Nezir ERGENÇ

Tarih: 25.12.2022 11:24

Hz. Ali haklı, Hz. Ömer haklı ama Hz. Peygamber daha haklı

Facebook Twitter Linked-in

 

Bekara karı boşamak kolaydır; ama evli biri için bu, yaşamın en zor kararlarından biridir.

Rivayet odur ki, ifk hadisesinde Hz. Ali Hz. Peygambere “başka kadın mı yok, bırak gitsin” mealinde Hz. Aişe ile ilgili sözler sarf etmiştir. Büyük ihtimalle bu ağır sözleri Hz. Peygamberin olay karşısında duyduğu üzüntüden dolayı Resulullaha sahiplenme niyetiyle bunu yapmıştır. Bir kadın için bu kadar üzülmemen lazım, manasında bir destek yaklaşımı.

Halbuki Resulullah bir koca, bir lider, bir insan ve bir peygamber olarak Hz. Ali’ye göre üzülmekte de, karısına yapılan iftiranın bireysel ve toplumsal sonuçlarını düşünerek temkinli ve mu’tedil bir duruş sergilemek suretiyle onu yanında tutmakla da çok daha haklıydı.

Keza; Hudeybiye anlaşmasında Hz. Ali, Hz. Ömer ve diğer bazı sahabenin “sen Allah'ın peygamberi değil misin, bizler Müslümanlar değil miyiz…? nasıl olur da bu anlaşmayı imzalarsın?” çıkışlarında haklıydılar. Çünkü onlar hiçbir şekilde müşriklerle oturup –  görünürde- Müslümanların aleyhine olacak bir anlaşma ile Medine'ye elleri boş döneceklerini kat’en düşünmemişlerdi.

Halbuki Hz. Peygamber bir devlet başkanı ve Allah'ın elçisi olması sıfatıyla ümmetin maslahatını gözeterek bu anlaşmaya imza atmakla çok daha haklıydı.

İzafeten; Uhud seferinde Uhud’a varmadan hemen önce yaklaşık üç yüz münafığın ihanet ederek geri dönmeleri karşısında Hz. Ömer’in: Ya Resulallah, bırak da şunların boyunlarını vurayım, dediğinde haklıdır. Eminim ki orada bulunan ashabın tümü aynı şeyi düşünmüşlerdi; hatta Hz. Peygamber dahi aynı şeyi düşünmüş olabilir.

Halbuki Resulullah bir lider, bir komutan ve bir peygamber olarak: Ya Ömer!  Muhammed arkadaşlarını öldürtüyor, denilsin ister misin? Derken daha haklıydı.

Bunları niye mi yazdım? Durduğumuz yerden gördüklerimiz ile olan ve olması gereken farklı olabilir. En doğrusunu görmek ve gereğini yapmak için bulunduğumuz yerden kalkıp olması gereken yere giderek oradan bakmak icab edebilir.

Hadi diyelim oraya gitmeye imkanımız yok; ama en azından bulunduğumuz yerden de “empati” yapabiliriz.  Empatiye gıcık olanlara önerim “firaset ve basiretle bakma” yı tercih etmeleridir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —