Okullar, insanlar okusun kendini geliştirsin, yetişmiş insan olarak kendine, ailesine ve insanlığa hizmet eden insan olsun diye kurulan eğitim kurumlarıdır.
Özellikle sınavla kazanılan orta dereceli okullar ve yüksek öğretim kurumları emek vererek ulaşılan öğretim kurumlarıdır ve bu kurumlar bin bir emek verilerek kazanılan kurumlar olduğu için buralarda okuyan öğrenciler geleceğe hazırlanmak için büyük gayret gösterirler.
Üniversitelerin büyük gayretle kazanılan tıp dahil öğretimi zahmetli bölümlerini kazanan, maddi imkanları sınırlı öğrencilerin öğrenim harcına yapılan, onların ekonomik imkanlarını zorlayan artışları karşılayamadıkları için okullarını bırakmak zorunda kalmaları insaf ve vicdan sahibi tüm insanları ve kurum yetkililerini derinden yaralayan bir durumdur.
Devletin öğrenim masraflarındaki artışları karşılayabilmek için öğrencilerin öğrenim katkı payına yıllık zam yapmasına karşı çıkmak doğru bir yaklaşım olmayabilir ama yapılan zam oranının yıllık enflasyonun kat kat üzerinde olması, devletin memur ve emeklisine ancak %40 oranında zam yapabilirken öğrenim harcına yapılan zammın üniversite yönetimleri tarafından %300 olarak belirlenmesi asla kabul edilebilir ve vicdani bir artış uygulaması değildir.
Geçen hafta Erciyes Üniversitesi'nde okuyan yabancı uyruklu öğrencilerden bir grup tıp fakültesi öğrencisi ziyaretime geldiler. Babaları Suriye olayları başladıktan sonra aileleriyle birlikte Baas zulmünden kaçarak Türkiye'mize sığınmış olan öğrencilerdi bunlar.
Sivil kurumların taleplerine cevap olacağı umudu ile bize gelmişlerdi. Talepleri şuydu bu yıl yabancı uyruklu tıp fakültesi öğrencilerinin yıllık öğrenim katkı payı 25.000 TL'den 76 bin TL'ye yükseltilmiş, çoğu 6-7 kardeş olan, babaları işçi olarak çalışan bu öğrenciler bu artışı karşılayamayacaklarını, okullarını bırakmak zorunda kalacaklarını, kendilerine yardımcı olmanın bir yolunu bulmamızı, okullarına devam etmek, okullarını bitirip insanlara hizmet etmek istediklerini bildirdiler.
Erciyes Üniversitesi Rektörümüzü ziyaret ederek görüştüğümüzde öğrenim katkı payındaki artışı kendilerinin Cumhurbaşkanlığının %3 ve %5 oranında artış uygulanır genelgesi doğrultusunda yaptıklarını. Aksi halde genelgeyi uygulamaz durumda kalacaklarını dile getirdi. Yani amirin emrini uygulayan memur konumunda olduklarını dile getirdi.
Devletin memuruna sadece %40 ücret zammı yapabildiği bir ortamda Cumhurbaşkanlığı'nın öğrenci zammı genelgesini hazırlayan en az %3 ve %5 oranında zam yapılır kurallarını koyup üniversitelere gönderen bürokratlar hangi dünyada yaşıyor anlayana aşk olsun. Acaba diyorum bu bürokratlar çarşıda pazarda fiyatları ne, asgari ücret ne kadar, 6-7 çocuklu aileye bakan işçi hayatta kalabilmek için nasıl bir çaba içinde diye bir dakikada olsa empati yapıyorlar mı acaba? Allah bu insanlarımıza aklı selim, basiret,ve vicdan nasip etsin.
Öğrencilerin taleplerini basına, Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezine, milletvekillerimizin bir kısmına, Kayseri Valimize ve Büyükşehir Belediye Başkanımıza ilettim, umarım olumlu bir gelişme olur. Zira bin bir emekle kazandığı okulunu öğrenim harcı zammı sebebiyle bırakmak zorunda kalan öğrenciden vatan, millet, devlet, insanlık fayda görmez, aksine zarar görür.
Selam ve dua ile
