İnsanlığı yeniden inanç ve adaletin huzur iklimine kavuşturma idealine ve bir dava şuuruna sahip, imanlı, ahlaklı, şahsiyetli bir nesil yetiştirme hedefini ortaya koyan İnsan ve Değer Hareketi, küresel kapitalist sistemin kıskacında kıvranan insanlığı, insanlığa merhamet, adalet, kardeşlik sunan İslam medeniyetinin kuşatıcı evrensel ilkeleriyle buluşturmak suretiyle, insanlığa kurtuluş çağrısı olan İslam'ı, yol gösterici olan Kur'an'ın rehberliğinde ve en güzel örneğin "(sav)" örnekliğinde anlamak, yaşamak, insanlığa taşımak ve yeryüzünde bunu yaşanılır kılmayı gaye edinmek adına, "bismillah" şuuruyla yola koyulduğunu ilan etmiştir.
Bileklerdeki prangaları kopartan, boyunlardaki zincirleri kıran, karanlık zindanları yıkan, esareti, köleliği, sömürüyü, kula kulluğu reddeden, özgürlük muştusuna yeniden bir çağrı sesi olan İnsan ve Değer Hareketi, hayat felsefemizin temeli, hikmetin başlangıcı, yegane dünya mefkuremiz, siyasetimizin ilahi doktrini, düşünce ufkumuzun, sosyal görüşümüzün, iktisadi programımızın, bakış açımızın, yaşam tarzımızın temeli olan Cenâb-ı Allah'ın emri ve Resullerin bize emaneti olan tevhidi, dava ve davet konusu edindiğini yayımladığı manifestosuyla tüm insanlığa ilan etmiştir.
Çalışmalarının odak noktası olarak insanı seçen, insanın kemale ermesinin yolu olarak da değerleri öne çıkaran, bu değerlerin insanlık adına medeniyete dönüşmesini ise ancak bir hareketle mümkün olacağını deklare eden İnsan ve Değer Hareketi, Anadolu'nun bağrından kopan, gayesi Allah, davası i'la-yi kelimetullah olan, insanlığa merhamet, adalet, kardeşlik sunan İslam medeniyetinin evrensel fikirleriyle insanımızı buluşturmayı, mücadelenin esası haline getirdiğini güçlü bir şekilde ifade etmiştir.
Tek hakikatçilik, İslam dünyasının başının belasıdır. Birleştirmekten çok kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı bir fonksiyon icra eden bu anlayışın altında, kendilerini hakikatin mutlak temsilcileri olarak gören teolojik takıntılar yatmaktadır. Bu yüzden İnsan ve Değer Hareketi, kendisini ifade ederken "hak üzere ama kendisini hakikatin merkezi olarak görmeyen" tanımlamasını ortaya koyuyor.
Bu gerçekten önemli. Çünkü kendi etrafına duvar ören, hayatı ve işleyişi bu darlık üzerine inşa eden anlayışlar, çağımızın karanlığına aydınlık olamayacakları gibi insanlığa da bir ufuk açamazlar. Bu olsa olsa kendi darlıkları içerisinde hayatın ve imtihanın hikmetinden uzak bir yaşam sadece.
Oysa istişareyi hayati önemde gören, ortak bir dil oluşturmanın çabasını hedef olarak ortaya koymaya çalışacağını ifade eden İnsan ve Değer Hareketi, insanlığın birikimine hikmet ve özgüvenle yaklaşan, gücünü tarih ve kader birliği içinde olduğu kendi insanından alan, Anadolu'nun engin sağduyusuna güvenen bir anlayışla insanlığa bir ufuk çizgisi sunmaktadır.
Temel ilkeler olarak ;
- İnsanı onurlu ve özgür kılan, kurtuluşa ulaştıran Tevhidi,
- Hayatın huzur ve dirliğinin yegane kaynağı olan Adaleti,
- Fertleri sükunete ve saadete erdirecek olan Ahlakı,
- Yeryüzünü kuşatacak, sadece insanlar değil, canlı/cansız tüm varlıklar için Merhameti,
- Renklerin ve dillerin farklı olması, farklı mezhep ve düşüncelere sahip olmanın teminatını ortaya koyan Uhuvvet, Ümmet ve Vahdet Bilincini,
- Anlayış ve yaşayışta ifrat ve tefrite sapmadan, itidal çizgisi olarak Vasat olmayı,
- İnsanlığı ve Müslümanları ilgilendiren tüm meselelerde, inançla bağlanılan değerleri toplumsallaştırmak ve sorunların çözümünde yer almak, tüm çevrelerle birlikte istişare zemininde ortak hareket etmeyi gerektiren Meşvereti,
- İslami hedeflere, İslam'ın inanç, hukuk ve ahlak çizgisini ortaya koyan Nebevi bir yöntemle ulaşmayı,
- Bir mücadelenin ilkeli ve sürekli bir yürüyüşe sahip olabilmesi, çalışmalarını kendi özgün kaynaklarına dayanarak sürdürmesiyle ve herhangi bir dış güce bağımlı olmaması için Bağımsızlığı,
- Bir hareketin davetiyle muhatapları arasında bir perdenin oluşmaması, başkaları tarafından tanımlanmasına fırsat verilmemesi için fikriyat ve teşkilat boyutuyla yeterince açık olması ve kendisini tanınır kılması için Şeffaflığı,
- İnsanla İslam arasındaki engelleri kaldırmak için bütün güç ve imkanlarla seferber olmak demek olan Cihad Ruhu ve Şehadet Bilincini,
- İnsanı merkeze alan, ilim, hukuk ve adalet temelinde yükselen, sarsılmaz bir özgüvenle farklı kültür ve medeniyetlerin güzelliklerini içselleştirmiş, engin bir hoşgörüyle farklı inanç ve ırklara mensup insanların çatısı altında huzurla yaşamasını sağlamış, vakıf geleneğiyle tüm canlılara hizmet etmeyi kurumsallaştırmış kuşatıcı ve evrensel bir Medeniyet Ufkunu,
...esas alan bir Sivil Hareket olarak kendisini tanımlayan İnsan ve Değer Hareketi; din, dil, can, akıl ve nesil emniyeti için mücadele eden, şiddetten uzak, toplumun değişim ve dönüşümünün eğitim ve bilinçlenme ile gerçekleşebileceğine inanan bir yapılanma olarak ortaya çıkıyor.
Aile merkezli çalışmaları hareketin temel prensiplerinden biri olarak hayati önemde gören, ayrıca tüm gençliği kuşatacak şahsiyet sahibi bir Müslüman gençliğin oluşmasını en önemli öncelikler arasında görmektedir.
Kulluk şuuru içinde hareket ruhu taşıyan bir insanın modellemesini önceleyen eğitim anlayışıyla, çağına şahit olabilecek eylemlerde bulunan, toplumsal hayata söz söyleyebilen, özgür ve özgün olabilmeyi yakalamış, aynı yöne bakmakla birlikte farklı düşünebilen bir insanı hedefleyen İnsan ve Değer Hareketi, yeryüzünde artık çekilmez boyutlara gelen sömürü, baskı ve zulüm düzenine karşı adalet ve medeniyet eksenli bir dünya inşa etmeyi, bu mücadelenin asli misyonu olarak gördüğünü ifade etmiştir.
Manifestosundan özetle anlatmaya çalıştığımız İnsan ve Değer Hareketi'nin ülkemize, alemi İslam'a ve tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını diliyorum. İnşallah bir başka yazıda da İnsan ve Değer Hareketi'nin niçin, nasıl ve hangi sebeplerle kurulduğunu, kuruluş aşamasındaki geniş tabanlı istişare heyetlerinin büyük emekler ortaya koyarak yaptığı çalışmalar ile geçmişin keşkelerini ve geleceğin endişelerinin neler olduğunun, kökleri eski ama kendisi yeni olan bu hareketin kuruluş aşamalarına dair yazmaya çalışacağım.