Zenginin fiyatı-fakirin çilesi

İbrahim Kahveci'nin Karar'daki yeni yazısı;

Zenginin fiyatı-fakirin çilesi

Bayram tatili nedeniyle komşumuz Yunanistan’dan çok sayıda fiyat karşılaştırması geliyor. Özellikle yemek fiyatları çok paylaşılıyor: Yunanistan’da güzel bir yemek kişi başına 7-10 euro…
Almanya’dan birkaç emlak fiyatı vereyim: Frankfurt’tan 20 km uzaklıkta ormanın içinde 4 katlı binada 109 m2 daire 460 bin Euro (15 milyon TL). Yine daha yeni yapım cam binada 82 m2 bahçeli daire 345 bin Euro (12 milyon TL). 8 katlı binada küçük daire 179 bin Euro (6 milyon TL)
Bakın bu evleri Türkiye’de bırakın İstanbul’da almayı, Anadolu’da bir kasabada bile zor alırsınız. Çünkü sadece daire fiyatı değil, çevre düzenlemeleri de muhteşem.
O değil de Almanya’da Alman simidi fiyatı 0,39 Euro; yani 13 lira.

******

İtalya’ya gidiyorsunuz mont alıyorsunuz Türkiye’den ucuz. Fransa’dan alışveriş yapıyorsunuz yine Türkiye’den ucuz. İngiltere’de geziyorsunuz orası da Türkiye’den ucuz.
Son gezgin haberini bizden Akif Beki verdi: İspanya-Endülüs Sultanahmet’ten ucuz…

******

Dün TÜİK’in 2020 yılında yayınladığı ürün fiyatlarını vermiş ve bugün ile karşılaştırmıştım. Son 3,5 yılda adeta fiyatlara 1 sıfır eklenmiş.
Oysa bu dönemde kur, yani dolar/TL o kadar artmamıştı. 2020 yılı ortalama kur seviyesi 7,0 liraydı; şimdi 32,5 lira. Yani kur 4,5 kat arttı ama fiyatlar 10 kat civarında arttı.
Karpuz örneğini tekrar edeyim: O yıl karpuzun kilosu 0,25 sent ama şimdi 0,50 sent. Bu fiyat ilişkisi nerede ise ithalinden yerlisine tüm ürünlerde benzer…
Dün örneğini verdiğim gömlek mesela. Az ütü isteyen o gömlek 2020 yılında 27 dolardı. Oysa aynı gömlek şimdi 77 dolara satılıyor.

******

Evet, son 3,5 yılda fiyatlar dolar bazında nerede ise iki katına çıktı. Bakalım aynı dönemde ücretler ne oldu?
Önce açlık sınırına bakıyoruz. 2020 yılı ortalaması 343 dolarmış şimdi açlık sınırı 584 dolar. Açlık sınırı da dolar bazında %70 artmış. Yani yukarıda verdiğimiz ürün fiyatları ile yakın ilişki görülüyor.
Ortalama emekli maaşı 308 dolardan 380 dolara yükselmiş; burada da dolar bazında artış %23,3.
Asgari ücret ise 332 dolardan 523 dolara çıkmış; buradaki artış ise %57,5.
Görüleceği üzere ücretlerde de dolar bazında artışlar olmuş ve de özellikle asgari ücret dolar bazında ciddi artmış ama fiyat artışının gerisinde kalmış yine de.

******

Şimdi sorumuzu tersten soralım: Kişi başına geliri bizim nerede ise 2 katımız olan Yunanistan’da veya geliri bizim 4-5 katımız olan diğer Avrupa ülkelerine göre fiyatlar neden bizde daha yüksek?
Asgari ücreti olsun, ortalama ücreti olsun bizden 3-4 kat daha yüksek olan ülkelerde genel fiyat düzeyi bizden daha düşük olurken neden bizde sorun olarak ücretler gösteriliyor?
Türkiye’de özellikle son 1 yılda yaşanan genel fiyat kopuşunun ana nedeni ücretler mi yoksa parasal genişleme mi? Ya da başka nedenler mi…? Neden bu gerçek sebep araştırılmıyor?

******

Şimdi bir başka ana noktaya değineceğim: Türkiye’de genel fiyat düzeyi sanırsınız Avrupa’da zengin bir ülkenin genel fiyat düzeyine gelmiş. Oysa ücret düzeyi, hanehalkı gelir düzeyi çok çok gerilerde.
Bir bakıma reel olarak zenginleşmedik ama sanal olarak çok zenginmişiz gibi bir durum oluştu.
Bir tarafta aşırı zenginleşen kesimin fahiş fiyat düzeyi oluşurken diğer tarafta fakirliğin dibine inen bir başka kesim.
Yani zincir koptu…

******

Burada sorun şu:
Zenginlerin oluşturduğu fiyat düzeyinden en fazla fakirler çekiyor. Ve ekonomi programımızın temeli de o zenginler yerine fakirleri daha da fakirleştirmek üzerine dayanıyor.
Sizce bu toplum bu yükü 2025-2026’da kaldırabilir mi?
Sizce Türkiye 2027’yi çıkartabilir mi?
Çok ama çok zor olacağını şimdiden belirteyim. 2027’ye kalmadan erken seçim olmazsa başka şeyler olur; bunu da not düşeyim.