Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Mustafa KOLCU


KARDEŞLİK DUVARI

Mustafa Kolcu'nun yeni yazısı;


Kur’an-ı Kerim aynı anneden ve babadan dünyaya gelen kişilerin kardeşliğinden bahsetmekle birlikte aynı dine veya dünya görüşüne mensup olmayı ifade eden akide/inanç kardeşliğinden de bahseder: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (49/Hucurat, 10) Bu ayet yeryüzündeki gelmiş geçmiş ve yaşayan tüm Müslümanların aynı ailenin bir parçası olduğu gerçeğini ifade etmektedir. Allah'ın İslam’ı din olarak seçip kabul edenlere, yeryüzündeki en büyük nimetlerden biri de iman kardeşliğidir. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet iman kardeşliğini öncelemekte ve korumak için gerekli uyarıları yapmaktadır. İmanda kardeşlik sorumluluğu tercih değil, mecburiyettir.   Hucurat Suresi, genelde insanlığın, özelde ise iman ehlinin kardeşlik hukukunu hem sosyal hem de siyasal açıdan nasıl koruyup kollayacağını haber veren önemli ayetler içerir. Müslümanlar her işini Allah'ın emrine göre yapmalı, kardeşlik sorumluluğunu da Allah'ın belirlediği sınırlar dâhilinde yerine getirmelidir. Birbirine kenetlenmiş binalar gibi küfrün her türlüsüne karşı mücadele eden kardeşler olarak dini yaşama zorunluluğumuz vardır. Fiili, kavli ve kalbi olarak kardeşinin yanında olmak dini sorumluluktur. “Müminler birbirlerine bir duvarın tuğlaları gibi bağlıdırlar.” (Buhari, Tirmizi) buyuran Nebi (as): "Müslüman Müslümanın kardeşidir ve Müslüman kardeşine zulmetmez, onunla dost olmaktan vazgeçmez, onu zelil etmez. Bir kimse için, bir müslüman kardeşini hakir görmek kadar büyük bir kötülük yoktur." (Müsned-i Ahmed) tembihinde bulunmuştur.

Her şeyi hakkıyla bilen Allah'a hakkıyla inananlar, yeryüzünde adaleti hâkim kılabilir. Aksi halde bütün varsayımlar boşunadır. İslam'ın oluşturduğu kardeşlik rahmete dönüşür. Zalimi zulmünden alıkoyarak, mazlumu da zulümden uzak tutarak yaşanabilir bir insanlık öyküsü oluşturur.

Gelelim günümüzün İslam kardeşliğine.  Bütün yeryüzü coğrafyasında zalimin zulmüne maruz kalmış Müslümanlar ve mazlumlar var. Bu yeni değil. Âdemin çocuklarının kadim kavgası hep süregeldi. Bir yanda hakkı savunup yola revan olanlar, diğer yanda da batılın emrinde şeytana tabi olanlar.  Bugünkü kavgalar da sonuncu değildir. Ayrışmayı sağlayan duruşlar, hep zor zamanlarda belli olur. Kendinden büyük füzeler ile şehit olup toprağa düşen bebeklerin ahına tepkisiz kalanlar ile ahı yüreğinin derinliklerinde hissedenler ilahi kayıt altındadırlar. Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Mü'minler, aralarındaki sevgi, bağlılık ve birbirlerine merhamet ve şefkat duymak bakımından tıpkı bir bedene benzer. Şayet bedenin bir uzvu zarar görecek olursa tüm beden bundan rahatsız olur ve uykusuz kalır." (Buhari, Müslim)

Gözlerimizin şahit olduğu onca zulüm devem ederken, Müslümanların uykusu kaçıyor mu? Soğukta titreyen, sıcakta kavrulan çocukların sığınağı olmak kimin görevidir?  İnsan insanın kurdudur diyenler, kurtla kuzuyu yiyip çobanla ağlayanlar mı sığınak olacak? Oysa İslam’da insan, insanın kurtuluşu olmalıdır.  Kardeşlik duvarımız delik deşik edilmiş, ümmetin çocukları kapanın elinde kalmış, kâfirin insafı aranır olmuş ise utanmak için çok sebebimiz var demektir. 

Müslümanlar neyi bekliyorlar? Hani zalime karşı mazlumun yanında olacaktık. Ne oldu da duvarların arkasına saklanır olduk. Ne oldu da kendimizin bile inanmadığı yalanlara, mazeretlere sığındık. Nerede şu kadar Müslüman nüfus? Ben bu olayı kuyuya atılan Yusuf (as)’ın kardeşlerine benzetiyorum. Hani içlerinden biri, kıymayın kardeşime deyip yinede kuyuya atmışlar, sonrasında inanmadıkları yalanlarla babalarına koşmuşlardı. Bugün kardeşlerini çağın kuyularına atanlara sessiz kalan müslümanlar, Yusuf’un kardeşlerinden de zalimdirler. Yusuf kardeşlerini affettim diyor. Allah affeder mi bilemem. Ama bugünün Buruc suresini, Yusuf suresini yaşayan mazlum kardeşlerimiz, bizi affeder mi? Kalbiyle bile öfkelenmeye yanaşmayan, gündelik hayatında hiçbir farklılık göstermeyen, hiç olmasa boykota destek vereyim bile diyemeyen kardeşler, Yusuf’ları, Sümeyye’leri kuyuda, ateş çukurunda bırakmanın hesabını unutmamalıdırlar.

Birbirinin ayaklarına pranga olanlar, zalimin zulmüne karşı başlarını kuma gömenler büyük vebalin hesabına hazır olmalıdırlar. Rabbimiz, birbirlerinden uzaklaştıkça zayıflayan, zayıfladıkça korkaklaşan Müslümanları şöyle uyarır: ”Allah ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.” (8/Enfal, 46) 

Oysa İslam'da kardeşlik, el ele verip aynı gaye için yürümektir. 

Kardeşlik, Müslüman kardeşine, kol kanat germek, birbirinin derdini derdi bilmek, birbirine rahmet olup rahmet ummak, yaşarken de ölüm sonrasında da kardeşini unutmamak, hayır olmak hayır ummaktır. 

Kendi karındaşıyla bile kardeşlik hukukunu koruyamayan bencilliği ilke edinmişlerin kaydı İslam nüfusunda olsa ne olur, olmasa ne olur?  İnsanları beşerin düzenlediği kimlikler değil, Allah'ın razılığı değerli kılar.

Şeytanın yolunda gidenlerin en iyi bildiği şey düşünceleri yönlendirmektir. Bu şeytanın, doğru yolun ortasına oturacağım, (7/ A’raf, 16) dediği andan itibaren böyledir. Müslümanlara zulmediyorlar denildiğinde, bu onların sorunu, diyerek asıl sorunun zalimler olduğunu görmezden gelenler var. İslam davasını görmezden gelip, ırk üzerinden konuşanlar var.  Oysa kâfir zihniyetin niyetini Rabbimiz haber veriyor: ”Size bir iyilik gelirse bu onları üzer, ama başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız, onların tuzağı size hiçbir zarar vermez. Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır.” (3/ Al-i İmran 120) 

Çare nedir?

Çare çok nettir. 

Sağa sola bakmaya sormaya gerek yoktur. 

Çare, Allah'ın dini için malı canı hazır tutmaktır. ”Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah, bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da kesin olarak va’detmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.” (9/Tevbe, 111) 

Ancak Allah'a hakkıyla inananlar bu ayetin değerini bilir ve ona göre yaşar.  İman kardeşliğinin mayası, vahiyle yoğurulmadan kardeşlik gölü maya tutmaz.  İslam'ın dışında kardeşlik duvarımızı bir arada tutacak değer yoktur. Kendi değerlerini unutanlar, kendi değerlerinden utananlar başka değerlerin sadece kölesi olurlar.  

Günümüz kardeşlik duvarındaki akan kanlar, yeryüzünün birçok coğrafyasında arşa yükselen feryadı figanlar gösteriyor ki Rabbimizin tanımladığı, peygamberimizin örneklediği kardeşlik duvarımızda çok gedikler açılmıştır. Zalimin zulmüne direnecek duvarı kurmamış Müslümanların belli ki utanacak yüzleri de kalmamak üzeredir. Yeryüzünde adaleti sağlamak için ayakta olması gereken mü’minler, ayaklar altına düşmemelidir. Kurulan her türlü oyunu bozacak iman ile yola devam edecekler, başları dik, duruşları net olmalıdır. Zalime öfke duyan vicdanların kuracağı düzen, mazlumların tutunacağı el olacaktır. İslam'ın her bir ferdinin zulme karşı yapacağı plan İslam’a uygun olmalıdır. Sırası geldikçe elinden geleni de ardına koymamalıdır.

Allah kullarını birbiriyle sınar. Her çağın insanı farklı imkânlara tanıklık etse de her çağın ortak imtihanı merhamet üzerinedir. Merhametini kaybedenlerin buldukları hiçbir değer yüz güldürmez. Gülsün insanlığın yüzü, arşa çıksın mazlumun duası, sevinsin melekler diyerek, İslam davamıza sahip çıkmaya devem edelim. Vakit yıkılmakta olan kardeşlik duvarını onarma vaktidir. Yere düşen kardeşliği kaldırma vaktidir. Zalime dur deme vaktidir. 

Rahman doğru kararlar alarak, vaktinde hareket etmeyi nasip eylesin. Rabbimiz soruyor:  “Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.” ( 9/ Tevbe, 38) 

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR