Prof. Dr. Bilal SAMBUR

Tarih: 16.01.2022 21:29

İnsan bilimi olarak teoloji

Facebook Twitter Linked-in

Teoloji geleneğinin, disiplinin ve kültürünün olmadığı bir yerde dine, Tanrı’ya, tabiata ve insana dair konuşmak, düşünmek, anlamak ve açıklamak, çok zor bir faaliyettir. Tanrı bilimi anlamına gelen teoloji, aslında insanın kutsalla olan ilişkilerini, anlayışlarını, amaçlarını ve yaratılış içindeki yerini çalışmayı amaçlayan bir disiplindir. Teoloji, aslında insanın kutsalla kurduğu her türlü ilişkiyi çalışmak demektir. Teoloji, aslında insan bilimidir. Teoloji, insanın kutsalla kurduğu tecrübe ışığında hayatını anlamlandırmak için ortaya koyduğu bütün duygulara, düşüncelere ve davranışlara bir açıklama getirmeye çalışır. Teoloji, insan hayatını kapsayan ve etkileyen bir faaliyettir.

İnsan kutsalla, kendisi için en önemli olan değerleri ifade etmek için ilişki kurmaktadır. Örneğin Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem, İslam ve Hıristiyanlık’ta çok önemli bir yere sahiptir. Hz. Meryem, ahlak, iffet ve tevazunun sembolü olarak kabul edilmektedir. Hz. Meryem’e saygı duymak, aslında ahlakı, dürüstlüğü ve tevazuyu esas öncelik haline getirmek demektir. Ahlakı, tevazuyu ve maneviyatı sahici anlamda yaşamsal bir pratiğe dönüştürmeden Hz. Meryem hakkında doğmatik spekülasyonlarda bulunmak, teolojik açıdan anlamlı ve işlevsel değildir. Teoloji, önemlidir. İnsan için sahici anlamda önemli ve öncelikli olan duygular, düşünceler ve davranışlar, teolojinin alanına girmektedir. Teoloji, insanların zihinlerini, kalplerini ve hayatlarını sahici anlamda etkileyen kutsalla ilgili dünya görüşlerini, değerlerini, davravranışlarını, bağlılıkları duygularını kendisine konu almaktadır. Kutsal tecrübesinin insanı nasıl etkilediği ve şekillendirdiği sorusu, teolojinin ana sorusudur.

Teoloji, Yaratan ve yaratılan ayırımını yapmaktadır. Yaratılanların Yaratan’a bağlı olduğu ve Yaratan’ın yaratılanlara nimetlerle dolu bir hayat bahşettiği, teolojinin önemli bir kabulüdür. Yaratan, her an hayatlarımızda, duygularımızda, düşüncelerimizde ve davranışlarımızda kendisinin tezahür edilmesini istemektedir. Teoloji, kendini bilmenin Rabbini bilmek olduğu prensibinden hareket eder. İnsanın kendini bilmesi, teolojik açıdan en önemli tecrübedir. Kendini bilme çabası içinde olmayan insana dair teoloji yapmak gereksizdir.

Allah gerçekliği, insan hayatına derin anlam, amaç ve değer kazandırmaktadır. Rabbini bilmek, insanın Allah’ın huzurunda nasıl bir hayat yaşamamız gerektiği konusunda bize anlayış kazandırmakta ve yol göstermektedir. Allah’ın Rahman ve Rahim olduğu, bütün varlıkları sevdiği, herkese şefkatle muamele ettiği, zor anlar dahil olmak üzere hiçbir zaman insanları ve varlıkları yalnız bırakmadığını bilmek, insanı güvenle, umutla ve aşkla dolu bir hayat yaşamaya motive etmektedir. Teoloji, sahici anlamda Allah’la kurulan ilişkinin insan hayatında meydana getirdiği farkla ilgilenmektedir.

Tarihin akışı ve insanın tarihsel süreç içinde sürekli olarak kendini yenilemesi, teolojinin odak noktasıdır. Zamanın ruhunu anlamak ve zamana uygun biçimde insanın kendini yenilemesi, insanın önündeki en büyük meydan okumadır. Tarih, hiçbir kişiye, doktrine veya doğmaya göre gelişmez. Kutsal tarih yoktur. Tarih sürekli olarak ilerleme halindedir. Tarihin ilerleyişine göre insan, ileriye doğru bakmak, gelişmek ve yaşamak zorundadır. Din, felsefe, sanat, bilim, edebiyat, ekonomi, kısacası insana dair her şey, tarihi takip etmek durumundadırlar. Tarihin ilerleyişine uygun olarak varoluşumuzu yenileyemeyi başarmak, hayatımızı anlamlı kılmayı sağlamaktadır. İnsanlığın tarihsel tecrübesinin bütünlüğüne uygun anlamlı bir hayat yaşamak, ebedi hayatımız üzerinde ciddi bir etkide bulunacaktır. Ebedi hayatımız, bu dünyada yaşadığımız hayatın biçimine ve içeriğine bağlıdır.

Teoloji, insanın özgürlüğünü, özgünlüğünü ve onurunu yok eden bütün sahte kültlere, putlara ve kurgulara meydan okuyan bir disiplindir. Din, kutsal ve Allah adına insana hükmetmek isteyen, insanı köleleştiren ve insanın yaşama sevincini öldüren bütün sahte yapıları ve kurguları etkisizleştirmek için teolojinin zengin imkanlarından yararlanmaya ihtiyaç vardır. Teoloji, gerekçesi ne olursa olsun insanın insanı kullanmasına ve linç etmesine hayır demektedir. Teoloji, kutsal adına insanın insanı yaşaması ve yaşatmasının bilimi olarak yaşamla ilişkilendirilmelidir.

 

Kaynak: Milat Gazetesi


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —