İktidarı Kibarca Sallamak 31 Mart Seçimleri İçin Sıcağı Sıcağına..

Veysi DÜNDAR

İktidarı Kibarca Sallamak 31 Mart Seçimleri İçin Sıcağı Sıcağına..

Dünkü seçimler bir futbol maçı olsaydı şöyle tarif ederdik: ?Biraz sonra başlayacak olan maçta alınan karar gereği C takımı 14 kişi M takımı 8 kişi olarak sahaya çıkacaktır. Maçı C takımının kulüp başkanı yönetecektir. Maçın biletleri sadece C takımının taraftarlarına satılacak, artarsa M takımının taraftarı da maçı seyredebilecektir. Ancak biletler C´ye 1 lira M´ye 100 liradır. Ayrıca C takımının kalesi 1 metre M takımının kalesi de 20 metre olacaktır.?

Maçın öncesindeki kurallar bu denli çifte standartlı iken maç sırasında da eğer M takımının öne geçme ihtimali olursa maç duracak ve duruma göre tekrar başlatılacaktır. Maçın hakeminin maçın belirli bir noktasında maçı hakem kararı ile bitirmesine de imkan bulunmaktadır.

Size abartılı gelebilir ama yaşananın bundan farklı olduğunu iddia edebilir misiniz?

Saatlerce %98,8´i sayılmış bir oy miktarının %1,2´si sayılsın diye bekletilmiş olmayı başka nasıl açıklayabilirsiniz? Devletin maddi olanaklarını, medyanın manevi olanakları ile harmanlayıp yaratılan ortamda gerçekleştirilen seçimin İstanbul´da burun farkına kalması aslında maçın bütün namüsait şartlara rağmen M takımının galibiyeti ile sonuçlandığına delalet ediyor.

- Reklam -

7 Haziran´dan beri MHP´nin yanında Türkiye´nin demokratik kurumlarını giderek zorlayarak ve eş zamanlı olarak basını da tırnakları çekilmiş kediye çevirerek iktidarını ilanihai hale getirmek isteyen ittifak Pirus zaferini çoktan tüketmiş belli ki.

Siyaset kurumunun tüm geleneklerini hiçe sayan kampanya döneminden sonra açıkçası iktidarın tüm seçim bölgelerinde ezici bir üstünlük sağlamasını bekledik. Demokrasinin gereği bu olduğu için değil ama bu denli ağır bir mesuliyetle yüklü bir propaganda makinesinin neticesinin güdük olması aslında ağır bir hezimeti ortaya koymaktadır.

Sadece İstanbul´da değil Bursa´da da durdurulup dondurulan seçim sonuçlarının ima ettiği yenilgi durumunun gösterilmekten kaçınılmasını seçim dönemine yansıyan eşitsiz döngünün devamı olarak not etmek gerek.

Benzerini 16 Nisan 2017 referandumunda yaşadığımız türden bir büyükşehir tokadı ile sarsılan iktidar bloku, teselliyi, ilçelerde, zorlama ve taşıma ile kararı dönüştürülen Şırnak´ta, Orta Anadolu -artık Kırşehir hariç- bölgesinde ve Doğu Anadolu´da arayacak.

Devlet Bahçeli´nin fazlasıyla tatmin olduğu sonuçlara dair sözlerine bakacak olursak AKP ile birliktelikten gayet memnun olmalı. Oysa ki, AKP´yi büyükşehirlerden süpürüp ülkenin çevre ve kenar bölgelerine talim ettiren bu MHP birlikteliği idi bir bakıma.

HDP´nin güçlü olduğu bölgelerde kayyumlara ikram edilen koltukları sökerek geri almasının gözardı edilmesi de kenara yazılmalı.

Samsun´u, Kocaeli´ni, Bursa´yı, Denizli´yi kazanıp Atakum´u, İzmit´i, Nilüfer´i, Merkez Efendi´yi kaybeden iktidarın aslında daha önce de değindiğimiz bütün merkezlerde ve bütün çeperlerin de merkezlerinde yenik olma halinin bir diğer örneğini deneyimlemiş olduk.

Seçimin sıcaklığı henüz geçmemiş iken seçim sürecinde yaşananların etkisini daha bir süre hissedeceğiz. Ancak bu seçimin herşeye rağmen bize kazandırdıkları da oldu.
Eğer inançlı iseniz ve umudunuzu koruyorsanız tüm olumsuz şartları aşabilirsiniz.
Umut devletin olanaklarını da, yazılı ve görsel medyadaki devasa propaganda makinasını da yenebilir.

Dağ ne kadar yüksek de olsa yol onu aşabilir.

İstanbul´da temsiliyetini bulan Türkiye´nin dinamizmi, tehdit ve korku diline de, daha sonra bu dilin dönüştüğü hafif rüşvetçi ikna diline de galip geldi.
Bu aslında basit bir gerçeğin ifadesi idi.
Tarih sadece ileri doğru gider. Geriye doğru işlemez.

Mahatma Gandhi ?Kibar bir biçimde dünyayı sallayabilirsiniz? sözlerini ettiğinden bu yana geçen süre ne kadar uzun da olsa, sözler gerçekliğini ve geçerliğini korumaktadır.

İktidarın kaba dilini nezaketle mukabele eden muhalefet dili yendi.

İktidar ise saatlerce seçimlerin sonucunu açıklamayarak yenilgisini kuşkuya yer vermeyecek biçimde bir de ikrar etti.

Yine Gandhi´nin sözü ile noktayı koyalım: ?önce yoksayılan, sonra gülünen ve en sonunda kavga edilen kazanan olacaktır?.
Gandhi´den alınacak dersler fazlasıyla çok ve Türkiye Mart´ın sonunda baharı bulurken Gandhi´den esinlenen bir rüzgarın etkisine çoktan girdi bile