Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Sait ALİOĞLU


KUR’AN NOTLARI – 6

"Bazı kimseler (ruhban sınıfı, dinden geçinenler), Kitap'ta olmadığı halde, Kitap'tan zan edesiniz diye Kitap'ı, dinlerini eğip bükerek okurlar. Oysa okudukları kitaptan değildir. 'Bu Allah katındadır' derler; oysa Allah'tan değildir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar." (Ali İmran suresi, 78)


“…okudukları kitaptan değildir. 'Bu Allah katındadır' derler…”

"Bazı kimseler (ruhban sınıfı, dinden geçinenler), Kitap'ta olmadığı halde, Kitap'tan zan edesiniz diye Kitap'ı, dinlerini eğip bükerek okurlar. Oysa okudukları kitaptan değildir. 'Bu Allah katındadır' derler; oysa Allah'tan değildir. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar." (Ali İmran suresi, 78)

Bu ve devamındaki ayetlerde ehl-i kitaptan bir grubun, kendi kitaplarına yönelik yapa geldikleri çarpıtmalarına özet olarak değinildikten sonra, her akıl sahibinin kabul edeceği hakikatleri göz önüne almamalarından dolayı, Müslümanlarla kendi aralarında diyaloga engel teşkil ettiğine dikkat çekilmektedir.

“Müfessirler genellikle 78. Ayetin bir kısım yahudiler hakkında olduğu kanaatindedirler. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde yahudilerin Tevrat’ın aslî hüviyetine aykırı biçimde göstermek için değişik yolları denediklerine işaret edilir.” (1)  

Bu olguyu, Müslümanlar için de ele alıp değerlendirdiğimizde, İslam inancına arız olmuş bulunan Batınîlik çerçevesinde (*) adeta Kur’an’dan farklı bir kaynak olarak salt hadis konusunda te’vil (**) ve aslı, astarı olmadığı halde, hadis uydurma konusu çerçevesinde değerlendirebiliriz.

Şöyle ki, “Ehliyetsiz ve liyakatsiz kişilerin, gerek hadis uydurma ve nassları keyfi yoruma tabi tutma suretiyle “Bunlar, Allah katındandır” iddiasında bulunabileceklerine ve dini, aslî hüviyetinin dışına çıkarmaya yelteneceğine dikkat edilmelidir. Nitekim Müslümanlar asırlar boyu bu tür menfur çabaların acı sonuçlarını görmüş,  bunun sıkıntısını yaşamışlardır.” (2)

Nasıl ki, o dönem çarpıtılan bilgiler “Bunlar Tevrat’tandır” denilip insanlara sunulmuşsa; bizde de Kur’an’a yönelik, “iyi niyet içre; Allah’ın muradı anlaşılsın diye” yapılan yorumları istisna kıldığımızda, oynanmak istenen bu oyun,  hadis olgusu üzerinden oynanmış olup, bugünde, birçok disiplinin, konuya alet edilmesi marifetiyle “bilimsel kılıflar içerisinde” sergilenmekte ve oynanmaktadır.

Muhammed Esed, yukarıda zikredilen ayetle ilgili olarak, müfessirlerin, salt Tevrat üzerinden, onun kendi sözlerini “Bu Tanrı katındandır.” diye söylediklerinin aksine, bunun Hz. İsa’dan sonra Hıristiyanlar tarafından da İncil’e yönelik söylendiğini belirtiyor.

“Müfessirlerin çoğu bunun, özellikle Kur’an’da sık sık eski Ahid’i kasten tahrif etmekle itham edilen Yahudilere işaret ettiğini var sayarlar. Ancak sonraki iki ayet bariz şekilde Hz. İsa’ya ve Hıristiyanların Hz. İsa’nın tabiatı ve misyonu hakkındaki yanlış inanışlara atıfta bulunulduğunda, bu pasajda hem Yahudilerin hem de Hıristiyanların kastedildiği sonucunu çıkarabiliriz.” (3)  

Ali Bulaç, ayetin Arapça orijinalinde geçen “eğip bükme”  anlamındaki fiile atıfta bulunarak, tahrife yönelik olarak şunları zikretmektedir: “leyy’ kökünden türeyen “yelvune” eğip bükmek, lafı asli anlamından çıkarmak, muhtemelen denilebilir ki,  sözü edilen bağlamda kitap ehlinin bu işlevi iki şekilde yaptığını belirtiyor. “Bazen bütünü söyleyememek, Türkçedeki tabirle “kem küm” etmek anlamına gelir… kitabın bile bile değiştirilmesi (2/Bakara, 75)…diğeri meşru olmayan usuller kullanılarak iç anlamını değiştirmek, kelimelere semantik müdahalede bulunmak, kitabın ayetlerini kendi istek ve arzularına göre (keyfi) yorumlara tabi tutmak (4/Nisa, 46) her iki durumda da öne sürülen görüşler Allah’a izafe edilemez, çünkü bunlar Kitaptan değildir.” (4)

Kur’an’da belirtildiği üzere Yahudilerin ve birçok müfessirce de, kendi kitaplarına karşı girişikleri tahrif eylemi ile baştan beri, içimizde zahiren “Müslüman” bir kimlikle yer aldığı “bilindiği” halde, “içsel” anlamda kelimeye hak verircesine “Batınî” bir yapıya bürünerek, kitaba kasteden güruh ile farkında olsunlar, ya da olmasınlar, kendi imdi görüşlerini “bu kitaptandır“, ya da “bu, bana yazdırıldı” iddiasında bulunulma durumu aynı gibi görünmeyecek olsa da, söz konusu ortaya konan eylem, kitaba kastetmekten başka nasıl izah edilebilir?

 

Dipnotlar:

1)Kur’an Yolu, 1. C. S. 611, 612, 2. Baskı 2006 DİB Yayınları, Ankara

*)Batınîlik: “ İslâm düşünce tarihinde Bâtıniyye, nasları zâhir-bâtın ayırımına tâbi tutarak te’viller yapan, İslâm’ın temel hükümlerini (zarûrât-i dîniyye) bütün müslümanların anlayışından farklı olarak yorumlayıp din anlayışlarını inkâr veya ibâha sınırına kadar götüren itikadî fırkalar yanında, son derece gizli bir şekilde teşkilâtlanmış örgütler vasıtasıyla merkezî idareye karşı girişilmiş isyan faaliyetlerinin başını çeken çeşitli siyasî gruplar için de kullanılmış ortak bir lakaptır.” (https://islamansiklopedisi.org.tr/batiniyye)

**)Te’vil: “Kişinin, söylediği bir sözü ya da yaptığı bir davranışı, görünür anlamından çekinip, başka bir anlamdaymış gibi göstermeye çalışma ve çabası.”

2)Kur’an Yolu, 1. C. S. 6113 2. Baskı 2006 DİB Yayınları, Ankara

3)Muhammed Esed, Kur’an Mesajı/Meâl-Tefsir”, S. 105, 60. Dipnot … Ayrıca Bkz. Al-i İmran; 3/79. Ve 80. Ayet meâlleri…

4)Ali Bulaç, “Kur’an Dersleri/Meâl-Tefsir”, 1. C. S. 106, 1.Baskı Nisan 2016 Çıra Yayınları İstanbul

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR