Dünyanın birçok ülkesinde 18 yaşından küçüklere izletilmesi yasak olan birçok korku ve gerilim filminin, Türkiye'de çoluk çocuğun eğlence konusu olması birçoklarına şaşırtıcı gelebilir ama doğru pencereden bakıldığında bunun şaşılacak herhangi bir tarafının olmadığı anlaşılır.
Bunca cinayetin, tacizin, tecavüzün işlendiği, insanların sokak ortalarında bunca meydan dayağı yediği, toplumun geçmişle bunca korkutulduğu bir ülkede hangi bir korku filmi insanları neden korkutsun ki?
Hadi hepsini geçtik; her ay bir önceki aya göre biraz daha kabaran ve gittikçe uzayan elektrik ve doğalgaz kazığını kanıksayan bir halk hangi Voyvoda'yla korkutulabilir?
Aldığı her nefese üç çeşit vergi salınan bir halkı, korku ve gerilim filmleri ile ayrıca korkutmak mümkün mü?
Bu halkı öyle Elm Sokağu Kâbuslarıyla, Voyvoda'nin kazıklarıyla, Deli Dumrul'un vergileriyle korkutmanız mümkün değil.
Enflasyon canavarıyla, trafik canavarıyla, terör canavarıyla, zam canavarıyla bunca haşir neşir olmuş bir toplumu bilgisayar oyunlarıyla çekilen canavarlı filmlerle korkutmak kimin haddine düşmüş?
Bu halk geçmediği köprülerin, uçmadığı biletlerin, rüyasında görse hayra yormayacağı Ejder Meyveli Smoothie’nin parasını bile güle oynaya ödüyor; bu halkı açlık yüzünden insanların birbirini yediği filmlerle korkutmak kimin haddine düşmüş.
Mezarlıklardan ölünün altın dişlerini söken bir toplumu, ormanlık alandaki bir mezardan gelen seslerle korkutamazsınız.
Şeytana pabucunu ters giydiren bir toplumu, şeytanlı filmler izleterek komik duruma düşebilirsiniz ancak.
Sarayların onca yükünü ıhlamadan çeken bir toplumu, öyle dracula’lı şatolarla korkutmak kimin haddine?
Her türlü ecinnilere karşı telepazarlamadan alınmış okunmuş yasinlerle kendini güvenceye aldığını düşünen bir toplumu cinlerden, perilerden korkması mümkün mü?
Batı milletinin fellik fellik kaçtığı cinleri çağırmak için bir masanın etrafında güle oynaya, akla hayale gelmedik yöntemler deneyen Türk milletini hangi karanlık ruhlar korkutabilir?
Bunca kana susayan, bunca savaş çığırtkanlığı yapan bir toplumu öyle vampirlerle, zombilerle, Frankenstein’larla korkutamazsınız kardeşim.
Dünya genelinde birçok milletin izlerken korkudan ödünün b. kuna karıştığı filmleri, Türk milletinin “vay he he” diyerek ti’ye alması, Türkiye dışında yaşayanları şaşkına çevirse de, Türkiye’de yaşayanlar açısından şaşılacak bir durum bulunmuyor.
Bu halk korku eşiğini aştı kardeşim; kimse boşuna uğraşıp, bu toplumu korkutmaya çalışmasın. Bu toplum her türlü korkuyu geride bıraktı. Rezil olmaktan korkmayan ve her ne yaparsa yapsın güçlü olduğu sürece ezil olmayan bir toplumu kim neyle korkutabilir ki?
Eskiden iyi kötü Allah’tan korkan ve cehennem denince kendine gelir gibi olan toplum, cennetin tapularını eline geçirip sinema bileti gibi yandaşlarına dağıtır olduktan sonra sadece Allah’tan korkmayanlardan ve Allah adına iş tutanlardan korkar oldu.
Eee, atalarımız boşuna dememişler, kork Allah’tan korkmayandan...
Allah’tan korkmayanın filmini çekmeye henüz hiçbir ecnebi cesaret edemediğinden, Türk milletinin korku içinde izleyeceği bir film de henüz çekilmemiş oluyor.
Ki, böyle bir film çekilse bile, aynı filmi yıllardır yaşayan bir toplum, yaşadığı filmin ayrıca filme çekilmiş olmasından neden korksun; güler geçer tabi.
Ey Almanya! Ey Rusya! Ey Amerika! Ey Hollywood! Ey bollywood! Ey Kuzey ve Güney Kore ve dahi İngiltere ve Fransa! Türk milletini korkutacağız diye öyle abidik gubidik korku filmleri çekerek paranızı boşa harcamayın. Siz o filmlerle sizin gibi her şeyden korkan halkınızı korkutabilirsiniz ancak.
Elinde bir tek silahı olmadan 72 düvele birden meydan okuyan bir halkı, çevirdiğiniz dandik filmlerle ancak güldürebilirsiniz.
Ee, biz ne yapıyoruz? Hep birlikte gülüyoruz…
Ben bu yazıyı yayınlayıp yayınlamama konusunda tereddüt edip korktum, o ayrı mesele…