İnsan özgür bir varlıktır. İnsanın insanı özgürlüğünden mahrum bırakarak köleleştirmesi, insanlığın en asli günahıdır. İnsana dair temel gerçeklik, bütün insanların eşit olduğu ve hiçbirinin bir diğerini köle yapma hakkına sahip olmadığıdır. İnsanın insanı köle yapmasının tarihi, insanlığın ta başlarına kadar gitmektedir. Kölelik, geçmişte bırakılan bir utanç değildir. Günümüz dünyasında da dünyanın her tarafında kölelik, sofistike kılıflar altında sürdürülmektedir. BM, 2 Aralık 1949 tarihinde insan ticareti, çocuk işçi çalıştırma, zorla evlendirme ve cinsel istismar gibi köleliğin modern formlarını yasaklayan bir karar çıkardı. Bu yüzden dünyada, 2 Aralık dünyada “"Köleliğin Kaldırılması Günü" olarak kabul edilmektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde kölelik açık bir insan hakları ihlali olarak tanımlanmaktadır.
İnsan, mal veya mülk değildir. İnsanın nesneleştirilmesi, yeryüzünde yaşanan bütün kötülüklerin kaynağıdır. Teolojik açıdan en büyük günah, insanın insanı mal olarak kullanması, sömürmesi ve tüketmesidir. Hiçbir insan memlük (köle) veya Mevla (efendi) değildir. İnsanlar arasında köle ve efendi ilişkisi şeklinde alt ve üst hiyerarşilerin kurulması, kader olmadığı gibi, kutsal ve doğal da değildir. Bütün insanların birbirine eşit olduğu, hukuka, onura ve özgürlüğe sahip bireyler olduğu gerçeğinin bütün hayatın temeli haline getirilmesi lazımdır.
Transatlantik köle ticareti, insanlık tarihinin en korkunç ve vahşi köleleştirme faaliyetidir. Afrika’dan Amerika’ya ve Avrupa’ya 40 milyondan daha fazla insanın köle olarak götürüldüğü tahmin edilmektedir. Saint-Pierre’li Bernardin, ‘Voyagea L’lle-de-France’ isimli eserinde köleliğin arkasındaki sömürgeci anlayışı ve pratiği çarpıcı şekilde özetlemektedir: “Avrupalıların mutluluğu adına kahvenin ve şekerin gerekli olup olmadığını bilmem. Fakat bu iki ürünün, dünyanın iki kıtasında mutsuzluğa neden olduğunu biliyorum. İlk başta tarım yapılacak toprakları kazanmak için Amerika boşaltıldı, şimdi ise bu topraklarda çalışacak insanları bulmak için Afrika boşaltılıyor.” Longfellow, Transatlantik Köle Ticareti kurbanı köle insanların duygularını ve hayallerini Kölenin Düşü isimli şiirinde etkileyici bir şekilde dile getirmektedir: “Toplanmamış pirinçlerin yanında yatıyordu / Elindeki orağıyla / Göğsü çıplaktı, kumlara bulanmıştı / Keçeleşmiş saçları / Bir kez daha Memleketini görüyordu / Uykunun sisinde ve gölgesinde.”
Walk Free Foundation (Özgürce Yürü Vakfı) isimli kuruluş tarafından hazırlanan Dünya Kölelik İndeksi verilerine göre kadınlar, erkekler ve çocuklar, dünyanın her yerinde modern kölelik biçimlerine maruz kalmaktadırlar. Dünyada modern kölelik şartları altında yaşayan 40 milyondan fazla insan bulunmaktadır. Modern köleliğin kurbanlarının yüzde 70’ini kadınlar ve kız çocukları oluşturmaktadır. Modern köleliğin kurbanlarının yüzde 30’a yakınını bölümünü erkekler oluşturmaktadır. 15 milyondan fazla kız çocuğu zorla evlendirilmektedir. 25 milyondan fazla insan zorla çalıştırılmaktadır. Indeks’in verilerine göre Türkiye’de 500 binden fazla insan, modern kölelik şartları içinde bulunmaktadır. Dünyada 80 milyon çocuk, tehlikeli olarak nitelenebilecek şartlarda çalışmaktadır.
Modern kölelik bir gerçekliktir. Milyonlarca insan gece gündüz karın tokluğuna çalışmaktadır. Afrika ve Asya’da madenlerde binlerce insan başka insanları zengin etmek için kölelik şartlarında esir tutulmaktadır. Nazım Hikmet, başkalarının mutluluğu için köleliğin dayatılmasını çok çarpıcı şekilde anlatmaktadır: “Büyük hürriyetin ile çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı Karun etmek hürriyetiyle hürsün.” Chaler Bukowski, karın tokluğuna bütün gün köle gibi çalıştırılanların durumunu net bir şekilde anlatmaktadır: “Sabah 6'da yataktan fırlayan, giyinip zorla bir şeyler atıştıran, başka birine para kazandırdığı bir yere ulaşmak için trafikle boğuşan ve tüm bunlara sahip olduğu için müteşekkir olması istenen biri hayattan nasıl keyif alabilir?”
İnsanlık, maalesef asli günahı olan kölelikten tövbe edip bu utancı tarihin çöplüğüne atma başarısını göstermedi. Kölelik, zorla çalıştırma, evlendirme, tecavüz, seks ticareti, insan ticareti, ucuz işçilik adı altında devam etmektedir. İnsan onurunu ayaklar altına alan ve insanlığa hiçbir şekilde mutluluk getirmeyen modern kölelik biçimleri konusunda küresel ölçekte bir duruşun ortaya konması lazımdır.
Kaynak: Milat Gazetesi