Kazakistan’da meydana gelen protesto ve şiddet olayları, dünyanın gözlerinin Orta Asya’nın en önemli ülkesi sayılan Kazakistan’a çevrilmesine neden oldu. Arttırılan doğal gaz fiyatlarını protesto etmek için başlayan gösteriler sonucunda hükümet istifa etti ve zamlar geri çekildi. Protestolar, bütün rejimi hedefleyen şiddet kalkışmasına dönüştü. Şiddet ve protesto olaylarını kontrol edemeyen Kazakistan yönetimi, olağanüstü hal ilan etti ve Rusya’nın kontrolündeki Kolektif Güvenlik Antlaşmasına taraf ülkelerden (Rusya, Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan) askeri müdahalede bulunmaları için yardım talebinde bulundu. Rusya’ya bağlı askeri güçlerin ağırlıklı olduğu 2 bin 500 kişilik askeri birliğin Kazakistan’a gönderildiği söylenmektedir. 2 bin 500 civarındaki askeri birlik içinde çok az Ermeni ve Tacik askeri de bulunmaktadır. Kolektif Güvenlik Antlaşmasının dönem başkanlığını Ermenistan Başbakanı Paşinyan yürütmektedir.
Kazakistan, Orta Asya bölgesinin en büyük ekonomisidir. Rusya ve Çin’le uzun bir sınıra sahip olan Kazakistan, stratejik öneme sahiptir. 19 milyon nüfusu olan Kazakistan’da nüfusun yüzde 20’sini Ruslar oluşturmaktadır. Rusya’nın uzay çalışmalarını yürüttüğü üssü Kazakistan’ın güneyinde bulunmaktadır. Kazakistan, Çin ve Rusya’nın stratejik çıkarlarının olduğu bir ülkedir.
Kazakistan’da 30 yıldır Nur Sultan Nazarbayev liderliğinde otoriter bir rejim hakimdir. Nazarbayev’den sonra işbaşına gelen Tokayev, otoriter rejimi devam ettirmiştir. Nazarbayev’in ülke yönetimindeki ağırlığı devam etmektedir. Nazarbayev, 30 yıldır Kazakistan’ı ailesinin çiftliği gibi yönetmektedir. Kazakistan halkının en çok nefret ettiği figür, Nazarbayev olarak karşımıza çıkmaktadır. Kazakistan halkı, 30 yıllık Nazarbayev rejiminden ve onun devamı olan Tokayev yönetiminden bıkmış durumdadır. Doğalgaza yapılan zam, değişik toplum kesimlerinde beklenmeyen bir toplumsal patlamaya yol açtı. Kazakistan olaylarının arkasındaki ana neden yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, düşük hayat standartlarından duyulan derin toplumsal rahatsızlık bulunmaktadır. Petrol ve doğal gaz başta olmak üzere yer altı kaynakları açısından zengin olan Kazakistan’in içinde bulunduğu ekonomik ve siyasal krizi, otoriter rejimin 30 yıldır süren kötü ve baskıcı yönetiminin sonucu olarak değerlendirebiliriz.
5 Ocak’ta protestocular, Almata Havaalanının konntrolünü ele geçirdiler ve birçok hükümet binasını işgal ettiler. Polis ve askerle çatışan eylemcilerden onlarcası hayatını kaybetti. Tokayev, polis ve askeri birliklere uyarı yapmadan eylemcilerin direkt öldürülmesini emretti. Nazarbayev’i Güvenlik Konseyi başkanlığı görevinden alan Tokayev, ulusal güvenlik konusunda tek yetkili haline gelmiştir. Tokayev rejimi, eylemcileri terörist olarak nitelemekte ve onlara karşı istikrarın ve kontrolün tekrar sağlandığını ifade etmektedir. Onlarca eylemcinin öldürüldüğü Kazakistan olaylarında 3 binden fazla kişinin göz altına alındığı bildirilmektedir. Eylemciler, Tokayev rejiminin terörist suçlamasını reddetmekte ve “Biz halkız! Terörist değiliz!” şeklinde pankartlar taşımaktadırlar.
Kazakistan olayları, dış güçler retoriği etrafında kurgulanacak komplo teorileriyle açıklanamaz. Kazakistan olayları, tamamen iç dinamikler sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Doğal gaz fiyatlarının 2 katına çıkarılması, halkın sabrının taşmasına neden olmuştur. Olayların patlamasına neden olan en önemli olay, doğal gaz fiyatlarına yapılan astronomik zamdır. Ancak olayların arkasında çok daha derin ve köklü nedenler bulunmaktadır. Kazakistan’da rüşvet ve yolsuzluk, rejimin ana özelliği haline gelmiştir. Yolsuzluk, gelir adaletindeki eşitsizlik, ekonomik kriz, keyfi yönetim, Kazakistan’ı toplumsal patlamaya hazır bir yer haline getirmiştir.
Ülkenin doğal zenginlikleri, Nazarbayev ailesi ve onun çevresindeki küçük bir azınlığı zenginleştirken, toplumun büyük bölümü derin bir yoksulluğa mahkum edilmiştir. Nazarbayev, toplum üzerinde polis ve istihbarat yoluyla katı bir baskı rejimi kurmuş, toplumun kendini demokratik ve barışçıl bir şekilde ifade etmesinin bütün imkanlarını ortadan kaldırmıştır. Nazarbayev ve Tokayev rejimi demokrasiyi değil, istikrarı önceledikleri iddiasıyla otoriter bir rejim tesis etmişlerdir. Kazakistan olayları, Nazarbayev ve Tokayev rejiminin politikalarının meyveleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Umutsuz ve çaresiz kalan Kazakistan halkı, protesto ve şiddet eylemleriyle rejime karşı tepkisini ortaya koymak istemiştir.
Tokayev rejimi, olağanüstü hal ilan etmiş ve internet kesintisi gibi uygulamalarda bulunmaktadır. Sosyal ve ekonomik durumu düzeltme sözü veren Tokayev rejimi, 180 gün boyunca doğal gaz fiyatlarının arttırılmaması, kira yardımı ve gelir vergisi konularında birtakım iyileştirmeler yapılacağına dair sözler vermektedir. Yolsuzluk ve baskıdan başka bir şey üretmeyen Kazakistan rejimi, derin toplumsal rahatsızlığı anlamaktan ve toplumun ihtiyaçlarına uygun bir şekilde kendini yenilemekten çok uzaktır.
Kaynak: Milat Gazetesi