Sokağa çıkma yasağı üzerinden tartışmalar muhalefet açısından büyük bir keyifle sürdürülüyor..
“Akşam ilan edildi, ertesi günü öğlen tekrar kaldırıldı” diyorlar..
Gerçekten de öyle oldu..
Kısmen bir açıklaması yapılıyor ama..
Ayrıntılarını da bilahare öğreniriz..
Ama bu arada..
Bu karar değişikliğini diline dolayan muhalefetin, esprili yorumları dikkat çekiyor..
Mesela, İyi Parti açıklama yapmış: “Son kararınız mı?”
Gerçekten dört dörtlük bir yorum..
Ayağa kalktım..
Alkışladım..
Alkışlanacak bir yorum çünkü..
Ama oturmadan önce, internet sitelerindeki bir haber gözüme ilişti..
AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım haberleştirilmiş..
Deniliyor ki haberde, “CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 2015 yılındaki Hendek ihaneti sırasında terör örgütü PKK’yı destekleyen bildiriye imza atan üç ismi belediye şirketi Grand Plaza’nın yönetim kuruluna atayarak sahip çıktığını deşifre etti.”
Ayrıntılarına bakıyorum..
Şu deniliyor:
“Terör örgütü PKK’nın, 2015 yılında Doğu ve Güneydoğu’da hendek kazıp dağdaki terörü şehirlere taşıdığı dönemde ‘barış bildirisi’ adı altında PKK’ya operasyon yapılmamasını isteyen 1128 akademisyen arasında yer alan üç isim, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından belediyenin kuruluşu Grand Plaza Yönetim Kurulu üyeliğine getirildi..”
PKK’ya operasyon yapılmamasını arzulayan Prof. Melek Göregenli, Prof. Nilgün Toker Kılınç ve Prof. Ayşen Uysal isimli üç sözde akademisyenin tek özelliği, o bildiriye imza atmaları mı?
Hayır.
Açık açık ilan etmişler, “HDP’li oldukları”nı zaten..
Melek Göregenli açıklamış, “Biz HDP’liler tam da iktidarların belirlediği hadleri aştığı için partimizi seviyoruz” diye..
Nilgün Toker Kılınç paylaşmış, “HDP milyonlarca insandır. Geçmişin, bugünün ve geleceğin umududur” diye..
Ayşen Uysal yazmış, “Oylarımız HDP’ye” diye..
Her şey apaçık ortada değil mi?
Tunç Soyer beyefendimiz, üç HDP’liyi, belediyenin bir kuruluşuna yönetici olarak atamış..
Buraya kadar itirazı olan var mı?
Yok..
Peki bu Tunç Soyer’i, darbeci babasından dolayı yaptığımız aleyhteki haberlere rağmen, İyi Parti desteklemedi mi?
Destekledi..
“Biz İzmir’de, büyükşehir belediye başkanlığına aday göstermiyoruz. Seçmenimizi Tunç Soyer’e oy vermeye çağırıyoruz” demediler mi?
Dediler..
Şimdi o Tunç Soyer, HDP’lileri.. Bir isimle sınırlı olarak da değil.. Üç ismi birden, belediyenin bir kuruluşuna yönetici atamadı mı?
Atadı..
Bunun sorumluluğu, Tunç Soyer’e oy veren İyi Partililerin de boynuna yüklenmez mi?
Yüklenir..
Ne düşünür bu konuda acaba, Meral Akşener hanımefendi?
Ne düşünür acaba Müsavat Dervişoğlu?
Ne düşünür acaba, Yavuz Ağıralioğlu?
Ne düşünür acaba Ümit Özdağ?
Ne düşünür acaba, dışardan destekçi Nazif Okumuş?
Sorsak bu isimlerin hepsine..
“Son kararınız mı? Seçimde oy vererek destek verdiğiniz bu CHP’lilere.. HDP’li isimlerin belediye kuruluşlarına yönetici olarak atanmalarından sonra da desteğiniz sürüyor mu?”
Evet, soralım, “Son kararınız mı?” diye..
Yok öyle..
Bilim Kurulu’nun dahil olduğu..
Güvenlik uzmanlarının görüş açıkladığı..
Halkın tepkilerinin dikkate alınması gerektiği..
Çok bileşenli bir konuda, “Hafta sonu sokağa çıkma yasağı, 15 il ile sınırlı olarak verildi” denilip.
Bileşenlerin görüşlerini tekrar gözden geçirip, ertesi günü “Sokağa çıkma yasağı gereksiz görüldü” denilince..
İşi gırgıra almaya kalkışıp..
“Son kararınız mı?” diye sormakla olmuyor bu işler...
Çok önemli..
Hayati bir meselede değil..
“Öyle de olsa olur, böyle de olsa olur” babından bir konuda..
Avrupa’da birçok ülkede olan, ama birçok ülkede de olmayan..
İki türlü de verilebilecek bir kararda soruyor İyi Partililer: “Son kararınız mı?”
Ben de şimdi İP’lilere soruyorum:
“Güvenlik güçlerimizin katillerine alkış tutan hainlere destek vermeye devam etmek, son kararınız mı?”
Sadece İyi Partililere değil..
CHP’nin içindeki ulusalcılara da soruyorum..
2015 yılında Sözcü gazetesinin yaptığı gibi, HDP karşıtlığı ile, Tayyip Erdoğan’a vuruyordunuz..
5 Haziran 2014 Sözcü gazetesinin manşetinde olduğu gibi, “Nerede bu Tayyip” diye başlık atıp, “Açılım, hainleri iyice şımarttı. Devlet ortada yok” ifadeleri ile AK Parti’yi yerden yere vuruyordunuz..
“Yaktılar, yıktılar, kimlik sordular” diyerek, güneydoğudaki tam da sözde akademisyenlerin operasyon yapılmamasını istedikleri PKK’lı teröristlerin yolları kapatma, paçavralarını bazı yerlere asma, bazı belediyelerin tabelalarını değiştirme operasyonlarından dolayı, AK Parti’yi sorumlu tutup, “Nerede bu Tayyip? Devlet ortada yok” diyerek, milliyetçi seçmeni kışkırtıyordunuz..
Şimdi Tayyip nerede olduğunu gösterdi.. Devletin balyoz gibi yumruğunu, o PKK’lıların tepesine indirdi..
O yol işgalleri de, paçavralarını oraya buraya dikme kalkışmaları da, HDP’lilere rağmen, engellendi..
Tayyip Erdoğan, bunların hakkından geldi..
Ama o ne?
Şimdi İyi Partililer.
Şimdi CHP içindeki ulusalcılar..
PKK’ya sahip çıkan HDP’lilerle kol kolalar..
O zaman hepsine birden soralım..
“Son kararınız mı?”
Şunun için soruyoruz..
Sandık önünüze geldikten sonra, belki iş işten geçmiş olabilir.. Şimdiden hatırlatalım: “Son kararınız mı?”
