Batılı Beyaz Adamların kurgulayıp öncelikle İslam dünyasına sonra da tüm dünya halklarına dayatıp kabul ettirdikleri bir İsrail paradigması vardı: Yenilmez ve geçilemez “Büyük İsrail”
İslam dünyasının kalbi olan Kudüs ve civarında kimsenin eleştirmeye, dokunmaya ve saldırmaya cesaret edemeyeceği güçte; kendisine olağanüstü özgüveni olan küstah, şımarık ve vahşi bir karakol: İsrail!
Demir kubbe, nükleer güç, en ileri düzeyde teknolojik tank, silah ve aletlerden oluşan aşılamaz güvenlik çemberi içinde yaşayan müreffeh bir halk.
En önemlisi de demokrat, insancıl, mağdur ve mazlum bir görüntü altında şirin İsrail algısıydı…
Paradigma bu!
Kassam Tugayları Demir Kubbeyi kevgire çevirdi; ateş saçan mancınıkların ateşi söndü, Davud’un-a.s- korkusu kalplerini paramparça etti. İsrail güvende değil, Golyat ağır yaralı ve korkunun cenderesinde sonunu beklemekte.
Oluşturulmaya çalışılan bütün olumlu algı ve manipülatif yönlendirmeler tersine döndü; Batılı Beyaz Adamın gerçek yüzü en yalın ve çıplak haliyle ortaya çıktı; bütün vahşiliğiyle İsrail, farkında olmadan vicdan sahibi insanların gözleri önünde kendisini ifşa etti.
Yok sayılan, görmezden gelinen ve terörist ilan edilen Filistin ve Filistinliler vicdan sahibi halkların vicdanlarında ve eylemlerinde özgürlüğün ve erdemin delili oldu; Filistin yeniden doğuyor.
Batılı Beyaz Adamın icat ettiği Demokrasi, insan hakları, liberal yaşam ve saire yalandan balonlar Yasin roketleriyle bir bir patlatılıyor.
İslam, Kur’an , Hürriyet, Direniş, Merhamet, Cesaret, Adalet kavramları Hamas mücahitlerinin eylemleriyle tıpkı Mekke’nin ilk yıllarında olduğu gibi bugün dünya halklarının tek gündemi…
Batılı Beyaz Adam ve kuklası İsrail’in icat edip dünyaya yedirdiği bütün tanrılar yerle yeksan oluyor…
Yeni bir paradigma oluşuyor. Hamas bu paradigmaya ilk hareketi veren güç. Şimdi iş Müslüman alimlere, Müslüman münevverlere, Müslüman zekalara düşüyor. Bu paradigmayı besleyin, büyütün ve hayatın bununla nasıl inşa edileceğini tüm dünyaya anlatın, yazın, aktarın ve gösterin…