Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Davut GÜLER


Sucuklu Yumurta Kokusu...

Hareketsiz dikilmiş öylece duruyordu. Alacakaranlıkta gözleri ışıl ışıldı. Yabancı değil, bizim çocuklardan biri. Pırıl pırıl genç bir delikanlı.


 

Birkaç adım daha yaklaşınca simayı hatırladım. ´Vay sen misin!..´ dedik kucaklaştık.

Bu sefer elinde naylon poşet yoktu. Koku vermeyen poşeti ne yapsın çocuk; tinerin etkisi geçince fırlatıp atmıştır elinden.

Ayak üstü bir iki muhabbettten sonra ´Namaza yetişmem lazım, beni burada bekle!´ dedim yürüdüm. Yolun karşısına geçince arkamdan bağırdı: ´Allah kabul etsin!..´ Başımı çevirip hafif tebessümle uzaktan el salladım.

Namaz sonrası döndüğümde elleri cebinde aynen bıraktığım yerde bekliyordu. Suriçi´ndeki börekçiye uğrayıp karton bardakta aldığım sıcak çay ve poğaçaları uzattım; ses vermeden çömeldi bir kenara atıştırmaya başladı.

Hikmetinden sual olunmaz; gece vakti sıcacık yatağımdan beni kaldırıp Topkapı´ya gönderen Allah şu anda, çoğumuzun korku ve ürperti ile baktığımız gözleri kaymış bir tinercinin karnını doyuruyordu. Bütün övgüler ve Hamd sadece O´na...

Şimdi nev´i beşerin duyabileceği en güzel sözü söylüyorum. Kara sevdaya tutulmuş bağrı yanık aşığın başı önünde fısıltıyla maşukuna mırıldandığı ´Seni seviyorum!´ sözünden bile güzel... Rikkati artıran, insanı mutluluğa garkeden en vurucu cümle:

´Sen mi geldin?..´

Surların burcuna kondurduğu derme çatma barakasında hayat mücadelesi veren hırpani adamın karanlıkta söylediği sözler bunlar. Karşılıklı iki dostun Üsküdar sahilinde iftar sonrası dumanı üstünde ince belli bardakla içtikleri çay tadında... Gönül teline dokunan can alıcı sözler...

Hasretle evladını bekleyen ana gibi... Odasında ziyaretçi bekleyen hasta, soğuk kış günü ellerini hohlayan gözü kapıda çaresiz bir yoksul, kulağı her an anonsta olan mahpustaki mahkumlar gibi...

´Senden başka kim gelir ki´ anlamında iltifat yüklü, içten, okşayıcı, kucaklayıcı bir söz: ´Sen mi geldin?..´

Evet ben geldim Canım!..

Ben geldim, fakat ben kendim gelmedim. Mahzun gönüllerden habersiz olmadığını göstermek için beni sana O gönderdi. Varlığından ve merhametinden haberdar olman için...

´Haydi git bekletme, gönlünü hoş eyle!´ ilhamını alır almaz koşarak sana geldim. Severek ve isteyerek, muhabbetle geldim. Yoksa O´ndan başka kimse beni yatağımdan kaldıramazdı. Pazar sabahı mutfaktan gelen sucuklu yumurta kokusu bile..
 
 /resimler/2019-2/23/0725475495464.jpg
 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR