Ailede güvenin bitmesi bir felaket habercisidir. Güvenimizi yitirdik maalesef. Eşlerin birbirine güvensizliği çocukları da etkiler ki bu güvensizlik duygusu tüm ilişkilerini etkiler...
Toplumun altına dinamit koymak isteyenler öncelikle güvensiz bir ortam oluşturmaya başlarlar. Son zamanlarda pek çok insanın problemi güven sorunudur. Tv programlarında sıkça önümüze gelen yegane sorun eşlerin sosyal medya aracılığıyla birbirlerini aldatmasıdır...
Mevcut problemi düzeltmeye yönelik olmayan programlar çözüm odaklı değil tam tersine reyting uğruna iyice ifşa edilerek toplumun geneline yayılmasına neden oluyor... Güvensizlik (Pistantrofobi) bir hastalıktır... Eşler birbirlerinin telefonlarını sürekli kontrol ediyor ve birbirlerinden ayrı geçirdikleri zamanlarını sürekli "ne yapıyor?" diye kafasının içinde sorgulayıp bir şeyler kuruyorsa güven duygularını yitirmişlerdir demektir...
Güven duygusunun ardından sevgi ve saygıda yok olur. Bu ise bir hezimettir. Elbette eşler birbirlerinden haberdar olmalıdır. Netice de evlilik akdi ile birbirlerine bağlandıklarından dolayı sorumlulukları vardır. Aynı şekilde çocuklar belli bir yaşa kadar kontrol altında tutulmalı fakat bu eylem çocuğa asla "sana güvenmiyorum" şeklinde yansıtılmamalıdır.
Her insan birine ya da birilerine güvenmek ister. Hatta en vahşi hayvan güvendiği insana asla saldırmaz.
Toplum olarak son devirde çok yalnızlaştık maalesef.
İnsan, insana maddi ve manevi birçok konuda muhtaçtır. İnsanların birbirlerine güveni kalmadığından çok küçük nakit ihtiyaçlarında dahi arkadaştan, dosttan değil de faizi ile ödenmesi karşılığında bankalardan alınıyor maalesef. Hani “komşu, komşunun külüne muhtaçtı" sobasının harlı külüyle kahvemizi pişirdiğimiz ellerimizi akabinde yüreklerimizi ısıttığımız komşuluklarımızı neden yitirdik? Neden kapılarımızda üç-beş kilit var? Oysa bizler uzak bir yerlere gittiğimizde evimizin anahtarlarını komşularımıza teslim ederdik. Düğün yapacak olsak, borçlu olsak komşularımız, akraba ve dostlarımız elerinde avuçlarında ne olsa gelip eteğimize koyardı...
Sahi biz ne ara bu hale geldik?
Ne ara aile bireyleri birbirinden gizli işler yapmaya başladı... Güven neden bitti?...
Güvensizlik ortamı tehlikelidir.
İnsanı yalnızlaştırır devamında psikolojik sorunları tetikler. Bireyselleşme ise sadece sekülarizimin işine yarar. Bir düşünelim; Bir evde 5 birey var herkes kendine ait bir arabasının olmasını istiyor. 18 yaşını dolduranlar yeni bir ev açma söylemiyle okulla birlikte hayatını kazanma moduna giriyor tabii ki ev demek mobilya, beyaz eşya,fatura,öteberi demek...
Yeni arabalar, yeni eşyalar, yeni giysiler için çalışmak gerekiyor. Hatta bu elzem ihtiyaçlara sahip olmak için haksız kazanç sağlamak ise reel sayılmaya başlanıyor... Neticede tek kazanan vardır güvensiz ortamı dayatan sekülerist sistem ... Hedeflenen ihtiyaçlara ulaşıldığında bireysellikle beraber sahiplenilen maddi angaryaların hiçbir mutluluk vermediği anlaşılır.
Zoraki masa başı sohbetlerinde adamın biri "ben parayı çok severim" dedi... Devamla "para ile her şey hal olur, hatta iyilik bile parasız olmuyor " dedi... Çok üzüldüm...
Demek ki adamın yegane güvendiği tek şey para olmuş... Güven, Sevgi, saygı, bunları da para ile mi satın alıyordu acaba?
Toplumun acilen güven üzerine yeniden inşa edilmesi gerekiyor...
Toplumlar ailelerden oluşur. İyi aileler iyi toplumların mimarıdır... Güvenli bir toplum oluşturmak zor değil aslında...
Ahlaki kurallar ile donatılmış insan için güven problemi kalmaz. Öylesi ise birkaç kural ile yeniden naif bir güven ortamı oluşturulabilir...
1. kural yalan söylememek.
2. kural verilen sözü tutmak.
3. Kural emanet aldığın her şeyi zarar vermeden teslim etmek.
4. Kural verilen sırrı asla ifşa etmemek.
5. Kural haksızlık etmemek.
6. Kural tahammül etmek.
7. Kural ön yargılı olmamak.
8. Kural inanmak.
9. Kural öz-saygı ve karşısındakine saygı.
10. Kural bencilce davranmamak...
Tabii ki kurallar çoğaltılabilir. Çok önemli olan on maddeyi sıraladık sadece...
İlerleyen zamanlarda pimi çekilmiş güvensiz insanlar görmek istemiyorsak güzel ahlak ile inşa edilmiş bireyler yerleştirmemiz gerekiyor...
Birbirimize armağan edeceğimiz en güzel şey "Sana Güveniyorum" cümlesi olsun. Size güveniyorum Vesselam.