Korkundan daha büyük şeylerin olmalı ki ilerleyebilesin

İktisatçı yazar Yaşar Süngü, Aliya’nın Bosna savaşı döneminde ona “korkmuyor musun?” sorusuna verdiği cevaptan hareketle insanın hayatta korkularından daha büyük şeylerin olmadığı takdirde ilerleyemeyeceğinin altını çiziyor.

Korkundan daha büyük şeylerin olmalı ki ilerleyebilesin

“Enerjinizi endişelenmek için kullanmayın. Enerjinizi inanmak, üretmek, öğrenmek, düşünmek ve büyümek için kullanın.” diyor kuantum mekaniği üzerine uzman ünlü fizikçi Richard Feynman.

Bilecik’in Bozüyük ilçesinde doğalgaz tesisatçısı 62 yaşındaki Kadir Tosun da enerjisini verimli kullananlardan. 10 yıldır üzerinde çalıştığı elektrik enerjisini manyetik enerjiye dönüştüren ve doğal gaza göre yüzde 30 tasarruf sağlayan ısıtma cihazının ilk prototipini üretmiş.

**

Ahmet Çağlar da aynı yolun yolcularından. 69 yaşında, Hatay İskenderun’da yaşayan bir emekli.

Doğada dolaşırken dikenleri çok düzgün ve sağlam olan bir ağaç gördü, yaklaşıp birkaç tanesini koparıp yanına aldı ve evine gitti. Birkaç gün boyunca, kopardığı o dikenleri kürdan olarak kullandı ve çok beğendi. “Neden olmasın?” dedi ve kolları sıvayıp bu doğal kürdanları toplayıp boylarına göre ayırdı, paketleyip, “Bu kürdanlar için hiçbir ağaç kesilmemiştir” diyerek ürününü duyurdu. Kısa sürede Türkiye’nin birçok yerinden sipariş yağdı.

Köylerdeki birçok kadın erkek sabah akşam diken topladı ve onlardan düzenli olarak satın aldı. Bu sayede büyük bir istihdam oluşturdu. Şimdi, hiçbir ağacı kesmeden ve hiçbir kimyasal kullanmadan ürettiği o kürdanları binlerce restoran kullanıyor. Birçok aile de bu sayede evine ekmek getiriyor. Çoğumuzun gördüğü fakat fark etmediği bir “Diken” enerjisini verimli kullanması sayesinde bir sürü insanın hayatını değiştirdi.

**

Enerjini verimli kullandığında iyi sonuç aldığına dair güzel bir örnek de Antalya’dan.

180 çoban ailesinin 6 binden fazla büyükbaş, 2 binden fazla küçükbaşı otlattığı merada, her yıl çekirgelerin tüm otları tüketmesi nedeniyle ciddi sorun yaşanıyor.

1500’ü aşkın yılkı atının yaşadığı Toroslar’ın en yüksek bölgelerinden biri olan Eynif Yaylası’nda bu yıl da mart ayından itibaren yine büyük çekirge istilası oldu.

Mayıs itibarıyla metrekarede 120 birey olmak üzere milyarın üzerinde çekirge, 9 bin dekarlık merayı işgal etti.

Geçen yıllarda kullanılan zirai ilaçların doğal alana ve otlayan hayvanlara zararlı olması nedeniyle bu sene biyolojik mücadele tekniği uygulandı.

2 bin ‘hindi ordusu’, 1 haftada çekirge popülasyonunu yüzde 50’ye yakın azalttı.

**

Aliya İzzetbegoviç, Bosna’da savaş sırasında, uluslararası savaş muhabirleri randevularına gelmediğinde; sebebini sorar. O gün Saraybosna yoğun bir saldırı altında olduğu için muhabirler çıkamamışlardır.

‘Onlar bize gelemiyorsa biz onlara gidelim.’ der.

Başkanlık sarayından otele kadar birkaç kilometrelik bulvarda yürümeye başlar. Silah seslerinin eşlik ettiği o yürüyüşe, sokağın bir kenarında saklanmaya çalışan bir kadının sesi katılır:

‘Aliya korkmuyor musun?’

Aliya’nın kadına verdiği cevap tarihe geçer; ‘Korkuyorum! İnsanım ben. Fakat beni yürüten şeyler, korkularımdan büyük.’

Hayatta korkularından daha büyük şeylerin olmazsa ilerleyemezsin.

“Hem Allah’a inanıp hem de başka şeylerden korkanlara hayret ediyorum. Ben Allah’a inansam hiçbir şeyden korkmam” diyordu ateist bir yazar.

**

1957 yılında Amerika’nın güneyine araştırma yapmak üzere üs kuran NASA’yı bir gün küçük bir kızılderili çocuk fark eder ve gidip büyükbabasına haber verir;

-Büyükbaba, beyaz adamlar gelmiş, aşağıdaki vadide. Çok kalabalıklar ve bir şeyler yapıyorlar. Yaşlı Kızılderili torununa;

-“Yarın yanlarına git ve orada ne aradıklarını sor.” der.

Küçük kızılderili ertesi sabah gider ve beyaz adamlardan birine ne yaptıklarını sorar.

Beyaz adam;

-Hani geceleri gökyüzünde parlayan bir şey var ya, buradan onu seyrediyoruz.

-Ay’ı mı?! Peki ama neden?

-İleride… çok yıllar sonra buradan oraya insanları götürebilmek ve orada yeni bir hayat kurabilmek için. Anladın mı?

Küçük kızılderili “Anladım” der ve büyükbabasına söylenenleri anlatır.

Ertesi sabah büyükbaba torununa yazdığı notu uzatarak der ki;

-Bunu al, beyaz adamlara götür ve onlara de ki; “Bunu büyükbabam gönderdi. Oraya, yani aya gittiğinizde bunu oradakilere verecekmişsiniz.”Küçük kızılderili büyükbabasının söylediklerini tekrarladıktan sonra üstünde not yazılı deri parçasını beyaz adamlara verir.

Üs çalışanları, bu deri parçasına bakıp gülerler ancak aradan birkaç gün geçtikten sonra, ihtiyar kızılderilinin aydakilere nasıl bir not gönderdiğini merak ederler ve bir tercüman çağırarak okuturlar.

Not aynen şöyledir; “Bu adamlara dikkat edin, elinizden topraklarınızı almaya geliyorlar!

**

Önümüze bakıp ilerlerken böyle adamlara da dikkat edeceğiz!