Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

“Bindik bir alamete” deniliyor ya, ekonomide alınan kararlar gerçekten ‘kıyamet’ olabilir…

Fehmi Koru yazdı;

“Bindik bir alamete” deniliyor ya, ekonomide alınan kararlar gerçekten ‘kıyamet’ olabilir…

Hemen herkes ülke ekonomisinin sorunlu olduğunun artık farkına varmış gibi; görev tanımlarında “Hükümetin her kararını sonuna kadar desteklemek” yazan malum kişiler bile, gazetelerde yayınlanan yazılarında, çıktıkları TV programlarında sıkıntıların varlığını kabul edip karar merciinde bulunanlara neler yapılması gerektiğine dair akıl vermeye de başladılar.

Asgari ücret 4 bin TL olmalı, emekli maaşlarına yüklü bir zam yapılmalıymış…

Zaten Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da “Beklenenin fevkinde iyileştirmeler yapacağız” dediği için böyle tekliflerde bulunmada kendilerini rahat hissediyor olmalılar…

Temsil ettiği işçi kesiminin şartlarının daha iyi bir düzeye taşınması için gösterdiği çabayı makul ölçüler içerisinde yapmaya çalışan Türk-İş’in taze bir araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin, sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması 3.191.55 TL…

Buna ‘açlık sınırı’ deniliyor.

Sadece gıda için ayrılması gereken bu rakama temel ihtiyaç maddeleri sayılması gereken konut (kira, elektrik, su, yakıt) ile ulaşım, eğitim, sağlık, giyim gibi diğer zorunlu harcamalar eklendiğinde aynı dört kişilik ailenin aylık gelirinin 10.395.91 TL olması gerekiyor…

Buna da ‘yoksulluk sınırı’ deniliyor.

İşçilerin haklarını savunan Türk-İş, yeni yılla ilgili zam oranlarının, uzmanlarının araştırmalarından çıkan bu rakamlar akılda tutularak yapılmasını bekliyor.

Yine de teklif ettiği asgari ücret ‘açlık’ sorununu çözse bile hayatın dayattığı diğer ihtiyaçlardan mahrumiyet anlamına geliyor.

Doğru dürüst yaşayabilmek için 4.000 veya 5.000 TL yeterli bir gelir değil. 

[Simidin 3.5 TL, dört kişilik bir ailenin bir ayda tüketeceği tuvalet kağıdının 100 TL civarında olduğu bir ülkeyiz. Tevekkeli, pahalılığı makul göstermek için, “Dedeniz tuvalet kağıdı mı kullanıyordu, havlu neyinize yetmiyor?” diyenler çıkıyormuş. Bunu diyenin dedesi herhalde çarık giyiyordu.

İyi de yetersizi bile verecek gücü var mı bakalım devletin?

Şu sıralarda Meclis’te bütçe görüşmeleri sürüyor; devletin bütçesi ekonomideki sorunlar yüzünden daha kabul edilmeden yara almış durumda.

Ben “Yara almış durumda” diyorum, ekonomistler ise aynı durum için “Çöp oldu” diyorlar…

Prof. Hanke’nin Twitter mesajı..

Devlet adına bütçeyi hazırlayanlar hesaplarını yılın sonunda TL’nin dolar karşısındaki değerinin 9.16 TL’de kalacağı beklentisine dayandırmışlardı, bütçe TBMM’ye öyle sunuldu; ancak şu anda dolar 13.75 TL civarında ve bu da bütün hesapların alt üst olması demek.

Hayatın pahalılanmasının ölçüsü olan enflasyon, TÜİK tarafından, yıllık bazda %21.31 olarak açıklandı. Bağımsız ekonomistlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENA) ise gerçek yıllık enflasyonu %58.65 olarak hesapladı.

Önceki birkaç yazımda kendisinden söz ettiğim Amerikan Johns Hopkins Üniversitesi profesörü Steve Hanke, kendisinin yaptığı hesapların TÜİK’in ve ENA’nın verdiği rakamların üstünde olduğunu duyurdu. Prof. Hanke’nin bulduğu Kasım 2021 Türkiye enflasyon oranı %83.58…

İster ENA’nın %58.65’ini, isterseniz Prof. Hanke’nin %83.58’ini ele alın, maaş gelirlerini bu enflasyon hesaplarına göre ayarlamak imkansız. O sebeple, açıklanacak asgari ücret ile maaşlara yapılacak zamların kimseleri tatmin etmesi mümkün görünmüyor.

Asgaride tutulacak zamlar için bile bütçe sınırlarını daha TBMM’de kabulünden önce revize etmek gerekecek.

İmkanlar zorlanacak, muhtemelen başvurulmaması gereken ve başvurulduğunda yeni ekonomik sıkıntılara yol açabilecek tedbirler alınarak ‘beklenenin fevkinde’ ancak yine de ‘beklentilerin altında’ kalacak zamlar yapılacak.

Darphanenin matbaa makinaları biraz daha fazla çalıştırılacak.    

Enflasyon kısa sürede tepelere tırmanacak.

TÜİK ilk ay başından başlayarak ne yapacağını şaşıracak; enflasyon belirlemede esas alınan ihtiyaç mallarının listesini yeniden düzenleyerek zevahiri kurtarmaya çalışacak.

ENA’nın bulacağı enflasyon rakamı, hesap üzerinde çalışan ekonomistleri bile açıklama yaparken zorlayacak.

Amerikalı ekonomist Prof. Hanke’nin takip altında tuttuğu ekonomisi sorunlu ülkeler arasındaki sıralamada Türkiye yukarılara tırmanacak.

[Prof. Hanke dünya ekonomisini yakından izleyip ülkelerin enflasyon rakamlarını sürekli güncelliyor. Bu yılın (2021) Mayıs ayında kendisinden alıntı yaptığımda, 2020 yılı sonuna ait Türkiye’deki enflasyonu %27 olarak açıklamıştı. Enflasyonu en kötü ekonomiler sıralamasında ülkemiz bir yıl önce 13. sırada yer alıyordu. Son hesabına göre, Türkiye, sıralamada hızla yukarılara tırmanmış görünüyor. Venezuela (%467.66), Lübnan (%210.98) ve Zimbabve’den (%97.27) sonra 4. sıradayız. 13. idik birdenbire 4. oluverdik. Geçen yılın sonunda ilk sırada bulunan Venezuela’nın enflasyonu %1.945 idi; 1. yine o, ama enflasyonu biraz düşmüş.]

Bu yazıyı biraz da ülkemiz ekonomisiyle ilgili alınmakta olan kararları sessizlikle karşılayan, ‘yeni ekonomik model’ adı  ile sunulan kararlar için altı ayda düze çıkma vaadinde bulunulurken bu vaadin gerçekten kısa sürede gerçekleşeceğini uman ve aynı vaadi seçmenlerine, okurlarına, TV izleyicilerine tekrarlayan kişileri uyarmak amacıyla ve belki kendileri de araştırır da karar vericileri yeniden düşünmeye davet ederler beklentisiyle yazdım.

Hepimiz aynı gemideyiz; gemi batmasın diye…



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER