Gündemden düşmeyen konu: Cemaatler.
Böyle başlık atmış Mustafa Çağrıcı hoca, cemaatler konusunu ele aldığı yazısında. Öz eleştiride de bulunmuş yazısında. Çok haklı.
?Fakat ?yoksa ben mi kaçırıyorum acaba- konunun bilimsel yetkilileri ve sorumluları olan bizim İlâhiyat camiasından hiç ses çıkmıyor. Sık sık dile getirdiğim gibi, İlâhiyatçılarımızın sadece ülkemizi değil, bütün İslâm toplumlarını hatta dünyayı meşgul eden bu ve benzeri dinî sorunların bu kadar uzağında kalmalarını izah etmekte güçlük çekiyorum´.
Uzağında kalmalarını nedenini daha önce ifade etmiştim. Mesele memurluk, iş imkanı ve rahat bir meslek. Hal böyle olunca da, riskli konulara değinmeye gerek yok.
Büyük çoğunluğunun bir şekilde teması, irtibatı olduğu için de suskunlar. Ya da diyecek sözleri yok.
Ancak açıkça ifade edilmesi gereken: ?Bugünkü müslümanların durumu orta çağdaki kilisenin ve hristiyanların durumu gibi mi acaba.
Ve Hristiyanlıktaki ruhban sınıfı da bugünkü cemaatleri, grupları, yapıları yönetenler gibi mi?
Nedir Ruhban Sınıfı?
Ruhban, rahip kelimesinin çoğuludur. Dinde kutsal sayılan kişilerin oluşturduğu bir zümre. Rahipler, Yaratıcı´ya saygı ile meşgul olup, inzivaya çekilen ve kendileriniYaratıcı´ya adayan kişilerdir. Manastırlarda dünya zevklerinden uzak halde yaşarlar.
Ruhban Sınıfı´nın özellikleri nelerdir:
Yalnız erkeklerden seçilir,
Özel eğitimden geçerler,
Özel giysileri vardır,
Dini törenleri yönetme yetkileri vardır,
Kendilerine has işleri yoktur, meslek sahibi değillerdir, geçimlerini bu işten sağlarlar.
Hiyerarşik yapı içindedirler,
Ortaçağ´da Kilise hangi özelliklere sahiptir:
Endüljans: Hristiyanların günahlarından arınmaları için kiliseye bağışta bulunmalarıdır. Günahlardan arınma için ödeme yaparlar. Aynı zamanda öldükten sonra cennete gitmek için Papa´nın yani kilisenin sattığı ?af belgesi´.
Afaroz: Kilise´ye karşı gelenlerin, dinden çıkarılmaları cezası.
Kilise´nin oluşturduğu Dogmatik ve Skolastik düşünce:
Dogmatik düşünce: Asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değerleri, bilgileri kabul eden ve bunlar hakkında araştırma, inceleme yapmaya gerek olmadığına inanılan düşünce.
Skolastik Düşünce ise Ortaçağ´da bilime kapalı ve dine dayalı düşünce şekli.
Bütün bunları ayrıntılı aktardım. Sebebi de şeytanın ayrıntılarda gizli olması.
Bütün bu bilgilerden sonra ele alacağımız da İslam, müslümanlar ve dini cemaatler?
Evet, İslam´da Ruhban Sınıfı YOKTUR.
?Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!(Tevbe, 34)
Evet, İslam´da endüljans yoktur.
Hakkıyla tevbe ettikten sonra bütün günahlar affolunur. İslam tarihi bunun örnekleriyle doludur.
Evet, İslam´da afaroz yoktur.
Evet, İslam dogmatik değildir. İlk inen ayeti ?OKU´ olan bir sistem nasıl dogmatik olabilir ki.
Yüzlerce ayette ?hiç düşünmez misiniz, hiç aklınızı kullanmaz mısınız´ ibareleri geçen İslam için nasıl dogmatik diyebiliriz ki.
Peki ya müslümanlar, dinden rant elde edenler, dini cemaatler?
Dini cemaatlerin, grupların, tarikatların en tepesinde hiç kadın gördünüz mü. Hepsi erkek.
Özel eğitimlerden geçerler.
Her dini cemaatin, grubun, tarikatın kendine has kıyafetleri, giysileri vardır.
Dini törenler hep aynı kişiler (dini lider, tarikat lideri vb.) tarafından idare edilir.
Dini cemaat, grup ve tarikatların başında olanların işleri yoktur, çalışmazlar. Geçimleri bir şekilde sağlanır. O da nasıl olur Allahu alem.
Hiyerarşik yapı içindedirler. Allame-i cihan olsanız, eğer o yapıdaki hiyerarşi içinde yetişmediyseniz, hiçbir özelliğiniz yoktur. Fetö yapılanmasında bunu en bariz şekilde gördük.
Dini gruplara, cemaatlere, tarikatlara tabi olanlar verdikleri bağışlarla ne yaptıklarını düşünürler ve inanırlar: Allah rızası.
Allah artık onlardan razı olmuştur. Ve bu da onlar için cennete açılan kapıdır. Bu tarzda toplanır bütün paralar. Karşılığında Allah rızası ve cennet.
Bu gruptan çıkanlar için Allah gazabını gönderir. Yani o yapıdan ayırılınca Allah bütün gazabını gönderir ve o kişinin hayatı rezil-i rüsva olur ve sonrasında da gideceği yer artık cennet değildir.
İslam dogmatik değildir, skolastik düşünce yoktur.
Ama buna rağmen dini gruplar, cemaatler ve tarikatlarda baştaki lider Allame-i cihandır.
O, kutsal bir kişidir ve herşeyi bilir.
Bir tarikat mensubunun ifadesinde olduğu gibi: ?Bizim şeyhimize gelmiş-geçmiş bin yılın ilmi verildi´.
Böyle bir ilim varsa, başka şeyleri araştırmaya gerek yoktur. Din artık o kişi ve kişilerin tekelindedir.
İslamı dünyaya diyecek sözü olan bir sistem diye ispatlasanız da, artık bunun hükmü olmaz.
Çünkü karar verici olanlar sadece o yapının liderleridir.
İşte bu liderler, Yaratıcı´nın yeryüzündeki özel, seçilmiş elçileridir.
Hani son vahiy, son kitap Kuran´dı? Hani İslam son dindi? Bunun İslam´da başka adı vardır ama ben onu ifade etmeyeyim.
Önlemler alınmazsa demiş Mustafa Çağrıcı hoca , 10-15 yıl sonramız bugünkü Pakistan. Az bile söylemiş. Pakistan´dan çok daha kötü oluruz. At-Avrat-Silah denen bir kültürde çok daha vahim olur.
Öyle olmasın diye yazıyoruz, beğenseniz de-beğenmeseniz de?.
Unutmayın ki, Mutlak varlık olan Rabb, müslümanların kandıramayacağı kadar İLİM sahibidir?