Ahmet TAŞ

Tarih: 22.09.2022 18:45

GÜVENCESİZ GÖNDERMEYELİM

Facebook Twitter Linked-in

Son yıllarda çoğunluğu halkı Müslüman olan ülkelerden olmak üzere insanlar akın akın Batı ülkelerine doğru adeta kaçarak ulaşmaya çalışıyorlar.

Gün geçmiyor ki basın yayın organlarında İspanya, İtalya, Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerinin sularında Batıya sığınmak isterken denizde boğulan insanların haberlerine rastlamayalım. Afrika çöllerinden Batıya ulaşmak için çıktıkları yolda kaybolanların, ölenlerin hesabı bile tutulamıyor, faili meçhul kayıplar listesine ekleniyor.

Batı ülkeleri son yıllarda gelen göçmenleri almama adına ya denize geri itiyor ya da soyduktan sonra donarak ölüme terk ediyor. Daha önce Ege sahillerinde yaşanan Aylan bebek ve son günlerde Yunanistan'ın denize iterek ölümüne sebep olduğu 9 aylık Asım bebek, 4 yaşındaki Abdulvahap ve ailesinin dramı vicdanı olan insanları ve idarecileri derinden yaralamaya devam ediyor.

Şu an bizim ülkemizde de 4 milyona yakını Suriyeli olmak üzere 6 milyondan fazla sığınmacı, mülteci, muhacir ne diyorsak diyelim insan yaşıyor. (Suriyeli, Afganlı, Uygurlu, Somalili, Iraklı, Pakistanlı, Yemenli, Moldovyalı ve diğerleri)

Devletimiz bu insanlardan büyük bir kısmını kayıt altına almış olup toplumda problem olmamaları ve topluma entegre olmaları için çalışmalar yapıyor. (Okul çağında olanların okula gönderilmesi, meslek edinmeleri, çalışma çağında olanların özel sektörde çalışmasına fırsat verilmesi vb.)

Ülkemizde hayata tutunmaya çalışan bu insanların bir anda bizim toplumumuza uyum sağlaması kolay olmuyor, bunun için zaman gerekiyor. Bizim toplumumuzun da bu insanların farklı davranış ve hayat anlayışlarına tahammülleri kolay olmuyor bu da zaman gerektiriyor.

Son yıllarda Cumhurbaşkanımızın katıldığı düğünlerde 3 çocuk yapma tembihlerine rağmen evliliklerin azalıp nikahsız birlikte yaşamaların hızla artmasıaile kurma, çocuk yapma anlayışının azalması sebebiyle nüfusumuz hem artmamakta hem de hızla yaşlanmaktadır. (Şu anda 65 yaş üstü insan sayımız 9 milyon civarındadır.)

Bu durum kamuoyunun gündemine henüz yeterince girmese de sığınmacı ve göçmen çoğu çocuk ve gençlerden olan nüfusun ülkemizi kalkındırmak için gerekli ve artmayan yerli nüfusun yerini alacağını açıkça ortaya koymaktadır.

Tuzu kuru iktidar umudu olmayan siyasetçiler, bazı vicdan ve merhamet yoksunu fikir grupları, insan ve ülke idare etme sorumluluğu olmayan gruplar sanırım bu gerçekleri akıllarına getirmiyorlar ki devamlı sığınmacı ve göçmen düşmanlığını körükleyerek prim kazanmaya çalışıyorlar.

Ülkemize gelen ve halen yaşamakta olan insanların İç İşleri Bakanlığı verilerine göre suça bulaşma oranı yerli insanların yarısından daha az durumdadır. Düzensiz olarak ülkemize gelen insanlar geri gönderme merkezleri yoluyla geldikleri ülkelere ya da istedikleri üçüncü ülkelere geri gönderilmektedir.

Ne yazık ki bu uygulamada yeterli istihbarat çalışması yapılmaması ya da ilgili kamu personelinin dikkatsiz ve duygusal davranışları sebebiyle gönderilen insanlar gönderildikleri ülkelerde hapsedilmekte, öldürülmekte ya da akıbetlerinden haber alınamayarak faili meçhuller durumuna düşmektedirler.

Son günlerde Suriye'de rejim bölgesine geri dönen birçok insanın ya rejim güçlerince işkence edilerek öldürüldüğü ya tutuklanıp akıbetlerinden haber alınamadığı aynı durumun Irak'a iade edilenler için de söz konusu olduğu kamuoyuna yansımış bulunmaktadır.

Ben diyorum ki! Ey devlet yetkililerimiz, görevlilerimiz ülkemize sığınan insanlar hangi yollarla gelirse gelsin bize emanet insanlardır, hayatlarından biz sorumluyuz. Bu insanları gerekli ve ciddi inceleme yapmadan, hayatları konusunda güvence almadan hiçbir ülkeye göndermeyelim. Yoksa devlet itibarımıza da insanlık itibarımıza da zarar gelir, mahşerde hesap veremeyiz.

Selam ve dua ile


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —