“İsmail Haniye, 1963'te Gazze Şeridi'ndeki Elşati mülteci kampında dünyaya geldi. Filistinli siyaset adamı ve Filistin Ulusal Yönetimi'nin başbakanıdır.
Ailesi 1948 Filistin-İsrail Savaşı sırasında Aşkelon şehrinden kaçarak mülteci durumuna düştü. 1987'de Gazze İslam Üniversitesi'nden mezun oldu. 1989'da I. İntifada'ya katıldığı ve Hamas üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı.
1992'de serbest bırakıldıktan sonra, İsrail tarafından diğer İslami Cihad ve Hamas üyesi 415 kişilik grubun arasına katılıp, Güney Lübnan'a sürüldü. Ertesi yıl Gazze'ye geri döndü.
1999'dan 2004'e kadar, Hamas genel sekreteri Şeyh Ahmet Yasin'in özel kalem müdürlüğünü yaptı. Aralık 2005'te yapılan ve 25 Ocak 2006'da tekrarlanan Filistin Yasama Konseyi seçimlerinde Hamas lideri Halid Meşal'in Şam'da sürgünde bulunmasından dolayı listenin en başında yer aldı. 16 Şubat 2006'da HAMAS'ın başbakan adayı olarak açıklandı.
19 Şubat'ta, ABD ve İsrail'in karşı çıkmalarına rağmen Filistin başkanı Mahmut Abbas tarafından başbakanlığa atandı.
Ekim 2006'da Gazze'de El Fetih ile Hamas üyelerinin çarpışmaları sırasında konvoyuna düzenlenen saldırıdan kurtuldu.
Mayıs 2007'de İsrail'in evine karşı düzenlediği füze saldırısını atlattı.
Haziran 2007'de Gazze Şeridi'ndeki Hamas ile El Fetih arasındaki çatışmaların zirveye çıkması üzerine, Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas tarafından görevinden alındı.
İsmail Haniye evli ve 13 çocuğa sahipti. 2017 yılından itibaren HAMAS’ın Siyasi Büro Başkanıdır. 31 Temmuz 2024, günü İran’da MOSSAD, ABD ve diğer işbirlikçileri tarafından suikastla öldürüldü.” Ve sonrasında başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede gıyabi cenaze namazları kılındı ve mitingler yapıldı.
Katılım nüfus oranlarına göre pek yüksek olmasa da coşkulu Mitingler yapıldı. Sloganlar atıldı. Öfke kusuldu. Kahrolsun İsrail. Kahrolsun Amerika. Ve sonra her olay sonrası olduğu gibi mitingler yerini sessizliğe ve unutulmaya bıraktı… Böyle mi olmalıydı! Tabi ki hayır!
“Soykırımı unutma unutulan soykırım tekrarlanır” İslam dünyası başta soykırımlar olmak üzere hep unuttu. Dolayısıyla katliam ve soykırım başta olmak üzere çok acı veren olaylar unutuldu. Miting yapıldı. Evlere dönüldü. Yapılmasın mı? Elbette yapılsın.
Bir Çin atasözü der ki; “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik ama yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir’
“Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek. Ağaç dik on yıl sonrası ise tasarladığın. Ama yüz yıl sonrası ise düşündüğün, halkı eğit. Bir kez ürün verir ekersen tohum. Bir kez ağaç dikersen on kez ürün verir. Yüz kez olur bu ürün eğitirsen halkı. Balık verirsen bir kez doyurursun halkı, Öğretirsen balık tutmasını hep doyar karnı”
İlk Benzinli Otomobil Benzinle çalışan motora sahip ilk otomobil 1885 yılında Alman mühendis Karl Benz tarafından icat edildi. Müslümanlar düşmanları kınamakla meşguldü.
Wright kardeşler, havadan ağır sürdürülebilir ilk kontrol edilebilir ve motorlu uçuşu 17 Aralık 1903'te gerçekleştirdiler; Müslümanlar düşmanları telinle meşguldü.
Tank ilk defa Birleşik Krallık tarafından I. Dünya Savaşı sırasında geliştirilmiştir. İlk tank prototipi İngiliz Ordusu tarafından 6 Eylül 1915 tarafından test edilmiştir. Müslümanlar düşmanları kınamakla meşguldüler.
Televizyon 1923 yılında, İngiltere’de icat edilmiştir. İlk televizyon görüntüsü ise yine Baird tarafından 1926 yılında yayımlanmıştır. Müslümanlar işgalcileri mitinglerle kınamaktaydılar.
İlk Bilgisayar Amerika’da 1947 yılında yapılmış. Müslümanlar kendileriyle meşgul.
1950'li yılların başında Alan Turing'in “Makineler Düşünebilir Mi?” sorusuyla makine öğrenmesi kavramı ortaya çıkmış, Bilgisayar Bilimci ve Bilişsel Bilimci “John McCarthy” tarafından “Yapay Zekâ” terimi ilk kez düzenlenen yapay zekâ konferansı olan “Dartmouth Konferansı”nda 1956 yılında kullanılmıştır. Müslümanlar darbelerle meşgul. Ve gündemlerine 21 yy.da girdi.
Sputnik 1, Dünya'nın ilk yapay uydusu. Sputnik serisinden ilk uzay aracı. SSCB tarafından 4 Ekim 1957'de yörüngeye oturtuldu. Müslümanlar kahrolsun komünizm mitingleriyle meşgul.
ABD, İsrail, Fransa vd. ortaya koyduğu soykırım; mitingler ve öfke kusmayla son bulmamalı ve geçiştirilmemelidir. Unutulmamalıdır. Unutulanlar tekrar ediliyor. Yazarlar ve çizerler mutat bir şekilde soykırımı gündemde tutmalılar. Sivil toplum örgütleri yıllık sürdürülebilir planlarına ve müfredatlarına Filistin ve mücadelesini koymalılar. Yerel yönetimler ve devlet milli güvenlik ve insan hakları çerçevesinde: soykırımı ve sonuçlarını gündeme almalıdır.
Müslümanlar ve vicdan ayaklanmasını gerçekleştirenler; acıyı pazarlamaktan vazgeçmeliler. Yapmadıkları şeyleri söylememeliler. Sorunu ortaya koyanlar çözümlerini de sunmalılar. Ekranlarda boy, meydanlarda söz ve salonlarda ahkâm kesenler; Eylemsiz söz yalancılıktır.
Buğday,
Ağaç,
İnsan…