İngiltere’nin kuzeyinde bulunan, erkeklerin giydiği ‘kilt’lerle bilinen İskoçya’nın yeni Başbakanı Pakistan asıllı Müslüman Hamza Yusuf oldu.
5,5 milyon nüfusa sahip, bölgesel parlamentosu ve yönetimi olan İskoçya’da bağımsızlık yanlısı iktidardaki ayrılıkçı İskoçya Ulusal Partisinin (SNP) 9 yıldan beri partinin başında bulunan kadın lideri Nikola Sturgeun, partisinin başından ve başbakanlıktan ayrıldı.
SNP’de yapılan liderlik yarışını, Sağlık Bakanı 37 yaşındaki Hamza Yusuf kazandı. Böylece Yusuf, Birleşik Krallık’ta ilk Müslüman parti lideri oldu.
İskoçya’da 2014 yılında yapılan bağımsızlık referandumunda İskoç halkının yüzde 55’i “hayır” oyu kullanmıştı.
1960’lı yıllarda Pakistan’dan İskoçya’ya göç eden bir ailenin oğlu olan Yusuf’un annesi ise Kenya’da Güney Asyalı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelmiş.
Hamza Yusuf, 2011 yılında Glasgow’dan milletvekili seçilmiş, 2016 yılında da Ulaştırma Bakanı görevine getirilmişti.
Yusuf yaptığı zafer konuşmasında şunları söyledi: “Bugün hepimiz, ten rengimizin ve inancımızın, hepimizin evi olan bu ülkeyi yönetmek için bir engel teşkil etmediğine dair dünyaya apaçık bir mesaj gönderdik. Bununla gurur duymalıyız.”
Hamza Yusuf, resmi konut Bute House’daki ilk gününde ailesiyle iftar yaptıktan sonra ailesine namaz kıldırdığı özel anın fotoğrafını Twiter’da paylaşması dikkat çekti.
Yusuf’un inancı ve etnik kökeni hiç tartışma konusu olmazken “eşcinsel çiftler için evlilik eşitliği” konulu oylamaya katılmaması sorgulanmış ve bu durum inancıyla, Glasgow Pakistan Topluluğu içerisindeki konumuyla ilişkilendirilmiştir.
Daha önce de Britanya tarihinde ilk kez göçmen bir ailenin çocuğu olan Hint asıllı Rishi Sunak seçilmişti. Maliye Bakanı iken 20 Ekim 2022’de parti liderliğinden istifa eden Başbakan Liz Truss’ın yerine Muhafazakâr Parti’deki liderlik yarışını kazanarak İngiltere’nin başbakanı oldu.
Aynı şekilde Londra Belediye Başkanlığına, Pakistan kökenli göçmen bir ailenin çocuğu olan Sadık Khan seçildi. 2016 yılında yapılan seçimde rakibi Zac Goldsimith’e karşı ezici bir üstünlük sağlayan Khan, Batı Avrupa’da büyükşehirlerde seçilen ilk Müslüman belediye başkanı oldu.
Bu Ramazan’da Avrupa’da ilk kez bir metropolde, Londra’nın Piccadilly caddesinde mahyalar Müslüman Belediye Başkanı Sadık Khan tarafından astırıldı.
Bir başka önemli gelişme, geçen hafta ABD’nin New Jersey eyaletinde gerçekleşti. Suriye kökenli Müslüman ve başörtülü Nadia Khaf, hâkim olarak atandı, Kur’an-ı Kerim’e el basarak yemin etti.
Bunların yanı sıra, Almanya’da Frankfurt Belediye Başkanlığına Rojava’nın Kamışlı kentinden göç etmiş Süryani Mike Josef seçildi.
ABD, ailesi Afrika kökenli bir siyahiyi, İngiltere bir Hintliyi, İskoçya Asya kökenli bir Müslümanı seçebiliyor.
Bütün bunlar, o ülkelerin ulaştığı demokrasi seviyesini gösteriyor. Aynı şekilde bu toplulukların ulaştığı olgunluk ve medeniyet düzeyini gösteriyor. İnsan hakları, farklılıklara saygı ve hukukun üstünlüğünün eriştiği düzeyi ortaya koyuyor.
Aslında İngilizler, inanç özgürlüğü, eşitlik ve farklılıkları kucaklama noktasında geniş çaplı bir toplumsal mutabakata varmış durumdalar. Eski sömürgelerinden gelen göçmenlerin çocuklarının yönetimde yer alması insanlık adına gurur vericidir.
Biz ise hâlâ yurttaşlarımızın inancıyla, etnik kökeniyle uğraşıyoruz. Bizdeki köken avcıları bin yıldır bu topraklarda yaşayan insanları Kürt, Ermeni, Alevi diye ayırıyorlar, ötekileştiriyorlar.
Hepimiz biliyoruz ki Kılıçdaroğlu’nun adaylığı etrafında dönen tartışmalar kimliği ve inancıyla ilgiliydi. Kazanacak aday söylemi, aslında Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itirazdı.
Türkiye devamı olduğu Osmanlı İmparatorluğu ile övünüyor ancak Osmanlı’nın tüm etnik gruplara ve inançlara kucak açmasını, hoşgörüsünü örnek almıyor. Hıristiyan vatandaşlarımızın Noel kutlamalarına bile tahammül edemiyoruz.
1915 tehciriyle kırıma uğrayan Ermenilerin dahi 1910 Balkan savaşlarına kadar Osmanlı yönetiminde önemli görevler üstlendiğini görüyoruz.
Örneğin; Aleksandros Karateodori Paşa (1878-1879) , Gabriel Paşa ve Sava Paşa (1879-1880) yıllarında Hariciye Nazırlığı yapmışlardır.
Agop Ohanes Kazazyan (1876-1891), Mikail Portakalyan Efendi (1891-1897), Ohanes Sakız Efendi (1897-1908) yılları arasında Hazine-i Hasa Nazırlığı yapmışlardır.
Ohanes Çamiç Efendi (1877-1878), Aleksandr Karadori Paşa (1878), Sava Paşa (1878-1879) yıllarında Nafia Nazırları olarak görev almışlardır.
Mavrokordato Efendi (1908-1909), Aristidi Paşa (1909) da Orman ve Maadin Nazırı olarak kabinede yer almışlardır.
Bedros Kuyumcuyan Efendi (1880), Gabriel Noradonkyan Efendinin de (1908-1909) yılları arasında Ticaret ve Ziraat Nazırı olarak görev aldıklarını görüyoruz.
Aynı şekilde birçok Ayan Üyelerinin, Büyükelçilerin, Valilerin ve Mutasarrıfların Ermenilerden oluştuğunu görüyoruz.
Diğer İslam ülkelerine bakıldığında tablo Türkiye’den daha iyi değildir.
İran’da Şiilik dışındaki inanç sahipleri Cumhurbaşkanlığına aday bile olamıyor. 79 devriminden bu yana henüz bir tek Sünni, bakan olarak atanmadı.
İran idari olarak 31 eyalete ayrılmıştır. Sünni toplum, Sistan ve Belucistan ile Kürdistan başta olmak üzere Kirmanşah, Hürmüzgan, Gülistan, Batı Azerbeycan ve Horasan eyaletlerinde yoğunluk gösteriyor. Oysaki Humeyni İran’a döndüğünde coşkulu kalabalığın attığı “La Şi‘iyye/La Sunniyye” sloganı Müslümanların geleceği açısında ümit vericiydi.
Devrime giden yolda Sünniler de Şiiler gibi bedel ödemişti. Kürdistan eyaletinde Sünnilerin rehberi olarak kabul gören Ahmet Müftüzade’nin adı Humeyni ile birlikte anılıyordu.
Afganistan’daki Taliban hükümet sözcüsüne neden kabinenizde Şii bakan yoktur şeklinde bir soru tevcih edildiğinde, “İran’da kırk yıldır bir tek Sünni bakan atanmadı; biz neden bir Şii’yi bakan yapalım” şeklinde cevap vermesi bir gerçeğin ifadesidir.
Maalesef İslam dünyasında ülkelerin “makbul vatandaşları” dışındakilerin, devlet kademelerinde görev üstlenmesine imkân tanınmıyor.
Kaynak: Farklı Bakış