Üç gün önce İran sınırından Türkiye’ye geçmeye çalışırken iki çocuğuyla beraber fırtınaya yakalanan, çocuklarının ellerine çoraplarını geçirip kendi ayaklarına poşet giyen Afgan asıllı bir annenin donarak can vermesi vicdan sahibi herkesin yüreğini dağlamıştır.
Dünyanın belirli bölgelerinde son verilmeyen siyasi istikrarsızlık, dış müdahaleler ve zulüm; var olmanın bir parçası olan yaşama hakkının dahi bazı insanlara tanınmamış olmasına, göreceli bir kavram haline gelmesine neden olmuştur. İnsanlara doğup büyüdükleri anavatanları, atalarından yadigar kalan memleketleri dar edilmiş; pek çoğu göçe zorlanmış ve kalanlara eziyet edilmiştir. Bu nedenlerle mültecilik, çağımızın en büyük problemi ve dramı halini almıştır.
Ülkelerinden ayrılıp Batı Avrupa ve Türkiye gibi güvenli ülkelere gitmek isteyen mazlum duruma düşürülmüş insanları ne yazık ki göç yolunda açlık, susuzluk, denizlerde boğulma, soğukta donma ve sıcak çöllerde ölme gibi büyük felaketler beklemektedir.
Bunun neticesi olarak mülteciler evlerinden kopup sonunu bilmedikleri tehlikeli yolculuklara çıkan insanlardır. Mültecilerin insan olma açısından bizden hiçbir farkı bulunmamaktadır. Bu insanlar hangi ülkede doğacaklarını kendilerini belirlemediği gibi; uluslararası zalim çıkar ve projelerin kurbanı olmaktadırlar.
Bizler Kayseri Erciyes Kadın Platformu ve Afgan Mülteciler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği olarak, İran-Türkiye sınırında İran topraklarında sahipsizlik sebebiyle donarak can veren Afgan anneye Allah'tan rahmet, İran makamlarına teslim edilen yavrularına acil şifalar ve Afgan halkına başsağlığı dileklerimizi bildiriyoruz.
Erciyes Kadın Platformu ve Afgan Mülteciler Derneği (ARSA) Adına Av. Sena ÖZDEMİR
