İşçi can derdinde sendika hamaset

Amasra’nın ihmaller silsilesiyle yaşandığı raporlara yansıdı. Ancak 42 işçiyi ölüme götüren eksikleri haykırması gereken Maden İşçileri Sendikası’nın yöneticisi ‘Atalarımız Çanakkale’de savaşı bırakmadı.

İşçi can derdinde sendika hamaset

‘BEDEL ÖDESEK DE MADENE İNİP ÇALIŞACAĞIZ’

Bartın’da yaşanan grizu patlamasının ardından Sayıştay ve bilirkişi raporları ile tanık ifadeleri facianın göz göre göre geldiğini ortaya koydu. Ocakları söndüren ihmaller gündemdeyken, asli görevi işçilerin güvenlik haklarını korumak olan Genel Maden İşçileri Sendikası’nın Başkan Yardımcısı İsa Mutlu tartışma yaratan sözler sarf etti. Mutlu “Ülkemizin kömüre ihtiyacı var. Bedel ödesek de ocağa inip çalışmak zorundayız” dedi.

İNSAN HAYATINI DA KORUYUN KÖMÜRÜ DE ÇIKARIN

Amasra işletmesindeki işçileri ziyaret eden Mutlu “Bizi bölmek, parçalamak isteyen, Amasra’nın kapatılmasını isteyen kitleler var. Şeytani işlerini yapmaya devam edecekler. Ancak bizi de mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu. “Ülkemizin kömüre ihtiyacı var” diyen sendikacı, “Dünyada enerji savaşlarının had safhaya çıktığı, mazlumların sömürüldüğü, insanların katledildiği bu şartlarda kömürün yer altında durma şansı yok” dedi.

42 kişinin can verdiği Bartın faciasındaki ihmaller silsilesi ‘cinayet gibi’ dedirtti. Ancak Maden İşçileri Sendikası’nın Başkan Yardımcısı, eksiklere dikkat çekmesi gerekirken hamasete sarıldı. Çanakkale şehitlerine atıf yapıp ‘Onlar savaşmaktan vazgeçmedi. Arkadaşlarımızı kaybetsek de ocağa inip çalışacağız’ diyen sendikacıya ‘Hem önlem alın hem kömür çıkarın’ tepkileri yükseldi.

Amasra’da yaşanan grizu patlamasının ardından Sayıştay ve bilirkişi raporları, görgü tanıklarının ifadeleri kazaya adeta davetiye çıkarıldığını ortaya koydu. Olmayan havalandırma, yapılmayan metan drenajı gibi eksiklerin hep insan hayatını hiçe sayan hatalı yönetim anlayışının sonucu olduğu kamuoyuna yansıdı. ‘Önlemler neden alınmadı?’ sorusu gündemdeyken Genel Maden İşçileri Sendikası Başkan Yardımcısı İsa Mutlu’dan tartışmalara boyut katacak açıklamalar geldi. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesinde çalışan maden işçilerini ziyaret eden Mutlu, önce 42 maden işçisini andı. Ardından yaptığı konuşmada “Bu acıları 1983’te Armutçuk’ta, 1992’de Kozlu’da daha önce yaşamıştık. Bu bölgenin insanı bedeller ödeyerek ülkemizin ekonomisine can kattı, katkı sağladı. O bedelleri ödeyerek buraya geldik. Keşke olmasaydı dediğimiz son bedeli de hep beraber ödedik” dedi.

‘ÇANAKKALE’DE SAVAŞI BIRAKMADILAR’

Mücadeleye devam edeceklerini belirten Mutlu ardından şöyle devam etti: Şu bir gerçek savaşta cephede zaman zaman arkadaşımızı kucağımızda kaybedebiliyoruz. Çanakkale’de, ülkenin dört bir yanında terör örgütleriyle yapılan mücadelelerde atalarımız, büyüklerimiz, gazilerimiz kucaklarında arkadaşları şehit olduğu halde savaşmaya devam ettiler. Şehit verdik diye savaşmaktan vazgeçmediler. Bunu ülkemiz için yaptılar. Bize de düşen bugün bu cephede, üretim cephesinde canlarımızı vermiş olmamıza rağmen mücadeleye devam etmektir. Bugün ülkemizin kömüre ihtiyacı var. Dünyada enerji savaşlarının had safhaya çıktığı, mazlumların sömürüldüğü, insanların katledildiği bu şartlarda kömürün yer altında durma şansı yok. Ülkemizin ekonomisi için, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği için kömürü yer altından çıkarmak zorundayız. Maalesef bedeller ödesek de, orada arkadaşlarımızı kaybetsek de biz yine oraya inip çalışmak zorundayız. Bugüne kadar atalarımız böyle yaptı, bize de düşen vazife bu.

‘İŞÇİYİ KORUYACAĞINA HAMASET YAPIYOR’

Temel görevi işçilerin haklarını korumak olan bir sendikanın üst yöneticisinin madencilerin yaşamını ikinci planda tutan yaklaşımı eleştiri topladı. Sosyal medyada, sendika üzerinden siyasete dönük ifadelerle hamaset yapıldığı ileri sürüldü. 42 insanın ölümünü hiçbir gerekçenin meşru gösteremeyeceği vurgulandı. Türkiye’nin maden kazalarında Avrupa’nın önünde olduğu hatırlatılarak geçmişte de yaşanan acılardan ders alınması gerektiği dile getirildi. ‘İnsanlar hayatını kaybetmeden, ocaklar sönmeden kömür çıkarmak mümkün değil mi? Bu nasıl bir düşünce anlayışı’ değerlendirmeleri yapıldı.