Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


F. Yılmaz ALTUNÖZ


İSLAM IDEOLOJİ DEĞİLDİR

Furkan Yılmaz ALTUNÖZ'ün yeni yazısı;


İslam ideoloji değildir. İslam ilahi bir dindir. Adem peygamberle başlayan ve son peygamber Hz. Muhammed ile tamamlan din: İslam. İdeolojileri dinden ayıran en önemli faktör Ahiret inancı faktördür. Çünkü hiçbir ideoloji Ahiret hayatı üzerine düzenlemeler getirmez. Budizm, Şintoizm, Taoizm ve Konfüçyüsizm gibi felsefi dinler de ahiret bilgisi içermez. Bu nedenle bu dini anlayışlar birer ideoloji olarak kabul edil(melid)ir. Sonu “izm”le biten tüm insana yönelik sistem tanımlamaları birer ideolojidir.

İdeolojiler ilahi din gibi yönetme iddiasında bulunurlar. Sosyal, siyasal, ekonomik ve diğer insan ve çevre konularında yasalar/kurallar sunarlar. Şüphesiz İslam’da insan ve varlığa yönelik yasa/kurallar getirmiştir. Ancak ideolojilerde yasa koyucu insanken; İslam’da yasa koyucu Allah’tır. Ayrıca din insanın sosyal ihtiyaçlarının yanı sıra kalp, ruh ve manevi yanına yönelik değerler sunar. Ve din acıma, şefkat ve merhamet kaynağıdır. İdeolojiler diğer ifade ile izm’ler şefkat ve merhamet taşımazlar.      

İdeoloji kavramı Sosyal Bilimlerde iki açıdan incelenir. Biri genel anlamda ideoloji; “dünya, evren, toplum ve insanla ilgili duygu düşünce ve inançlar toplamıdır.” Tüm ideolojiler bu kapsama girer. Ancak ikincisi; “sınıflı toplumlarda, egemen sınıfların çıkarına hizmet edecek şekilde çarpıtılmış gerçeklik kavrayışı” olarak tanımlanmaktadır. Bu Marksın tanımıdır. Ayrıca ideoloji gerçek bilginin önünde dikilen bir engeldir.  

Bireylerin karakterleri, yetileri, IQ’leri, sermayeleri ve coğrafyalarının farklı oluşu sınıflı toplumu beraberinde getirmektedir.  Bu nedenle insanlık tarihinde sınıfsız bir toplum hiçbir zaman olmamıştır.  Ama adaletin egemen olduğu toplumlar olmuştur. Ahlak, eşitlik ve özgürlük, ütopya olan sınıfsız toplumun sonucu değildir. Adalet ve özgürlük sınıfsız toplumda gizli değildir. Adalet ve eşitlik başlı başına bir değerdir. Uygulandığı her alanda yerini alır. 

Şu tespit çok yerinde bir tespittir. İdeolojiler/izmler sınıflı ya da sınıfsız toplumlarda, “egemen sınıfların çıkarına hizmet edecek şekilde çarpıtılmış gerçeklik kavrayışıdır.”  İdeoloji kurucuları toplumların lehine gibi sundukları yaldızlı felsefe ve sosyolojileri; aslında kendi çıkar ve egemenliklerini sürdürmek için sistemleştirmişlerdir. Bakıldığında tüm ideoloji/izmlerin sahip ve yöneticileri; monarşik, oligarşik, etnisite, politbüro ve sermayedarlardan oluştuğu görülecektir. İzmler asla halktan yana halk tarafından yönetim tarzı oluşmasına izin vermemişlerdir. İdeolojilerin şu gerçekliğin üzerini örtmesine izin verilmemelidir: Tüm ideolojiler birer şirk sistemidir. Ve asla adil değillerdir.

Varlık olarak İslam bir dindir. İdeoloji değildir. Ancak egemen güçler ve onların kurguladığı DEAŞ gibi dini görünümlü örgütler, ideolojik bir içerikte; vahiyden kopuk, şiddet içerikli, merhamet yoksunu bir İslam algısı oluşturmaya ve sunmaya çalışmışlardır. Hâlbuki İslam’ın muhatabı başta insan olmak üzere diğer canlılarla birlikte tüm varlıklardır. İslam insansız olamaz. Bu muhataplığın rengi Kur’an ve sünnettir. İslam’ın ideolojiye dönüştürülmesine izin verilmemelidir. 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR