiğini keşfedenler yırtıyor. Yoksa, psikoloji bölümü birinci sınıf öğrencileri bilir ki, yalnızlıkla baş etmek bir toplumun ortak ruhî şekillenmesinin tekâmülü ile düz orantılıdır; adam başına düşen gayrı safî yurt içi hasıla ile değil. Ortak ruhî şekillenmeyi de Bakanlık yönetiminde tekâmüle erdirmek mümkün değildir.
- Biraz ?dostlar alışverişte görsün´ misali bir durum var sanki ortada?