‘Bir kadının iyi yönetici olabileceği fikri hala kabul görmüyor!’

Prof. Dr. Zekiye Demir “‘Bir kadının iyi yönetici olabileceği fikri hala kabul görmüyor!’” başlıklı yazısı ekrangazetesi.com’da yayınlandı

‘Bir kadının iyi yönetici olabileceği fikri hala kabul görmüyor!’

Prof. Dr. Zekiye Demir, erkek yöneticilerin kadın karşıtı tutumlarının altında olumsuz kalıp yargılar ve kadınların kişilik özelliklerine ilişkin olumsuz ön kabuller olduğunu belirterek, bunu “cam tavan sendromu” şeklinde nitelendirdi. Bununla birlikte ‘kadın kadının kurdu oluyor’ diyen Demir, bunu da “Kraliçe arı sendromu” olarak niteledi.

Son yıllarda, dünyada ve Türkiye’de artan sayıda kadın çalışma hayatına girse de araştırmalar bu kadınların, üst düzey pozisyonlarda yeteri kadar yer alamadığını gösteriyor. Bir kadının gerekli yeterliliğe sahip olmasına rağmen, terfi konusunda adil olmayan sınırlara takılmasını ifade eden ve çalışma hayatında bir ayrımcılığın çeşidi olarak görülen bu durum literatürde “cam tavan sendromu” olarak adlandırılıyor.

‘Cam tavanda bir asil, bir de öteki var’

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekiye Demir, AA muhabirine, cam tavan sendromuna ilişkin “Kişinin cinsiyeti, ırkı, rengi, ülkesi ya da siyasi tercihi gibi nedenlerle iş hayatında veya sosyal hayatında çeşitli engellerle karşılaşmasıdır.” dedi.

Cam tavan ifadesindeki cam metaforunun engellerin görünmezliğiyle ilgili olduğunu belirten Demir, “Cam tavanda bir asil, bir de öteki var. Asil olan ötekine karşı engeller uyguluyor. Bu engeller gözükmüyor, cam gibi şeffaf ancak camın ötesine nasıl geçemiyorsak o engellerin ötesine de geçemiyoruz.” ifadesini kullandı.

Demir, cam tavan sendromunun genellikle kadınları etkilediğine dikkati çekerek, “Asil olan genelde erkekler oluyor, erkekler bu pozisyonlara daha rahat gelirken, kadının kadın olması sebebiyle iş hayatında belli basamakları tırmanamadığını ya da tırmandığı basamaklarda hep kendi nitelikleriyle ilgili olmayan engellerle karşılaştığını görüyoruz.” diye konuştu.

‘En gelişmiş ülkelerde bile bu durum görünüyor’

Cam tavan kavramının, 1970’li yıllarda kadınların yönetim, politika, işletme gibi alanlara girmesiyle kavramsallaştığını aktaran Demir, şu ifadeleri kullandı:

“2022’de olmamıza rağmen hala kadınların iş hayatında belli merdivenleri tırmanmakta, üst düzey pozisyonlara gelmekte dezavantajlı durumları sürüyor. Yani en gelişmiş ülkelerin verilerine baktığımızda bile bunu görüyoruz. Ben kadınların hala cam tavan engeline takılmasını ataerkil kültürle açıklıyorum. Kişisel olarak kadının çalışma hayatındaki varlığının ve iyiyi başaracağı fikrinin sindirilemediğini düşünüyorum.”

Demir, erkek yöneticilerin kadın karşıtı tutumlarının altında olumsuz kalıp yargılar ve kadınların kişilik özelliklerine ilişkin olumsuz ön kabuller olduğunu kaydederek, “Bu önyargılar kadın evlilik, hamilelik ya da ailevi sebeplerle işi yarıda bırakır düşüncesine dayanıyor, kadının çoklu rolünün yükselmesinin önünde engel olduğunu görüyoruz.” dedi.

“Kraliçe arı sendromunda kadın kadının kurdu oluyor”

İş hayatında cam tavanın, erkek üst yöneticiler tarafından koyulabileceği gibi kadının hemcinsleri ve kadının bizzat kendisi tarafından da yerleştirilebileceğini ifade eden Demir, “Genellikle erkekler kadınların üst düzeye gelmesini istemez diye biliriz ama bunun yanında bir de ‘kraliçe arı sendromu’ dediğimiz olgu var. Ana kraliçe kovanda nasıl tek başına olmanın mücadelesini veriyorsa bazı kadınlar da önde tek olmayı istiyor.” şeklinde konuştu.

Demir, kraliçe arı sendromunda kadın yöneticilerin, cam tavan uygulayan erkek yöneticilerin davranışlarını taklit ettiğine dikkati çekerek, “Kadın kadının kurdu oluyor, bir yere atanan kadın kendi dengi olabilecek kadınları bir şekilde elimine ediyor ama kendine tehdit oluşturmayacak ve minnet duyacak kadınları ödüllendiriyor.” dedi.

Bazen de kadının kendi kendine engel koyduğunu dile getiren Demir, “Kadının cam tavanı bazen kendisi oluyor. Buna öğrenilmiş çaresizlik de diyebilirsiniz veya kültürel kodların işlenmişliği de diyebilirsiniz ya da bundan çok farklı olarak mükemmeliyetçilik diyebilirsiniz. Bu durumda kadınlar üst düzey pozisyon açıldığında ben bunu yapamam deyip uzaklaşıyor.” ifadesini kullandı.

‘Bir kadın, yönetici olduğunda daha fazla mercek altına alınıyor’

Kadınların cam tavan engelini kırsa bile bu kez “mercek” engeline takıldığına işaret eden Demir, “Cam tavan engelini kıran kadınlar da var ama bu kadınların hem sayısı çok az hem de erkeklerin aksine gözetim altındalar. En ufak hatalarında ‘İşte kadın oldu da böyle oldu’ deniliyor. Kadın yönetici olduğunda unvanı ne olursa olsun ismin önüne cinsiyet koyulduğu zaman diğer yöneticilerden farklı olarak mercek altına alınıyor.” şeklinde konuştu.

Demir, yönetici kadınlardan beklentinin erkeklere göre daha fazla olduğunu vurgulayarak, “Kadın yönetici olduğunda, ‘Ben de bu alanda varım’ dediğinde ‘Madem varsın o zaman’ deyip erkek yöneticiden beklenenin çok daha üstünde şeyi kadından isteyebiliyorlar.” diye konuştu.

‘Başörtülü kadınlar çift cam engeline takılıyor’

Cam tavan sendromunun temelinde cinsiyetçilik ve ırkçılık olduğunu savunan Demir, “Kavram, kadınların iş hayatına girmesiyle çıksa da öteki olan herkes mesela bir ülkede bulunuyorsun, o ülkenin vatandaşı olmadığın için belki de vatandaşı bile oldun ama etnik olarak o ülkeden sayılmadığın için bir pozisyona o kadar rahat gelemiyorsun. Bu da bir cam tavan.” ifadesini kullandı.

Demir, Müslüman karşıtlığının yüksek olduğu ülkelere başörtülü kadınların uğradığı ayrımcılığı “çifte ayrımcılık” olarak niteleyerek, “Başörtülü olmak, kadın için cinsiyeti dışında bir cam tavan daha oluşturuyor. Başörtülü kadın için çalışma hayatında cam çift katlı. Bunun için başka ülkelerde örnek aramaya gerek yok biz canlı örnekleriyiz.” değerlendirmesinde bulundu.

‘Teknoloji şirketlerinde de aynı sorun var’

Demir, cam tavan sendromunun ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyiyle ilgili olmadığının altını çizerek, “Cam tavanın cinsiyeti var, ırkı yok, rengi yok, ülkesi yok, ekonomik gelişmişliği de yok. Yani her ülkede olabilecek bir durum. Dolayısıyla az gelişmiş ülkelerde cam tavan engelli olur da çok gelişmiş ülkelerde olmaz diye düşünmek yanlış.” ifadesini kullandı.

ABD, İngiltere, Almanya gibi ekonomik olarak güçlü ülkelerde de cam tavan sendromunun yaşandığına dikkati çeken Demir, “İngiltere’de borsada işlem gören 100 büyük şirketin ancak yüzde 10’unda üst düzey yönetici kadın var. Yine yapılan araştırmalara göre Almanya’da (eski Başbakan Angela) Merkel döneminde hem ücret eşitsizliklerine rastlanıyor hem de üst düzey pozisyonlara gelmekte cam tavan engeline rastlanıyor.” dedi.

Demir, ABD’de özellikle teknoloji şirketlerinde kadınların daha az istihdam edilmesine ilişkin araştırmalara işaret ederek, “Önce yeterince kadın mı yok? Motivasyon eksikliği mi var? Aile engeli mi var? diye soruyorlar ama yapılan araştırmalarda görülüyor ki ne motivasyon eksikliği ne kişisel isteksizlik ne aile bağları, birinci sırada cam tavan sendromu dediğimiz olgu var.” diye konuştu.

 

Kaynak: farklı bakış