Dünya’nın ateşinin yükseldiği günlerden bir gün. Güneş harlandıkça insan darlanıyor. İnsanın köşe bucak serinlik aradığı günü tam ortası.
Gökten alev iniyor, yerden buhar yükseliyor. Arzdan arşa yükselen bir şey daha var; gür sesli müezzinin okuduğu sela sesi. Cuma değil, bayram değil, müezzin neden sela okudu diye kimse sormuyor. Çünkü herkes biliyor selanın neden okunduğunu.
Öyle anlaşılıyor ki müezzinin sesinden yine bize haber var öterler ötesinden
Uzaktan yakından ,sağdan soldan, yukarıdan aşağıdan cenazenin kılınacağı caminin avlusuna merhumun sevenleri ve sevdikleri sel olmuş akıyor. Ayrılık ateşi insanı bir başka yakıyor.
Gözlerde yaş, gönüllerde ateş, dillerde o üç kelimelik o malum dua:
’’ALLAH RAHMET EYLESİN’’
Cami avlusundaki derin sessizliğe yerini Ezan-ı Muhammedi dur diyor. Ezan-ı Muhammedi Müslüman ve hayatta olan herkesi kulluğa davet ediyor. Cami avlusunda bulunan insanların kahir ekseriyeti o kutlu davete icabet ediyor. Ölümden bile ibret alamayanlara ezan ne yapsın ki? Yine cenaze var ve cami lebaleb dolu. İmamın içinden yine aynı cümleler geçiyor.
Caminin dolması için ille de birinin ölmesi mi lazım? İmam ‘’Ölmeden gel ki; olmadan ölmeyesin’’ cümlesini avazı çıktığı kadar bağırarak tüm dünyaya haykırmak istiyor.
Öğle namazı cemaatle eda ediliyor. İmamın çektiği Fatiha’nın o derin anlamının herkes farkında.
Vakit, dünyanın ağır misafirini toprağın kucağına verme vakti.
Merhum sonsuz meziline doğru son yolculuk için musalladaki yerini çoktan almış. Dilinden anlayanlara en veciz konuşmasını yapıyor:
“Görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok….’’
Namazsız, ezanla başlayan hayatın , ezansız namazla bitişine dahil ve şahit olmak isteyen imam ve cemaat hazır.
Merhumun musalla taşındaki veciz konuşmasını anlamayanlar için imam konuşmayı tercüme ediyor:
“Aziz kardeşlerim! Bir kardeşimizi daha dünya hayatından ahiret hayatına yolcu ediyoruz. Bu kardeşimizde nice insanlar gibi geldi,yaşadı ve gidiyor. Rabbimiz şöyle buyurur: Her nefis ölümü tadacaktır. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurur: ‘’Lezzetleri kesen ölümü çok hatırlayın”
“Geldik gideceğiz, başladık biteceğiz,yaşadık öleceğiz, merhaba dedik, elveda diyeceğiz, kavuştuk ayrılacağız… Hali hayatında Kemal-i sıhhatindeyken merhumu nasıl bilirdiniz?”
-‘’Allah rahmet eylesin”
-Merhuma olan bütün haklarınızı helal ediyor musunuz?”
-“Helal olsun”
-Allah sizlerden de razı olsun. Şimdi hep birlikte buyurun cenaze namazına.
İmamın cenaze namazını tarif etmesinin ardından aldığı ilk tekbirle orada bulunan herkes er kişi niyetine cenaze namazında. Tam sübhaneke duaları okunurken namazda bulunan cemaatten bir kişinin açık unuttuğu telefonundaki navigasyondan etrafa yayılan şu cümle her şeyi özetliyor.
“Rota yeniden oluşturuldu”
Kaynak: Yeni Söz Gazetesi