Eyvah eyvah siyaset arenası olmuş çok güzel hareketler bunlar. Demirtaş PKK silah bırakmaya ikna etmeye niyetlenirken. Sükûneti ile ilgi odağı olmaya çalışan Mansur yavaş ağır aksak bir ağızla olsa da nihayet çok hızlı manevralar yaptı. Mitingde konuşan yavaş Kandil sürekli altılı masayı böyle zora sokacak açıklamalar yapıyor ve amacı kirletmeye çalışıyor. Net bir şekilde söylüyoruz kandili de başlarına yıkarız derken iç işleri bakanının rolünden çalmış gibi hissettiriyor. Sözlerinin devamında Kandile de karşıyız PKK ya da karşıyız onlarla korkutamazsınız halkımızı da inandıramazsınız. Bölücülükten bahsedilmek isteniyorsa bakın HDP ayrı seçime giriyor. Bölücülükten bahsediliyorsa HÜDA PAR’ın programını okuyun. Onlarla seçime nasıl gidiyorlar içlerine nasıl sindiriyorlar önce onun cevabını versinler, diye eleştirilerde bulundu. HÜDA PAR’dan Yapıcıoğlu ise 25000 kapasiteli Selahaddin-i Eyyubi camisinin açılışından önce Diyarbakır’dan şöyle sesleniyordu.
“Yapma, imar etme ve ihya adına ortaya hiçbir şey koyamayanlar, hiçbir işi beceremeyenler sadece çamur atarlar sadece eleştirirler, ‘İstemeyiz, yaptırmayız.’ derler. Milletten yetki alamazlar çünkü memleketin sorunlarının hemen hepsinin altında yatan bu zihniyettir. Halkın tarihine cahil, inancıyla kavgalı, kültürüne yabancıdırlar, Batı’ya şirin görünmeye çalışırlar, bizi de oraya, onlara durmadan şikayet ederler ama inşallah milletimiz onları tanımıştır. Hatta 14 Mayıs 1950’den beri onları tanımaktadır. Yine 14 Mayıs günü sandığa gideceğiz. Yüzde 20-25 bandına sıkışmış bu zihniyet, Allah‘ın izniyle özellikle bu sistemde yani başkanlık sisteminde ya da anayasal tabiriyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde asla iktidar yüzü göremeyecekler. Bu nedenle o sıkıştıkları banttan çıkmak için aslında takiye yapıyorlar.
Yapıcıoğlu, “Kürt’ün dilini yasaklayan, onun varlığını inkar eden, kundaktaki bebekleri bile öldürenler, Kürtler adına siyaset yaptığını iddia edenler nasıl yan yana gelir diye soruyorlar. Bazıları şaşırıyorlar, aslında şaşmamak lazım, ben hiç şaşırmadım, benim için hiç sürpriz olmadı çünkü Kürtler adına siyaset yaptığını iddia edenler kendi siyasi ikballeri için Kürt’ün inancına savaş açmadılar mı? Kürt’ü kendilerine boyun eğdirmek için kundaktaki bebeği kurşuna dizmediler mi? İşte zihniyet aynı zihniyet, ideolojik akrabalık onları bir araya getirdi.” ifadelerini kullandı.
Diğer taraftan Yeşil sol partililer seçim startlarında 14 Mayıs’ı Öcalan’ın özgürlük günü yapacağız sloganlarıyla başladılar. Mansur yavaşın aksine Duran kalkan ise aylar evvel şu ifadelerde bulunuyordu. Türkiye’nin köklü bir değişim sürecinde olduğunu söylerken on yıllar da değil belki yüzyıllara yön verecek bir değişim dönüşüm süreci yaşayacak buna herkes katılmalı seferber olmalı, muhalefet gerçekten bir demokratikleşme öngörebilmeli. Umut ediyoruz onlar da daha iyi tartışırlar dersler çıkarırlar. Doğru anlaşsınlar iyi birleşsinler görev ve sorumluluklarının bilinci ile hareket etsinler her türlü desteği vereceğiz onlarla biriz beraberiz.
İmamoğlu gençler sınavlarda adaletsizlik istemiyor derken sanki fetöcüleri unutuveriyordu. Amasya bu milletin istiklalini kurtaracak olan milletin azmi ve kararlığıdır sözünün çıktığı yerdir. Atamızın coştuğu yerdir. Bir ara aklı etrafa takıldı Amasya’nın güzelliğinden doğasından havasından bahsederken nerdeyse Amasya elmasının çıktığı yerdir der gibiydi. Sözlerine devam ederek ve benim çok sevdiğim o güzel şiirin bir sözü bir mısrası aslında her ferdimizin bakınız seksen altı milyon insanımızın özgürlüğü ile kararlığını ifade eden hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım şaşarrrım diye bağırırken birden Ak Partinin yeni seçim kampanyası şarkısının içinde geçen Cumhur başkanı Erdoğan’ın seslendirdiği ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım marşın sözleri akıllara geldi. Bu nakarat her dinlendiğinde peşinde istiklal marşın diğer kısımları ezberlere düşmüyor değil her nedense.
Garbin afakini sarmissa çelik zirhli duvar, Benim iman dolu gögsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasil böyle bir imani bogar, ‘Medeniyet!’ dedigin tek disi kalmis canavar?
Arkadas! Yurduma alçaklari ugratma, sakin. Siper et gövdeni, dursun bu hayasizca akin. Dogacaktir sana va’dettigi günler hakk’in…Kim bilir, belki yarin, belki yarindan da yakin.
Ak parti yeni seçim şarkısını eleştiren Deniz Ülkü Arıboğan, ”Bence kim bu şarkıyı seçtiyse çok kötü bir seçim olmuş. Kasvetli, akılda kalmayan ve çok itici bir müzik.” ifadelerini kullandı.
Yücel Arzen bu eleştiriye cevaben tepkisini şöyle dile getirdi, ”Bu cahil Hanım ve cehalet dolu yargısı! O halde size önerim; 6 Şubat Asrın Felaketi’ne, binlerce can kaybına rağmen kıpır kıpır, fingir fırıldak berbat bir 9/8’lik Sezen Aksu şarkısı; “Karşıyım”. Tam da sizin gibi neden-sonuç ilişkisini kaybetmiş “aydınımızın” TİP’olojisi” ifadelerini kullandı.
Haydi Anadolu yol kardeşlik yolu şahlansın ne varsa Edirne’den Kars’a müziğinden sonra hey heey Dombra müziği seçim kampanyası için başarıyı yakalamış ve kendinden sonra gelecek müzikler için çıtayı çok yüksek tutmuştur. Dombranın aksiyonvari bir şekilde damardan girişi adamı duman eder gerçekten. Dolayısıyla bundan sonra gelecek müzikler bununla kıyaslanacak başarılı başarısız bundan sebep seçim müziklerinden beklenti daha yüksek olabilecektir.
Muharrem İnce, bir otelde organize edilen partisinin milletvekili aday tanıtım programında sloganlarının, “Ne sağdan, ne soldan, Atatürk’ün yolundan” olduğunu söyledi.
Partisinin selamlama işaretini de tanıtan İnce, “İlk kez Rize’de dedemin, anneannemin memleketinde partimizin işaretini gösteriyorum. Ne bu? Üçüncü yol. Ne sağdan, ne soldan, Atatürk’ün yolundan. Biz üçüncü yoluz, millete bir seçenek sunuyoruz. Bugünden itibaren meydanlar, sokaklar bu işaretle dolacak” dedi. Adam ne sağdan ne soldan diyor Atatürk’ün yolundan diyor CHP’liler bunu Rabia işaretine yorumluyor. Halbuki kendisi bile Rabia’dan bir eksik diye tanımlıyordu. Rabia’dan o bir eksik olan hangi maddedir acaba bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız hep birlikte Türkiye olacağız.
Kılıçdaroğlu özellikle futbolcuların gol sonrası elleriyle yaptığı güm güm güm kalp işareti modasına uyarak konuşmasının ardından vatandaşları selamladı.
Numan Kurtulmuş biz TOGG diyoruz onlar ise soğan diyor. Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, kuru soğanın kilosunun 30 liraya çıkmasını eleştiren Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “soğan üzerine oynanan oyunu” ve soğanın tarihsel sembolizmini bilmemekle suçladı. Kılıçdaroğlu’nun “algı için seçtiği sebzenin kuru soğan olmasının tesadüf olmadığını“ öne süren Aktay, “Hz. Musa kavminin de Firavun’dan kurtulduktan sonra Hz. Musa’ya yapmadıkları kaprisi bırakmadığını, gökten Kudret helvası ve bıldırcın yağarken ‘Yok mu başka bir şey, hani soğan, hani sarımsak, mercimek?’ diye şikayet ettiklerini yazdı.
Hele şükür Bay Kemal mutfaktan çıktı bu seferde bir Bay Kemal tahtası icat edildi tahta tahtadan öte her şey ekonominin üretimin parça yedeklerin peşine düşerken SİHA’lar İHA’lar TCG Anadolular havada uçtu durdu. Anlaşılan millet oy kullanırken genel geçer kanısını bu iki minvalde haklılık payını oluşturup seçme hakkını ya TOGG’tan ya da soğan, sarımsak, toktan yana kullanmış olacaktır.
Kaynak: Farklı Bakış
