İletişimin birçok türü vardır. Her bir türü, muhatabında çeşitli etkiler oluşturur. Söz, sorumluluğu da beraberinde getirir. Müslümanları doğru sözlü olmaya davet eden Kur'an-ı Kerim’de: "Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin, günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse gerçekten büyük bir kazanç elde eder." (33/ Ahzab,70-71) uyarısıyla sağlıklı iletişimin önemini öğretmiştir.
Bir insanın sözü, özünün yansımasıdır. Söz, ok gibidir. Okun nereye düşeceğini yayı geren bilmelidir. Sözler bu yüzden ölçülü olmalı, ağızdan çıkanı kulak duymalıdır. "Ben sözümü söyledim." diyerek, yalana ve yanlışa sözü kılıf yapmak doğru ve geçerli değildir. Peygamberimizin: "Allah'a ve ahiret gününe inanan ya hayır söylesin ya da sussun!" (Buhârî, Edep 31) tavsiyesi çok önemlidir.
İnsan, söyleyinceye kadar sözünün sahibidir. Söz ağızdan çıkınca, artık sözün sorumluluğu vardır. Müslümanın sözü kalbinin aynasıdır, imanına şahitlik eder. Sözüne yalan, hile ve aldatma kirleri bulaşmamalıdır. Bulaşan kirler varsa tövbe-özür, helalleşme kanalıyla temizlenmelidir.
Çağımızda artık sözler, yazılar, silinmiyor. Hatta kayıtlara da giriyor. Sanal ortamların zaman zaman hatırlattığı geçmiş söz veya videolarımız gibi, gerçek ortamda ahirette amel defterlerimiz üzerinden hesap için hatırlayacağımızı unutmamak gerekir.
Sözün kalitesi niteliğindedir. En güzel sözler Allah'ın sözleridir. (39/ Zümer,23) İnsan, Rahman’ın sözlerinin aydınlığında iletişimini kurmalıdır. İnsan sözünün kusurlarını ancak kusursuz söz olan vahiyle güzelleştirebilir. Bir Müslümanı dinlerken onun sözlerinde vahyin kokusu hissedilmelidir. Davranışlarında vahyin izleri görülmelidir. Söz söylemek sıradan gibi görülse de sahibini sıratı müstakimde tutabilir ya da sapkınlığa düşürebilir.
İnsani ilişkilerde şikâyetlerin en temel sebeplerinden biri de söz üzerinedir. Sözünde durmayan, sözüyle aldatan, sözüyle yanıltan, sözüyle güven duygularını yıpratan insanların çokluğu toplumları derin karanlıklara düşürür. Güven duygusu insan için vazgeçilmezdir. Güvenin düşmanı yalan sözler ve yapmacık davranışlardır. Yalan, münafıkların en temel vasfıdır. Öyle ki yalanlarıyla Allah’ı bile aldatmaya yeltenen aymazlar vardır. Yalan ile yolculuk eden azap ile karşılanır. Doğruluk ile yolculuk eden rahmet ile ağırlanır. Yalanın girdiği yerde kötülükler yeşerir, iyileri ve iyilikleri azaltır.
Söz bozulunca, güven duygusunun yerini menfaat duygusu alır. Menfaat bitince beraberlikler biter. Bu menfaate dayalı ilişkiler, hayatın her alanını kuşatır. Karı-koca ilişkilerinden evlat-ebeveyn ilişkilerine kadar her yer yalanın çiftliğine dönüşür. Ağızlarda yalanın yuva yapması, tam da şeytanın istediği ortamı oluşturur. Oysa söz doğru olunca, bütün karanlıklar şeytanlarıyla birlikte dağılır.
İnsanları birbirlerine bağlayan en kıymetli şeylerden biri olan sözün doğrusuna sahip çıkmak, doğru sözlü olmak, kişilerin bulundukları ortamları bereketlendirir. İnsanın iç dünyasında olumlu veya olumsuz etkilerini hissettiği sözler, yazılar, görseller kıymetlidir. Açılmış yaralara deva da olabilir, yeni devasız yaralar da açabilir. Sözler vardır, sevinci kedere çevirir. Sözler vardır, kederi sevince çevirir.
Söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı / Söz olur savaşı sona erdirir, söz olur yarayı iyileştirir Söz ola agulu aşı bal ile yağ ede bir söz / Söz olur zehirli aşı, bal ile yağ eder. (Yunus Emre)
İnsanı değerli kılan doğruluğudur. Asıl itibarıyla her şey doğruluğu, niteliği kadar değerlidir. Sözün hangi dilde söylendiğinin önemi yoktur. Hangi niyet ve üslup ile söylendiği önemlidir. İnsan, ilahi söze muhatap olmuş bir varlıktır. Sözün doğrusunu asla yere düşürmemelidir. Dünyalık kazanımlar uğruna yalana sarılanlar, cehennemin ateşine sarıldıklarını unutmamalıdır. Doğruluk bazen dünyalık kayıplara sebep olabilir. Ancak doğruluğun yolu cennete çıkar. Söz deyip geçilmesin diye söze onca ilke getiren İslam'ın mübarek sözlerine kalplerde yer vermek gerekir.
Doğru sözü korumak gerekir. Sözü ziyan olacağı yerlerde kullanmamak gerekir. Sağlığın korunduğu gibi sözler de korunmalıdır. Her ne için konuşuluyorsa, söz doğru olmalıdır. Kişi, konuşmalarının karakterine bürünür. Yalanı davranış haline gelir. Yılanın yapamadığını yalan ile yapar hale gelir. Söz ile aldatır, söz ile yıpratır.
Güzel sözlü olmak için, güzel sözlüleri bilmek ve en güzel sözün sahibini dinlemek gerekir: “Allah’a çağıran, dine ve dünyaya yararlı iş yapan ve ‘Ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim vardır?” (41/ Fussilet, 33)