Hatice-tül Kübra olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu hayal edin! Kadınların İslam mücadelesindeki rolleriyle ilgili konuştuğumuzda, aklımıza ilk gelen tabi ki İslam'ın annesi, Sultanı Hz. Hatice'dir. Peygamber efendimize verdiği desteği unutamayız. Hz. Hatice'nin fedakarlıklarının büyüklüğü, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar çoktur. İnsan nefsine en güzel gelen şey maddi zenginlik olabilir; ancak o, bu yolda eşine tüm mal varlığını bile samimiyetle vermiştir. O, asrın en büyük eksikliği olan dava ruhunu taşımıştır. Eşiyle artık dava arkadaşı olmuş, ona çıktığı bu kutlu davada yalnızlık hissiyatı yaşatmamıştır. Rasul'e ilk vahiy gelmeden yıllar önce başlayan inzivalar sırasında bile hiç şikayet etmemiştir. Rasulullah'ın Hira mağrasında kaldığı sürelerde hz Hatice ilerlemiş yaşına rağmen hergün kilometrelerce yol yürüyerek ona gıda ve içecek taşımış, bıkmadan yardımcı olmuştur. İşte o, tam anlamıyla bir dava kadınıdır. Evet, sadece aile içi sorumluluklarda değil, toplumda da Hz. Hatice'nin güçlü ve etkili bir rolü olduğunu görebiliriz. İslam'ın ilk kadın müminlerinden biri olan Hz. Hatice, cesareti, adaleti ve iyiliği ile tanınmaktadır. Onun önderliğinde İslam'ın yayılması ve güçlenmesi büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Hz. Hatice'nin hayatı, kadının İslam toplumundaki önemli rolünü ve etkisini gösteren bir örnektir. Onun fedakarlığı ve vefakarlığı, günümüzde de kadınların toplumda daha etkili ve güçlü olmaları için bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir. Bizlere düşen ise Hz. Hatice'yi örnek almak ve onun gibi bu kutlu davada ellerini taşın altına koymuş nice analarımızı hatırlamaktır. Kimisi savaşlarda Rasul'le cenk etmiştir, kimisi onun bildirdiği İslam hakikatlerini gece gündüz ilmek ilmek insalara işlemiştir ve bu mücadele ehli kadınlar bu yolda her türlü yokluğa sabretmiştir. Onların, sahip oldukları imkanları ve bizim imkanlarımızı kıyas edecek olursak; evlerimizin kışın sıcak, yazın klimalı olması, ulaşım imkanlarımızın çok geniş olması, ilim öğrenmek ve öğretmek istediğimizde buna elverişli mekanlarımızın olması büyük kolaylıklar ve nimetlerdir. Peki, biz bu nimetleri yeteri kadar kullanıyor muyuz sizce? İlim meclislerinden yeteri kadar faydalanıyor muyuz? Kendimizi donanımlı, bilgili, dinini tanıyan ve yaşayan bireyler haline getirmek için bir gayret içinde miyiz? Bir kadın evvela kendini yetiştirmeli, sonra evini, komşusunu, mahallesini ve nihayet toplumu en güzel şekilde yetiştirecektir, çünkü İslama göre toplumun en temel mihenk taşlarından birisi kadındır! Yüce Allah cc, İslami mücadelede kadına büyük bir rol biçmiştir, o halde bizler de bu yolda mücadele etmekten geri durmamalıyız.